Orta dönemde Çin ekonomisi

DÜNKÜ yazımda, Çin’in parasını dolara bağlamaktan vazgeçip bir sepete bağlayarak dar alanda dalgalanmaya bırakmasının kısa vadede önemli bir sonucu olmayacağını vurgulamıştım. O halde, orta vadede ne olabilir?

Çin, geleneksel olarak ekonomik büyümeyi yıllık yüzde 8’den düşük gerçekleştirmemeye çalışmaktadır. Çok kalabalık bir ülkedir. Kişi başına milli gelirleri yılda bin doların biraz üzerindedir. Çin’in politika yapıcıları açısından, kur politikası ekonomik büyümeyi teşvik eden önemli araçlardan biridir.

Çin mallarının dünya pazarlarındaki ucuzluğunu Batı dünyası küresel dengesizlik olarak yorumlamaktadır. Batılılara göre, Çin’deki emek maliyetinin düşüklüğünün önüne kur ayarlaması yoluyla geçilmelidir. Halbuki, küresel dengesizlik varsa, bunun ardında Çin’in kur politikasını sorumlu tutmak konuyu çok fazla basitleştirmek olmaktadır.

ENFLASYON BASKISI

Beklentilerin çok altında Yuan’ın dolara göre değerlenmesi yeni bir spekülatif hareket başlatabilecektir
. Yuan daha fazla değerlenecek beklentisiyle, yabancı mali sermayenin Çin’e akımı hızlanabilecektir. Dolayısıyla, Çin’in döviz rezervleri eskiye göre daha hızlı artabilecektir. Uluslararası piyasalardaki genel kanı, ‘değerleme başladı, daha devam eder’ yönündedir.

Son yıllarda yıllık bazda yüzde 10’a varan büyüme gösteren Çin ekonomisinde bu yılın ilk yarısında göreli bir yavaşlama söz konusudur. İthalat geçmiş yıllardaki kadar artmamakta, ihracat ise yüzde 30’larda büyümeye devam etmektedir. Cari işlemler fazlası milli gelirlerinin yüzde 6’sına varmıştır.

Yuan’ın değer kazanmasının hızlanması Çin’de ekonomik büyümeyi daha da yavaşlatıcı bir etki yapabilecektir. Elden geldiğince, böyle bir duruma izin verilmeyecektir. Yani, Çin Merkez Bankası’nın sıkça piyasalara müdahalesi söz konusu olmaya devam edecektir. Çin Merkez Bankası Yuan basıp dolar alacaktır. Bastıkları Yuan’ları bir başka biçimde geri çekmeye (sterilizasyon) çalışacaktır. Aksi taktirde, enflasyonist baskılar söz konusu olabilecektir.

Şimdiye kadar Çin Merkez Bankası Yuan’ın değerini dolara karşı sabit tutup hızla döviz rezervi birikimi yanında enflasyonist baskıları da kontrol altında tutabildi. Bundan sonrası için, Çin Merkez Bankası’nın sterilizasyon kabiliyetinin azaldığı iddia ediliyor. Gerçekten durum böyleyse, Çin beklide tarihinde ilk kez enflasyon ve büyüme arasında bir seçim yapmaya zorlanabilecektir.

ÖNCE BÜYÜME

Batı, Çin hükümetini bugüne kadar Çin mallarına kota ve benzeri ticareti engelleyici önlemler koymakla tehdit etti. Bundan sonra Çin, Batı dünyasını sermaye hareketlerini kontrol etmekle tehdit edebilecektir.Enflasyon ve büyüme arasında bir tercih yapılması zorunlu olduğunda, ekonomik büyümeden feragat etmemek için bu tehdit daha da ciddi boyutlara gelebilecektir.

Batı dünyası Çin parasında bundan sonra yılda yüzde 8’lere varan değerlenmeler beklemektedir. Küresel dengesizliğin giderilmesi için Çin parasının yüzde 20-25 değerlenmesi gerektiğini iddia eden iktisatçılar vardır (Morris Goldstein ve Nicholas Lardy, Financial Times, 22.7.2005). Bu denli bir değerlemeye Çin ekonomisinin tahammülü olduğunu düşünmek biraz abartılıdır.

Önümüzdeki dönemde Batı dünyasında ticareti engelleyici önlemlerle Çin’de sermaye hareketlerini engelleyici önlemler daha sık gündeme gelecektir. Ama, şartlar ne olursa olsun, Çin’in ekonomik büyümeden çok fazla feragat etmeye niyeti yoktur. Dolayısıyla, ihracat için Çin’de üretim artarak devam edecektir.
Yazarın Tüm Yazıları