LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
İLK 15 dakikada o kadar çok gol kaçırdı ki Fenerbahçe...
Yine aynı şey olacak diye düşünmeye başladım;
- Fenerbahçe ancak ilk golü yerse kendine gelecek...
Ama yanıldım. Kayseri öne geçtikten sonra direncini artırmaya başladı.
Kayseri’nin direnci arttıkça, Fenerbahçe’nin konsantrasyonu azaldı.
Bilinmeyen bir el Fenerbahçeli futbolcuların tüm becerilerini engelliyordu sanki.
Ne sağ kanat çalışıyordu F.Bahçe’de, ne de sol kanat.
Zico kenarda çözüm üretmeye çalışıyordu.
Colin Kazım’ı aldı, olmadı.
Semih’i aldı, olmadı.
Uğur Boral’ı aldı, yine olmadı.
Olması da kolay değildi. Chelsea gibi bir takımla oyna, kazan, sonra dön ligde çok önemli bir maça çık. Elbette sıkıntılı anlar yaşayacaklardı.
Yaşadılar da... İyi oynamadılar, oynayamadılar.
Geriye tek çare kalıyordu. Mücadele etmek. Rakibi baskı altına almak, bunaltmak ve yaratılacak karambolden gol çıkarmak.
Zaman daraldıkça Kayseri, "Puanı kaptım" rahatlığına kavuşunca olanlar oldu.
Mücadele etmeyi unutmayan takım 3 puanı kaptı.
Bana göre bu gol ve bu 3 puan, "Şampiyonluğun golü ve puanı"
Güzel his
SİZLER de aynı şeyi hissediyor musunuz bilmiyorum.
Ben Fenerbahçe maçlarında hakem düdüğü çalana kadar umudumu kaybetmiyorum.
Tıpkı basketboldaki gibi...
Son saniyede bile skorun değişeceğine inanıyorum.
Fenerbahçe de beni hiç yanıltmıyor.
Joker Semih
HAFTA içinde arkadaşlarımız Daum ile görüşmüşler ve Semih için fikrini sormuşlar;
- Her takımın öyle bir jokere ihtiyacı var.
Semih için düşüncelerini böyle özetlemiş.
Çok haklı. Fenerbahçe o jokeri kullanıp şansını hep katladı.
MAÇIN 3 ADAMI
Semih - Maldonado - Deivid
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları