Paylaş
Türkiye'de büyük rezaletler ya rastlantı eseri veya kadın cesareti ile ortaya çıkıyor... İnanmayan yakın tarihi hatırlasın...
Engin Civan'a sıkılan üç kurşun dikkati Emlak Bankası'ndaki büyük soyguna çekti... Kadınlık onuru zedelenen eski eşin ifadesi İSKİ'deki trilyonluk vurgunu hâkim önüne getirdi... Susurluk kazası yıllardır halının altına süpürülen pisliği ortaya çıkardı.
* * *
Ömer Lütfü Topal, uyuşturucu kaçakçılığı suçuyla hüküm giymiş, ABD'de hapis yatmış bir kişiydi. Türkiye'deki siyasi ve bürokratik bağlantıları sayesinde kumarhaneler kralı oldu, kimse ‘‘Nasıl?'' diye sormadı...
Susurluk hakkında devletin tek resmi belgesi olan Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda bile Ömer Lütfü Topal'dan, ‘‘Şayanı şükrandır ki gelişmeler (ölümü) Topal'ın hedeflediği noktaya uzanmasını engellemiştir'' denildi. Devletin yükselişini bırakın önlemeyi, gizlice teşvik ettiği Ömer Lütfü Topal'ı durduran kurşunların işlevi bu satırlarla tarihe geçti.
Oysa Topal'ı durdurmak Kumarhaneler Kralı'nın karanlık imparatorluğunu dağıtmaya yetmedi... Topal gitti, impatorluğu dimdik ayakta kaldı.
* * *
Ömer Lütfü Topal'ın suç örgütünün çökertilmesi iki kadının sayesinde oldu... İlki, yani Yaşar Yeşim Kuzey, uzun süre Ömer Lütfü Topal'ın Antalya'daki işlerine baktı. Ömer Lütfü Topal'ın ölümünden sonra polis ve yargıya yardımcı olmayı seçti. Aylarca elinde çok gizli belgelerle bu ülkenin başbakanına ulaşmayı denedi. Sonunda becerdi.
Kuzey, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun Susurluk raporuna temel oluşturan çok sayıda belgeyi teslim etti, bilgi aktardı. Maliye Bakanlığı'nın Topal'ın şirketlerine katrilyonluk vergi cezası kesmesini sağladı.
Diğer kadın, yani Aliye Kara, Ömer Lütfü Topal'ın Ankara'daki uçbeyiydi. Siyasetçi ve üst düzeydeki bürokratlarla ilişkilere aracıydı. Turizm Bakanlığı tepe yönetimine, rüşvet suçlamasıyla yargılanan Kara polisteki ifadesinde önemli bilgiler verdi. Gazeteci Tuncay Özkan'ın yazdığına göre, altında imzası bulunmayan ifadelerinde çok daha kritik açıklamalar yaptı.
* * *
Aslında Türk toplumu bu iki hanıma ciddi teşekkür borçludur.
Çünkü bu ihbar/itiraflar belki hukuk çarklarını harekete geçirmedi. Susurluk sanıkları, rüşvetçi politikacı ve bürokratlar hâlâ özgür dolaşıyor... Ama bu iki kadının ortaya koyduğu gerçekler, kamuoyu jürisinde değerlendirmeye alındı, kamu vicdanında cezalar kesildi.
* * *
Tekrar soruyoruz: Organize Suç Yasası nerede? İtirafçı Yasası nerede? Tanık Koruma Programı nerede? Çeteleri yaşatan çek ve senet düzenini değiştiren yasalar nerede?
Ne olur, sizden oy isteyen politikacılara bu soruları yöneltin.
Bakalım ne diyecekler.
Paylaş