Enflasyon görüntüsü

EKİM ayı tüketici fiyatları endeksindeki ortalama artış beklentilerin altında çıktı.

Yıllık enflasyon yeniden tek haneye indi. Son veriler bu açıdan sevindiriciydi. Ama, enflasyonun içsel dinamikleri kaygı vermeye devam ediyor.

Her şeyden önce ekim ayı enflasyonunun yıllık baza getirilmiş değeri yüzde 16.3’e gelmektedir. Bu rakam yüksektir. Ekim ayının mevsimsellikler dolayısıyla ortalamayı yansıtmadığını düşüyorsak, mevsimlik ürünlerden arındırılmış ekim ayı enflasyonun aynı bazda yüzde 8.8 olarak gerçekleştiğini not etmek gerekiyor. Yani, hedeflenen enflasyonun oldukça üzerinde bir enflasyon ile karşı karşıyayız.

Enflasyon dinamiklerinin olumlu yönde değişmediği sürpriz olarak alınmamalıdır. Son raporlarında Merkez Bankası da benzer bir olguya vurgu yapmaktadır. Özellikle (H) endeksindeki (işlenmemiş gıdalar, enerji, alkollü içkiler, tütün mamulleri ve altın fiyatları hariç endeks) artışlar "enflasyon düşüyor" yorumunu yapmayı zorlaştırmaktadır.

KAMU DENGESİ

Enflasyon dinamikleri henüz olumluya dönmemişken, hükümet enflasyonu doğrudan etkileyebilecek zor tercihlerle karşı karşıya kalmıştır
. 2007 yılında kamu finansman dengesini makul sınırlar içinde tutabilmek için hem KİT ürünlerine zam yapmak gerekmektedir hem de vergi gelirlerini artırmak için dolaylı vergi oranlarının yükseltilmesi kaçınılmaz görünmektedir.

Kamu finansman yapısının yapısal anlamda bozuk olduğu yeni bir olgu değildir. Son yıllarda kamu finansman dengesinde gözlenen iyileşme büyük ölçüde gelir artışından ve faizlerin düşmesinden gelmiştir. Harcama tarafında olumlu yönde kalıcı önlemler alınamamıştır. Faiz dışı giderlerin milli gelire oranı hala yüzde 23 civarında seyretmektedir.

2007 yılının zorluğunun önemli bir bölümü faiz dışı harcamalarda tasarruf yapabilecek kalıcı önlemlerin geçmişte alınamamasından kaynaklanmaktadır. Bu alanda birçok kalem otomatik olarak artmaktadır. 2007 yılında yaşanacak ek zorluklardan biri faiz harcamalarının da artış eğilimine girmiş olmasıdır.

2007 yılında ek gelir ihtiyacı iki önemli olgudan kaynaklanmaktadır. Birincisi, faiz dışı harcamalardaki otomatik artışının finansmanı ile ek faiz yükünün karşılanmasıdır. İkincisi ise, 2006 yılında bir kereye mahsus toplanan vergilerin yerine devamlılığı olan vergi geliri yaratma zorunluluğudur. Gelecek yılın seçim yılı olması nedeniyle bütçe ödeneklerinde yaşanabilecek aşımlar bu hesabın içinde değildir.

FARKLI ETKİLER

Bu olgulara duyarsız kalındığında, kamu finansman dengesi gelecek yıl küçümsenmeyecek boyutlarda bozulma eğilimine girecektir. Bu yılki kamu dengesinin geldiği nokta da 2007 yılını zorlaştırmaktadır. Yakın tarihimizde ilk kez kamu net tasarrufunun (toplam kamu tasarrufları eksi kamu kesimi yatırımları) bu yıl pozitif olacağı tahmin edilmektedir. Bunun devam ettirilmesi zor görünmektedir.

2007 yılında Kamu finansman dengesinin bozulması beklentileri bozacağı gibi, enflasyon üzerine olumsuz etkiler yapacaktır. Konunun bir başka boyutu, her şeyin aynı kaldığı ortamda, bozulan kamu dengesinin daha yüksek cari işlemler açığına işaret etmesidir.

Yarın devam edeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları