Paylaş
Önce gerçeği kabul edelim: Apo Türkiye'nin sadece bir numaralı düşmanı değil, aynı zamanda bir numaralı sorunudur. Nefretin gözümüzü kör etmesi, sorunun çözümünü ancak güçleştirir, başka işe yaramaz.
İkinci olarak, yaşam ilgimizin tek merkeze toplanması, tüm diğer gelişmelerin buna endeksli olarak algılanması kesinlikle akıl sağlığına aykırıdır. Dahası bu merkeze komşu ve irtibatlı coğrafyadaki son derece önemli ittifakları gözden kaçırmamıza yol açar. Mesela aşağıya özetlediğimiz üç ayrı haberi bilmem fark ettiniz mi?
* * *
1) ‘‘Rusya Bilimler Akademisi Kürdoloji Bölümü Başkanı Mihail Lazaret, ABD'nin Abdullah Öcalan'ın iadesi konusunda destek verirken, Kürtler konusunda ikili oynadığını söyledi. Rus uzman, ABD'nin Öcalan yönündeki desteğine karşılık Kuzey Irak'taki Kürt gruplarla flört ettiğini açıkladı.’’
Lazaret'in uyarısını tercümeye bilmem gerek var mı? Rus uzmana göre, ABD Öcalan konusunda Türkiye'ye yardım ederek Kuzey Irak'taki Kürt Devleti oluşumuna karşı tepkisini yumuşatmaya çalışıyor.
2) ‘‘Saddam Hüseyin'i devirmeyi planlayan Irak muhalefet liderlerinin toplandığı Şam'da Suriye Devlet Başkanı Hafız Esat önceki gün kabul ettiği Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri Celal Talabani ile bölgedeki son gelişmeleri görüştü. KYP sözcüsü, Talabani'nin 1996 yılından bu yana ilk kez Şam'ı ziyaret ettiğini hatırlatarak, görüşme sırasında Irak konusu ile iki taraflı bölgesel ilişkilerin ele alındığını kaydetti.’’
Tek bir haber paragrafına ne kadar çok bilgi sığmış.
ABD'nin Saddam'ı devirme niyeti... Bu amaçla kurulan muhalefet cephesinde Kürt liderlerin yer aldığı... İki Kürt liderden Talabani'nin Saddam'a karşı operasyonun planlandığı merkez olarak seçilen Şam'da Hafız Esat'la uzun bir görüşme yaptığı...
3) ‘‘ABD yönetiminin Irak lideri Saddam Hüseyin'i devirmek için İran'ın yardımını kabul etmeye hazır olduğu yolundaki haberlerin ardından CIA'dan bir grubun Tahran'da olduğu bildirildi. Geçen hafta Tahran'a gelen 13 kişilik ABD heyetinin bir bakan, bir bakan yardımcısı ve bir serbest bölge yetkilisi ile resmi merkezlerde gizlice görüştüğü iddia edildi.’’
Demek ki ABD, Saddam'a karşı İran'dan bile yardım isteyecek ölçüde kararlı ve/veya çaresiz...
* * *
Üç haberi bir arada yorumlarsak;
ABD Saddam Hüseyin'i devirmek için Kürt gruplarla çok sıkı işbirliği içinde... Apo'yu sınırdışı eden Suriye oyunun parçası, hatta İran bile yeni operasyona ikna edilmek isteniyor.
Saddam giderse, Kuzey Irak'ta ismi konmamış bir Kürt devletinin kuruluşu muhakkak gibi. ABD, Kürt grupların güçlenmesinin önündeki en büyük ikinci engel (birincisi Ankara) gördüğü Apo'nun tasfiyesinden memnun.
Öyleyse Apo'nun kaderi için yanlış yöne bakıyoruz... Eşkıya hakkında bugün çok önemli kararlar verdiğini sanan ve dünyanın ilgisinden biraz hoşnut, biraz korkmuş gözüken prostatlı İtalyan sosyalistleri hiç önemli değil... Apo'nun kaderi aslında Saddam operasyonu ile çiziliyor.
O yüzden Türkiye'nin hırçın çocuk gibi bağırıp-çağırmayı bırakıp acil iki politika geliştirmesi lazım...
Bu politikalardan ilki, kuşkusuz Güneydoğu sorunuyla ilgili olmalı... Askeri zaferin siyasilere düşen payının yerine getirilmesi halinde, elin oğlu bu ülkenin içişlerine bu kadar kolay karışamaz...
İkincisi, Türkiye Kuzey Irak'taki Kürt yapılanması konusundaki tavrını başta ABD olmak üzere tüm dünyaya açıkça anlatmalıdır.
Son pişmanlık fayda etmez, unutmayın.
Paylaş