Sefir Mazhar’ın torununun kızı, Türk okulunda talebe

ADDİS ABABA
TENEKE evler arasına sıkışmış Leopol Oteli’nin penceresinden gün ışığıyla birlikte dolan sesi çıkarmakta zorlanıyoruz... Biraz ezanı, hatta mevlidi andırıyor ama sonra komşu kilisedeki ayin sesi olduğunu anlıyoruz.

Etiyopya üç semavi dinin ev sahibi... Her türlü sefalete rağmen hoşgörünün beşiği.

Müslümanların ilk hicreti ve camisi bu ülkede. Binlerce yıllık kaya kiliseler de öyle.

Ortodoks Hıristiyanlar ile Müslümanlar aynı mahallelerde karışık oturuyor. Asırlardır yan yana yaşandığı için artık ne farklılıklar ve hatta ne de benzerlikler fazla umursanıyor

Sabah saatlerinde bir kilisenin önünden geçerken tesettürlü kadınlara rastlıyoruz.

Secde, rükû ve kıyam, bu coğrafyadaki kiliseye yabancı ibadet kalıpları değil.

* * *

Addis Ababa
’daki Necaşi Türk okulunun üç burslu öğrencisinden biri Osmanlı mirası.

Osmanlı’nın son sefiri Mazhar Efendi, memleketine dönerken Cibuti’den ileri gidememiş.

Bugün mezarı dahi bilinmiyor ama torununun kızı Nesrah Mazhar (9) Türk okulunda talebe.

Öğrenci velileri okula ayda 55 dolar ödüyor. Karşılığında çocuğu Türkçe dahil üç dil öğreniyor. Amerikan ve İngiliz okullarının ayda bin doları aşan ücreti hariç tutulursa, Türk okulunun itibarı, Fransız ve İtalyanlarla yakın düşüyor.

* * *

Etiyopya
yanık tenli insanların ülkesi demek, Addis Ababa’nın anlamıysa yeni açan çiçek.

Binlerce yıllık tarihe sahip bu ülkede 130 yıllık kentin yeni sayılması doğal.

Son yıllarda siyasi istikrar ve iç barış umudu artınca zenginler de geri dönüyor.

Yurtdışındaki servetlerin yardımıyla başkent adeta yeniden inşa ediliyor.

Teneke evlerden oluşan mahallelere komşu yüz binlerce dolarlık lüks villalar yükseliyor.

Teneke evlerde yaşayanların günlük ücreti bir dolar, incera denilen ekmekle yetiniyor.

Evlerde su ve kanalizasyon yok ama çatılardan çanak anten eksik olmuyor.

Anlatılana göre, teneke evlerde Arab Sat’ın pembe dizileri reyting yapıyor.

* * *

Sefalet
bu ülkede fazla asayiş sorunu yaratmışa benzemiyor. Belki de karşı kıyıdaki Yemen’den gelen uyuşturucu gat yaprağının etkisi vardır, bilinmez.

Ama sokaklarda çocuk yaşta fahişelerden geçilmiyor.

Yine anlatılana göre orta halli Suudiler ramazan ayında Avrupa yerine Etiyopya’ya geliyor. Keyfince yaşadıktan sonra yanlarındaki kızları cariye olarak ülkelerine götürüyor.

* * *

Etiyopya
Türk iş dünyasının ilgisini çekmeye başladı gibi.

Adıyamanlı Habib Narin, 2 tekstil fabrikası kurmuş, Avrupa’ya ihracat yapıyor.

Gaziantepli Tiryakiler, ülkenin mercimek ve fasulye ticaretini kontrol ediyor.

Genç Bora Bey, Hilton Oteli’nin üçüncü müdürlüğünü yürütüyor.

Başbakan’ın iki yıl içindeki ikinci Etiyopya gezisi, Afrika’nın bu bakir kapısına verilen önemi gösteriyor.
Yazarın Tüm Yazıları