Enis Berberoğlu: Teşhirci kapitalizme tepki MHP'yi yükseltti

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Merkez sağı çökerten, MHP‘yi yükselten ekonomik vektörleri sıralamaya kalksak... Tarım kesiminin ihmali ve gelir dağılımı uçurumunun ilk sıraları paylaşacağı aşikardır... Köylünün yoksullaştığı, büyük kentlerde yaşayan ücretli kitlelerin asgari geçim çıtasının altına itildiği sır değildi.

Peki siyasetçiler bu gerçeklere sırt çevirecek kadar enayi miydi?

Kesinlikle hayır, sadece siyasetin kalıbı farklıydı...

Teşhirci kapitalizmde, züppelik ekonomisinde yoksulluktan bahsetmek ayıp sayıldı... Paranın satın aldıkları bile ikinci plana itildi, harcama gücü yeterli iktidar ölçüsü olarak kabul edildi... En güçlüler en fazla harcayanlar (dikkat edin her zaman en zenginlerle aynı değil) arasından seçildi.

* * *

Bizim kuşaktakiler gayet iyi hatırlar... Çok değil 20 yıl öncesine kadar hesap öderken parayı göstermek adaba aykırıydı...

Bugün kredi kartına en çabuk davrananın en güzel hanımın koynuna gireceği umudunu uyandıran reklam filmleri çekiliyor.

Hatta kıskanılan patron tiplemesi bile çok değişti... Hulusi Kentmen tarafından canlandırılan eski patronlar, servetleri günlük yaşama yansımadığı için pek revaçta değil... Bugünkü patronlar tezgah ve işçi sayısıyla değil, yatına-yalısına harcadığı parayla sıralanıyor.

* * *

Yanlış anlamayın bu değişim toplumun itirazı değil onayıyla gerçekleşti.

Ampülün, yemeklik yağın, sigaranın, dövizin bulunmadığı 1970‘li yılların yokluk ekonomisine duyulan tepki tüketim ideolojisine gerekli toplumsal desteği sağladı... Ama ne zamana kadar? Yoksul milyonların komşuda pişenin asla kendilerine düşmeyeceğini anladığı güne kadar... Halk yoksullaşırken liderin zenginleştiği gerçeği fark edilene kadar...

Turgut Özal'la başlayan, ‘Zengini severim' ve ‘Benim memurum işini bilir' jargonuyla ifade bulan ahlak yoksulluğu Tansu Çiller'le zirveye ulaştı. Durgunluğunu devlet ciddiyeti diye sergilemeyi beceren Mesut Yılmaz da şaibeli banka satışında yakalanınca seçmenin sigortası attı...

İşte o zaman oyun rengi değişti...

* * *

Halkın parasıyla halka hava atma rejimine tepkinin DSP ve MHP'ye oy kazandırdığı belli... Halkın gözünde adab ve geleneği temsil eden bu partilerin yoksulluk ve yolsuzluğa karşı mücadelede ne ölçüde başarılı olacaklarını bekleyip görmek gerekecek...

Sandıkta tecelli eden milli iradeye muhalefet ne haddimize...

Ama izninizle bazı sorularımız var...

Temiz Toplum'u arayan halkımız, Hükümeti yolsuzluk gerekçesiyle düşüren CHP'yi neden sandığa gömdü? Veya Deniz Baykal'ı (bu gazetedeki birkaç kalem dışında) yerden yere vuran medya istifasına iltifat yağdırırken neden bu kadar cömert? Siyasi namus sadece seçim yitirince istifadan mı ibarettir?

Neyse geçti bunlar artık... Önümüze bakalım.



Yazarın Tüm Yazıları