AĞUSTOS ayında hem tüketici hem de üretici fiyatları ortalama olarak düştü. Ortalama fiyatların, bir için ay dahi olsa, düşmesi sevindirici. Ama, ana eğilimlere bakıldığında, enflasyon görünümünde bir değişiklik şimdilik söz konusu değil.
Petrol fiyatlarına paralel benzin fiyatlarının ağustos ayı içinde düşmesiyle beraber nakliyeni ucuzlaması söz konusu. Mevsimsel nedenlerle düşen tarım ürünleri fiyatları da ortalama endeksin düşüşüne yardım etti. Ortalama fiyatları düşüren unsurlar çoğunlukla kalıcılığı şüpheli dışsal etkenlerdi denebilir.
PARA POLİTİKASI
Geçen yılın ağustos ayı ile karşılaştırıldığında, mevsimsel ürünleri dışarıda bırakan tüketici fiyatları endeksinin bu yılın ağustos ayında, az da olsa, daha yüksek bir artış gösterdiğini görüyoruz. Para politikasının doğrudan etkilediği düşünülen H ve I endekslerindeki bu yılın ağustos ayındaki düşüşler geçen yılın aynı ayındaki düşüşlerin oldukça altında. Son on iki ayda H endeksindeki artış yüzde 10.9’a gelirken (bir yıl önce yüzde 6.7 idi), I endeksindeki artış yüzde 7’yi (bir yıl önce yüzde 6 idi) geçti. Yıllık bazda bu endekslerdeki artış eğilimi devam ediyor.
Üretici fiyatları endeksi döviz kurlarına çok daha hassas bir endeks. Ağustos ayında ortalama döviz kurlarının düşmesi, petrol ve tarım ürünleri fiyatlarındaki düşüşlerle birleşince, üretici fiyat endeksi bir önceki aya göre yüzde 2.3 düştü. Buna karşılık enerji fiyatlarındaki artış yüzde 5.7 oldu. Yani, su, elektrik ve doğal gaz zamları olmasaydı, üretici fiyatlarındaki düşüş daha sert olabilecekti.
Ağustos ayı verileri enflasyonda bir eğilim değişikliğe işaret etmiyor. Bu şartlarda para politikasının duruşunda herhangi bir yönde bir değişiklik bu aşamada "dereyi görmeden paçaları sıvamak" olur. Yıl sonu enflasyonunun yüzde 12 civarında olması olasılığının yüksekliği de geçen aylarda olduğu gibi aynen devam ediyor.
Merkez Bankası’nın faiz artırımlarını durdurmasıyla beraber faizlerin ne zaman tekrar inişe geçeceği tartışılmaya başlandı. Faizlerin yeniden indirilmesi yönünde mali piyasalar kadar, reel sektörden ve siyasi çevrelerden de baskılar var. Halbuki, içinde bulunduğumuz küresel konjonktürde riskler o denli fazla ki, önümüzdeki dönemde para politikasının daha da sıkılaştırılması olasılığı gevşetilmesi olasılığından daha fazla görünüyor.
Yalnızca petrol fiyatlarındaki bir aylık düşüşe bakarak Merkez Bankası’nın kısa vadeli faizleri düşürmesi geçen yıl eylül ayında yapılan hatanın tekrarlanması anlamına gelebilir. Geçen yıl eylül ayında olduğu gibi, aceleci davranılmamalı. Merkez Bankası’nın yeniden ters köşeye yatma lüksü artık kalmadı.
RİSKLER
Önümüzdeki dönemde elektrik fiyatlarındaki yeni ayarlamalar fiyat endekslerini doğrudan ve dolaylı olarak olumsuz etkileyecekler. Elektrik fiyatlarındaki geciktirilmiş yüklü ayarlamalar ortalama fiyatları doğrudan etkilemenin yanında, petrol fiyatlarından sonra ikinci bir arz yönlü şok yaratıyor.
Döviz kurlarındaki gelişmeler de önümüzdeki dönemde ağustos ayı gibi fiyat endekslerinin düşük çıkmasına olumlu katkı yapmayabilir. Sonuçta, eylül ayı ile beraber yıllık enflasyonda biraz düşüş beklerken, bu düşüşün gecikmesi, hatta hiç olmaması söz konusu olabilir.
Ortalama döviz kurlarının düşmemesi, hatta artmasıyla, Türkiye ekonomisi yurtdışından da enflasyon ithal edebilecektir. Kaldı ki, petrol fiyatlarının yeniden artış eğilimine girme olasılığı küçük sayılmaz.