ANKARA EMEKLİ Orgeneral Hurşit Tolon’un içeriden mesaj trafiği sürüyor... İfadesine ilişkin ayrıntılar, mutlaka okunmasını önerdiği kitaplar (Zihni Çakır, Kod Adı Darbe) medyaya yansıyor.
Ama sanırım Hurşit Paşa da öyle istediği için... Bir sitemi, her ziyaretçisiyle paylaşsa da kamuoyuna duyurulmuyor. Aktaranın yalancısıyım, Hurşit Tolon TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun, arkadaşı ve üyesi Sinan Aygün’ün gözaltına alınması üzerine gösterdiği tepkiyi çok beğeniyor.
Hatta yakınlarına, "Silahlı Kuvvetler neden Odalar Birliği kadar bile sesini çıkartamadı? Benim suçum ne ki, Sinan Aygün gibi sahip çıkılmadı?" diye dert yanıyor.
Elhak kurulan denklem ilk bakışta çok ikna edici geliyor...
TOBB da, TSK da Türk halkının sevdiği, saydığı ve daha da önemlisi güvendiği güçlü kurumlar.
Hisarcıklıoğlu,Sinan Aygün’e gözü kapalı kefil oluyor çünkü 30 yıldır tanıyor, ortaklık ediyor.
Aynı yakın ilişki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile Tolon arasında da fazlasıyla mevcut.
Büyükanıt ve Tolon Ankara’dan Diyarbakır’a kadar kader birliği etmiş iki asker.
Peki o zaman Yaşar Paşa tıpkı Rıfat Bey gibi kürsüye çıkıp Hurşit Tolon’a destek verseydi...
İyi mi olurdu, yoksa kötü mü?
Bana sorarsanız son derece sakil ve yanlış olurdu, iyi ki yapılmadı...
Çünkü Odalar Birliği (aslında yarı resmi yapısına rağmen) sivil toplum örgütü yönüyle öne çıkıyor. Oysa Türk Silahlı Kuvvetleri’nin lafı ancak isminde yer alan gücü kullanma ihtimaline göre ciddiye alınıyor.
O yüzden Odalar Birliği (veya TÜSİAD, sendikalar vb.) sesini çıkartınca dinleniyor...
TSK konuşunca ’Acaba gerisi gelir mi?’ diye merak ediliyor. Gelmeyince boş veriliyor.
Hatta 27 Nisan e-muhtırasında olduğu gibi verilen mesajın tam aksi sonuç alınıyor.
* * *
Suskun Hilmi Özkök dönemine tezat sosyal Yaşar Büyükanıt günlerini geride bırakıyoruz.
Peki daha fazla konuşması Genelkurmay’ın muhataplarıyla daha iyi iletişim kurduğu anlamına mı geliyor?
Açıkçası hiç sanmıyorum ve bu kanaatimde yalnız değilim.
TSK’yı en iyi okuyan ve yazan duayen gazeteci Mehmet Ali Kışlalı Radikal’deki köşesinde bakın ne diyor:
"Doğrusu Genelkurmay içinde Genelkurmay Başkanı’nın kamuoyu karşısında sergilediği davranışların etkilerini izleyen ve bulgularını kendisine sunan, sunmakla da kalmayıp, gereken telkinleri kendisine cesaretle arz eden bir birim var mıdır? Bilmiyorum. (...)Ama bu defa, Yaşar Paşa hakkında, görevinden ayrılmasına çok kısa süre kaldığı şu günlerde, TSK’nın görünümünü de etkileyecek bir imaj tashihi yapılmasında büyük yarar olduğunu düşündüğümü söylemeliyim." (6 Haziran 2008)
* * *
Ergenekon soruşturmasıyla ilgili gecikmiş Genelkurmay açıklamasını okurken yukarıdaki satırlara daha da hak verdim... Komutan, subaylar, askeri öğrenciler, sivil memurlar... Bu topluluk bana 2006 Mart ayında ortaya çıkan ve soruşturması süren Hava Harp Okulu skandalını hatırlatıyor. Eğer öyleyse neden "Ergenekon değil" deniliyor da, ne olduğu anlatılmıyor? Hafta sonu veya gece yarısı açıklamaları... Derdini anlatamayan metinler.
Her yana çekilebilen, maksadını aşan temenniler, örnekler. Galiba asker eğer konuşacaksa asli ve yasal zemini olan MGK’yı kullanması hepimizin hayrına!