ANKARABAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, seçim ve siyasi partiler yasası değişikliğini Meclis’in açılışına yetiştirmeye çalışıyor.
Çünkü eğer paket 15 Ekim’e kadar yasalaşmazsa ilk seçimde, yani 2007’de uygulanması Anayasal açıdan mümkün değil.
Muhalefete yansıyan bilgiye göre pakette, seçilme yaşının düşürülmesi, Türkiye milletvekilliği, yedek vekillik gibi yeniliklerin yanı sıra teknik gibi gözüken bir düzenleme de yer alabilir.
Bağımsızlara seçim barajı gelebilir.
Aslında bu barajın yurtdışında örnekleri var. Mesela, Yunanistan’da yurt genelinde kullanılan oyların belirli bir oranını (yüzde 3) toplayamayan bağımsız aday meclise giremiyor.
Türk siyasetinde bağımsızlara baraj kararı büyük ölçüde DTP’nin seçime nasıl katılacağına bağlı olacak. Katıldığı her seçimde baraj altında kalan Kürt partileri için iki yol var: DPT ya gelecek seçime de parti adaylarıyla katılacak ve anketlere göre yine baraja takılacak. Veya adaylarını "bağımsız" olarak ilan edecek ve baraj sorunu olmadan Meclis’e girecek.
Seçilecek partili bağımsızlar, parlamentoda DTP çatısı altında birleşecek.
İmralı mahkûmu, Kürt oylarının tek sahibi olma iddiasını taşıdığı için seçime parti olarak katılınmasında ısrarlı. Yıllardır süren hezimetten bıkkın ve gelecek seçimde her zamankinden daha düşük oy almaktan korkan parti yöneticileriyse bağımsız aday formülünden yana gözüküyor.
Eğer DTP 2007 seçimine bağımsız adaylarla katılma kararı verirse, önünün kesilmesi için baraj gelebilir. Kesin olarak gelir diyemiyoruz; ama tartışılan güçlü bir ihtimalden söz ediyoruz!
Yaman yaz sıcağına rağmen siyasete ilgisini kaybetmeyenlere konuyla ilgili iki dipnotumuz var:
1) Daha önce de yazdım; 2002 seçimlerine DEHAP adaylarının bağımsız katılmaları halinde parlamento aritmetiğinin nasıl değişeceğini merak ettim, sordum. DEHAP’a atfen, "En az 37, en fazla 44 milletvekili sokardık" tahminine ulaştım.
2) Yunanistan neden bağımsızlara baraj uyguluyor sorusunun yanıtı da ilginç. Atina yüzde 3’lük barajı Batı Trakya Türkleri Meclis’e giremesin diye 1992 yılında icat etmiş. Bağımsız Türk adaylar bu engeli aşabilmek için büyük partilerle anlaşarak meclise girmek zorunda kalıyormuş.
Özkök diplomasisi işledi
GENELKURMAY’a erken atamanın üstünden bir hafta geçti, perde arkası iyice netleşti. İlk günlerde arka fonda kalan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün mekik diplomasisi belirginleşti:
Bana ulaşan bilgiye göre, Özkök atama krizini aşmak amacıyla ilk girişimi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la 8 Temmuz’daki görüşmesinde yaptı. Başbakan’dan "teamüllere uyacağız" sözünü aldı.
Özkök temmuz ayı içinde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile yaptığı ikili görüşmede, Çankaya’nın "Genelkurmay Başkanı kararnamesi gelmeden, YAŞ kararlarını imzalamam" tavrını öğrendi.
Çankaya mesajı 27 Temmuz’da Dolmabahçe’de Özkök tarafından Başbakan’a ve Milli Savunma Bakanı’na iletildi. Erken atama formülü benimsendi, Başbakan ve Cumhurbaşkanı isim ve tarihte anlaştı.
Böylece son derece hassas bir süreç, hükümet ile Çankaya arasında doğrudan temas ve gerilim yaşanmadan tamamlandı.