Y.O.’ya borcumuz yok mu?

MİLLİ Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Türkiye'yi bölen Y.O. tartışmasının medyaya yansımasından rahatsız. ‘‘Medya Y.O.'nun yakasından düşsün’’ diyor.

İlk bakışta mantıklı ve sağduyulu bir çağrı gibi gözüküyor.

Çünkü Y.O. ile aynı kaderi paylaşan 11 yaşıtı deşifre olmadıkları için normal yaşam sürüyor, eğitim görüyor, ayrıma uğramıyor.

Ama Y.O.'nun özel konumu daha bebekken dava konusu oldu, gazetelere yansıdı. Dolayısıyla sır tutmak için çok geç, bilanço zamanı geldi.

Üstelik Y.O.'nun ailesi geçen yıl sustu, başına gelmeyen kalmadı. Y.O. hastanede tecrite uğradı, kekeme oldu. Aile bu yıl bir TV'den diğerine koştu, tartışmayı Türkiye gündemine taşıdı da kötü mü oldu?

Sayın Bakan bilmeli ki Y.O.'nun teselliye değil tedavi ve hatta telafiye ihtiyacı var. Çocuğun kalan ömründe yaşam kalitesini yükseltecek parayı bulmaya çalışan aile sonunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurursa kim ayıplayabilir ki? Y.O.'ya hiç borcumuz yok mu?

Patronlar seçime karşı


İSTANBUL sermayesinin Divan Oteli'ndeki zirvesinde tek gündem maddesi Irak'a asker yollama maddesi değildi. Yargıtay'da yarın devam edecek DEHAP davası da patronların yakın takibi altında.

Üstelik bu konuda TÜSİAD'in görüşü son derece net: Seçimin yenilenmesini veya yeni sandalye dağılımını istemiyorlar. Üstelik TÜSİAD bu görüşünü fazla karmaşık hale getirmeden, süslemeye gerek duymadan, haftaya damgasını vuran Fenerbahçe-Galatasaray derbisi örneğinden yola çıkarak aktarmayı da beceriyor: ‘‘Düdük çaldı, maç bitti, galibi, mağlubu belli oldu. Üstünden bu kadar zaman geçti, ‘Ama penaltı vardı' deniliyor. Artık çok geç. Nasıl ki Galatasaray maçı yeniden oynanamazsa, seçimin de yenilenmesi mümkün değil.’’

Müslüman Birliği gitsin


CHP Lideri Deniz Baykal soruyor: ‘‘Irak'ta 170 bin ABD askeriyle sağlanamayan istikrar 10 bin Türk askeri giderse nasıl kurulacak?’’

Irak’a asker yollamak isteyenlerin de (hatta belki de özellikle bu görüşü savunanların) ciddiye alması zorunlu bir soru... Çünkü Türkçe mealiyle, ‘‘ABD'den 8.5 milyar gelmesi dışında Türk askeri Irak'ta ne işe yarayacak, ne değişecek?’’ diye soruyor anamuhalefet lideri.

Aynı soruyu izninizle ‘‘Türk askeri Irak'a nasıl yollanırsa işe yarar?’’ diye formüle edersek, yanıtı Emekli Büyükelçi Yalım Eralp'in önerisinde yatıyor olabilir mi? Yalım Eralp anladığımız kadarıyla diyor ki:

BM kararı beklensin ki Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerin asker yollama çekincesi kalmasın. Türkiye, Irak'a tek başına değil mutlaka Hindistan, Pakistan gibi Müslüman ülkelerle birlikte gitsin.

Türkiye komutasındaki Müslüman ülke askerlerinden oluşan birliğin sayısı 40-50 bin kişiden az olmasın. Irak'ta ABD ve İngiltere'den sonra üçüncü büyük askeri güç haline gelsin.
Yazarın Tüm Yazıları