Paylaş
Özetlemek gerekirse, bir hat sahibinin taksisinde günübirlik direksiyona geçen kişi, bir arkadaşımızı ‘jopculuk’ (el çabukluğuyla para değiştirerek, para üstünü vermeme) denen yöntemle dolandırmış, biz de hat sahibi ve meslek odasına ulaşınca taksiyi bırakıp kaçmıştı. Bu demek oluyordu ki; şoförlük yapan bu kişi hırsızlık da, gasp da hatta Mersin’deki Özgecan olayında olduğu gibi vahşi bir cinayete de karışabilirdi. İşte Oda Başkanı Yıldırım’ın itirazı da tam bu noktadaydı. Yıldırım, şoförlük mesleğiyle ilgili kritik kararın 2005 yılında alındığına ve bu tarihten sonra kontrolsüzce bir sürecin başladığını söylüyor. Gelin, Yıldırım’a kulak verelim:
* * *
“Odamıza kayıtlı 7 bin 701 taksi bulunuyor ve bunlarının tamamının dürüst, ekmeğinin peşinde olduğuna eminim. Ancak, günün 24 saati hizmet veren taksici esnafımız doğal olarak tek başına çalışma olanağına sahip değildir. Bundan dolayıdır ki, yardımcı mahiyetinde, günün yarısında mal sahibi olmayan ancak para kazanmak için, bu taksilerde şoför olarak çalışanlar da var. Mevcut düzenlemelere göre, bir kişinin taksi ya da diğer ticari araçlarda çalışabilmesi için “B” sınıfı ehliyetine sahip olması yeterlidir. Dürüst insanların yanında maalesef bu mesleği kirleten kişilere de rastlıyoruz.
Doğal olarak şunu sorabilirsiniz: “Ticari araç sahibi olmayan ancak mesleğin adını kirleten bu kişi ya da kişiler için ne gibi önlemler alıyorsunuz?”
* * *
Bilindiği üzere, ticari amaçlı faaliyet gösteren araç sahipleri dahil, tüm şoförler, 1950 yılından 2005 yılına kadar esnaf odalarına üye oluyor ve denetim, eğitim gibi kriterleri, bağlı oldukları esnaf odaları tarafından gerçekleştiriliyordu. Ancak, 2005 yılında ilgili bakanlığın aldığı kararla araç sahipleri yani ruhsat sahipleri hariç, ticari araç şoförlüğü yapan kişiler esnaf statüsünden çıkarıldı. Bundan dolayı da bu kişilerin bağlı oldukları meslek odalarındaki üyelikleri sonlandırıldı. Yani ilgili düzenleme sonucunda “B” sınıfı ehliyeti olan herkes taksilerde çalışabilir hale geldi, bu da beraberinde ‘kayıtdışılığı’ getirdi.
* * *
Halbuki vasıfsız bir kişiden en basit bir işte çalışırken bile sabıka kaydı, sağlık raporu gibi evraklar istenirken, şoförlük yapabilmek için bunların hiçbirine bakılmıyor. Oysa herkesin canını emanet ettiği bu taksilerde çalışan şoförlerin de bu şekilde kontrol altına alınması gerekmektedir. Biz bununla ilgili, Mersin’de yaşanan Özgecan cinayetinin ardından gerçekleştirilen ilk UKOME toplantısında teklifimizi dile getirdik. Teklifimizde, taksilerde şoförlük yapacak kişilerin ilgili evraklarla kayıt altına alındıktan sonra, Emniyet, Büyükşehir Belediyesi, Sağlık Müdürlüğü ve Şoförlür Odası’ndan oluşacak komisyon tarafından eğitilmesini ve sınava tabi tutulmasını önerdik. Sonrasında da gerekli işlemlerle bu kişilere kart verilmesini ve kartı olmayanların şoförlük yapmasının engellenmesini istedik. Ancak, bu teklifimiz o günden beri UKOME’de gündeme alınmayı bekliyor. Tüm bu düzenlemeler Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı UKOME’de alınacak bir kararla hayata geçirilebilir. Meslek Odası olarak bu konudaki bekleyişimiz sürüyor.”
Paylaş