Paylaş
Buz gibi Manchester havasını soluduğumda bir gün sonra hissedeceğim o müthiş duygudan henüz habersizdim. Blackburn Rovers stadı Ewood Park’a geldiğimizde kulübün ileri gelenleri ve çalışanları Tugay’ı görünce inanılmaz bir sevgi tezahüratı başladı. Stadın VIP girişindeki resepsiyonun arkasında kulübe hizmet eden yerli ve yabancı oyuncuların isimleri altın harflerle dev bir ağaç panoya yazılmıştı. Tugay Hoca futbolu bıraktığında, stadı dolduran Blackburn taraftarının tamamının Tugay maskeleriyle yaptığı sürpriz ve jesti televizyonlarda görmüştüm. O nedenle Tugay’a olan sevgilerinden haberdardım.
ALTIN HARFLERLE YAZILMIŞ İSİMLER
STADA girdiğimiz andan itibaren bir yandan da Tugay Hoca’nın mimiklerini takip ediyordum. Çok duygulandığı her halinden belli oluyordu. Soyunma odasına girdiğimizde henüz diğer efsaneler gelmemişti... Her bir futbolcunun formaları, yan yana dizilmiş ve özenle hazırlanmıştı. Fakat Tugay Hoca’yı şaşırtan ve duygulandıran bir şey oldu. Kaptanlık bandını Tugay Hoca’nın 5 numaralı formasının üzerine koymuşlardı. Derken imza faslı başladı. Kaptan Hiç yorulmadan yüzlerce formayı imzalarken, ben de duvarlarda ki fotoğraflara daldım. Bir çoğu Tugay fotoğrafıydı. “Kaldırmamışlar” dedi Tugay, mutlu bir ifadeyle... Ve diğer efsane futbolcular da teker teker gelmeye başladılar...
KAPTANLIK BANDI
SOYUNMA odasının bir köşesinde oturup uzun zamandır birbirlerini görmeyen efsaneleri izlemeye başladım. Diğer oyuncuların da benim de ilgi odağım Tugay’dı. Colin Hendry, Kevin Gallagher, Jeff Kenna, Craig Short, Tim Sherwood, Mark Atkins, Craig Hignett, David Dunn, K. Gillespie, Newell, Anderson... Hasret giderme faslı devam ederken, Tugay elindeki kaptanlık bandını Colin Hendry’e verdi. Çok şaşırmıştım... Colin ‘Neden’ diye sordu, Tugay da sen benden daha eski bir efsanesin dedi ve bandı Hendry’nin takmasını istedi. Maçın başlamasına az bir süre kala ben çıkış tünelinin başında fotoğraf çekmek için yerimi almıştım. Büyük bir tezaruhatla efsaneler sahaya çıktılar. Fakat henüz Tugay görünmüyordu. Derken bir iki dakika sonra Tugay sahaya çıktı ve yaşadığım en büyük gugur dolu anlardan birine şahit olmaya başladım.
GÖĞSÜM KABARDI
BÜTÜN taraftarlar çığlık atarcasına Tugay’ın ismini haykırıyorlardı... Ve o meşhur şarkıyı söylemeye başladılar; “Tugay Tugay you are my Turkish Delight.” (Tugay sen benim Türk Lokumumsun) Seremoniden sonra büyük bir gururla maçı izleyeceğim yere geçtim. Herkesi mest etmişti Tugay, üstelik inanılmaz dört asist ve bir de gol atmıştı. 90 dakika boyunca göğsüm nasıl kabardı anlatamam... Maçtan sonra Tugay’ın Ewood Park’ın önünde bekleyen taraftarlara da imza dağıtmasından sonra Blackburn’den ayrıldık.
Çok uzun süre, hatta bildiğim kadarıyla en uzun süre yurt dışında top oynayan, bir Türk futbolcunun nasıl ve neden böyle güzel bir iz bırakabildiğini gördüm. Ertesi gün spor sayfalarında, “Newell was awesome. Tugay magic and funny to boot. Great to watch these former players.” (Neweel Harikaydı, Tugay hem büyüledi hem de güldürdü. Böyle oyuncuları izlemek harika) yazıyordu... Şu anda U 20 Türk Milli Takım Koordinatörlüğü yapan Tugay Hoca’ya bu güzel gururu yaşattığı için sonsuz teşekkürler...
Paylaş