Dış ticarette üretim faktörlerinin önemi

KLASİK ekonomi teorisi, göreli olarak sermaye zengini olan ülkelerin üretimlerinde göreli olarak daha yoğun sermaye kullanılan malları ihraç edeceğini öngörür.

Aynı şekilde, göreli olarak emek zengini olan ülkelerin de üretimlerinde göreli olarak yoğun emek kullanan malları ihraç edeceği tahmin edilir.

Bu öngörülerden yola çıkarak gelişmekte olan ülkelerin tarım malları ihraç edip gelişmiş ülkelerden sanayi malları ithal edeceği düşünülür. Gerçek veriler bu tezi desteklememiştir. Bunun üzerine dış ticarete konu olan malların akımına malların üretiminde kullanılan emek ve sermayenin akımı olarak bakılmış ve daha gerçekçi sonuçlara ulaşılabilmiştir.

FAKTÖR KALİTESİ

Gerçek hayattan alınan veriler emeğin ve sermayenin kalitesinin de önemli olduğuna işaret etmektedir.
Teknolojik üstünlük emeğin de, sermayenin de üretimdeki kalitesini artırmaktadır. Aslında emek yoğun diye düşünülen sektörler üstün teknoloji sayesinde emeğin kıt olduğu ülkelerde dahi göreli avantajlar sağlayabilmektedir.

Dolayısıyla, emeğin kıt olduğu düşünülen ülkeler üretimleri emek yoğunmuş gibi görünen malları ihraç edebilmekte, sermaye birikimi göreli olarak kıtmış gibi görünen ülkeler ise üretimlerinde sermaye yoğunmuş gibi görünen, ama aslında o denli yüksek teknoloji gerektirmeyen malları ihraç edebilmektedirler. Üretimde ortaya çıkabilecek olumsuz dışsal etkenler de (hava kirliliği, iş güvenliği gibi) kimin ne üretip ihraç edebileceğini belirleyen unsurlardandır. Bazı sosyalist iktisatçılar bu tahminleri 30-40 yıl önce yapmışlardı.

Teknolojik gelişmelerin hızlanmasıyla, teknolojinin önemi ile emek-sermaye karışımının kalitesi, hangi malların hangi karakterdeki ülkeler tarafından ithal ya da ihraç edilebileceğini çok daha çarpıcı bir biçimde göstermeye başlamıştır.

TEKNOLOJİ

Bugün, Amerika dünyanın en büyük ve en önemli tarım malları (tahıl) üreticisidir. Halbuki, tarım malları üretimi emek yoğun diye düşünülüp eskiden gelişmekte olan ülkelerin işi olarak bakılırdı. Bir zamanların sanayi üretiminin sembolü ve sermaye yoğun olarak görülen otomobil üretimi artık giderek gelişmekte olan ülkelerin işi oldu.

Amerika’nın dış ticaret açığı 2005 yılında 767 milyar dolar olmuştur. Silah ve uçak ticareti dışında, dış ticaret fazlası verdiği tek sektör 3.8 milyar dolarla tarım sektörüdür. Amerika, dünya mısır üretiminin yüzde 40’ını, buğday üretiminin yüzde 10’unu gerçekleştirmektedir. Dünyada en fazla mısır ve buğday ihraç eden ülke yine Amerika’dır. Bu konuya bir başka yazıda geri döneceğim.

Buna karşılık Amerika taşıt araçları sektöründe yılda 125 milyar dolar (toplam dış ticaret açığının yüzde 16’sı) civarında dış ticaret açığı vermektedir. Amerika 2005 yılında 6.6 milyon binek otomobil ithal etmiştir. Bu alanda en büyük ithalat Japonya ve Kanada’dan sonra Güney Kore’den (toplamın yüzde 11’i) yapılmıştır. Amerika’da üretilen binek otomobillerin yüzde 46’sı yabancı firmalarca gerçekleştirilmektedir. Dünya otomobil ve kamyon üretiminin yüzde 35’i gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşmektedir.

Rakamlar çarpıcıdır. Kimin ne üretip ihraç edebileceği konusunda üretimin içine giren üretim faktörlerinin miktarından çok kalitesi giderek önem kazanmaktadır. Yani, teknoloji dış ticaret akımlarında en önemli etkenlerden biri olmaktadır. Son yüz elli yılda tekstil sektörünün gelişmiş ülkelerden başlayıp gelişmekte olan ülkelere kayması yoluyla dünyayı dolaşması da bu açıdan ilginçtir. Şimdi, dünyayı dolaşma sırası otomotiv sektörüne gelmiştir.
Yazarın Tüm Yazıları