Siyasi ahlakın hakemi RTÜK olamaz

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Bekar bakanın bekâret tartışması Türkiye'nin abuk tabularının devamıdır. Dolayısıyla RTÜK'teki siyasi memurların hakemliği kabul edilemez.

Mesele kesinlikle Levent Kırca ve Devlet Bakanı Bayan Işılay Saygın arasında değildir. Siyasetçi Işılay Saygın hanımefendi ve kamuoyu arasındadır.

* * *

Bekâret gibi tabu konuların siyasete malzeme edilmesi tehlikelidir.

Mesela son tartışmada mağdur konumdaki Işılay Saygın daha geçen yıl yurtta kalan kız öğrencilere bekâret kontrolü yapılmasını hararetle savununca eleştirilere hedef oldu.

Merkez sağın az konuşan lideri Mesut Yılmaz, karapara ve çete sırlarını açıklayacağı vaadiyle Başbakanlık Konutu'na topladığı gazetecilere Saygın'ın bekâreti hakkında fıkra anlatınca ayıplandı.

Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere bekâret tartışmaları, Türk siyasetçisinin olgunluk seviyesini aşıyor. Bekâret denilince kimi politikacı polise, muayeneye koşuyor, bazısı -haydi yavşıyor demeyelim ama- en azından fena gevşiyor.

* * *

Hal böyle iken, deneyimli politikacı Işılay Saygın hanımefendinin bekâretini alenen ilanı, siyaseten mayınlı sahanın ihlali anlamına gelmez mi... Türkiye Cumhuriyeti'nin 55'inci hükümetinin bir bayan bakanının bekâretinden bize ne, size ne, kime ne?

Erkek bakanların sünnetini kontrol eden var mı?

İlginçtir, siyasi çamaşırların şeffaflaşması sadece Türkiye'de değil ABD'de de ciddi tartışmalara yol açıyor.

Siz bakmayın Bill Clinton'ın purosuna, Monica Lewinsky'nin lekeli elbisesine... Bunlar işin magazin kısmı.

Zaten Bill Clinton'ın başı bu nedenle belada değil.

Skandal patlak verdiğinde Clinton'a açıkça soruldu:

- Lewinsky ile cinsel ilişki yaşadınız mı?

Başkan, net olarak ‘‘Hayır’’ dedi. Sonra malum puro sahneleri benzeri detaylar ortaya çıktı. Başkan'ın yalanı yakalandı.

Demek ki dünyanın en güçlü adamı, sanıldığı gibi cinsel organı yüzünden değil, ağzından çıkan siyasi yalan nedeniyle hesap veriyor.

* * *

Hiciv sanatı, siyasi ahlakın sopasıdır.

Tansu Çiller, ‘‘Ben para için değil, memleket sevgisiyle çalışıyorum’’ dediğinde, Cumhurbaba, ‘‘Kendim için bir şey istiyorsam namerdim’’ diye gerdan kırdığında, Mesut Yılmaz, ‘‘Çeteleri temizleyeceğim’’ vaadini yinelediğinde iş Levent Kırca gibi hiciv ustalarına düşer.

O yüzden, baştan da söylediğimiz gibi Işılay Saygın hanımefendinin meselesi Levent Kırca ile değildir, seçmeniyledir.

Ne iddia ettiyse seçmenine ispatla yükümlüdür. Nasılı yine kendi tercihidir.

Araya giren ve kanal kapatan RTÜK'e gelince... Hangi hakla hakemliği üstlendiği ayrı tartışma konusudur. Ama asıl tehlikeli zarın RTÜK'teki beylerin iki kulağı arasında bulunduğu muhakkaktır.



Yazarın Tüm Yazıları