Paylaş
Biliyorum, kötü örnek alınmaz... Ama diyelim ki İtalya'nın prostatlı solcu liderliğini dinledik... Etnik kökene dayalı İtalyan mevzuatını aynen kopyaladık... Bakın ortaya nasıl bir manzara çıkacak...
* * *
İsimler değişecek: İtalya'da 13 ayrı etnik cemaat bulunuyor. Kökleri Ortaçağ'da İtalyan kent devletlerini korumak için gelen profesyonel askerlerden Türkler'in önünden kaçan göçebelere kadar değişiyor.
57 milyonluk İtalya nüfusu içinde etnik cemaatlerin payı yüzde 5 dolayında tahmin ediliyor. Dikkat buyurun, ‘‘tahmin’’ diyoruz. Çünkü 1920'li yıllarda etnik kökenli ve ‘‘İtalyanca sayılmayan’’ isimler değiştirildi. Kovalcie veya Stein gibi yabancı isimler, bir gecede Pietris ve Cavallis oldu. Kayakçıların gözdesi Cormeyanu'nun ismi İtalyanca'ya uygun hale getirildi, beyaz tepeler Cormaiore olarak vaftiz edildi.
Kısadan hisse, İtalya'yı öğretmen bellesek, yapacak çok işimiz var. Öncelikle Rum, Ermeni, Musevi ve Kürt isimlerini tek tek değiştirmek zorundayız.
* * *
Türkçe öğretilecek: 1861 yılında İtalyan birliği sağlandığında, nüfusun sadece yüzde 2.5'u (yazıyla ikibuçuk), akıcı İtalyanca konuşuyordu. 1950'lerde bu rakam yüzde 19'a yükseldi, bugün artık nüfusun yüzde 87'si ‘‘Derdini rahatça İtalyanca anlatacak düzeye geldi’’.
İtalyan Anayasası (1948), farklı diller konuşan cemaatleri kabul ediyor. Ancak her nedense, bütün partilerin seçim vaatleri arasında yer alan ve azınlık haklarını düzenleyen yasa bir türlü çıkmıyor, hep gecikiyor. Özetle, İtalya'nın verdiği akla uyacak olursak, öyle Kürtçeyi serbest bırakmak falan yok. Tam tersine, Rum ve Ermeni okullarını da kapatıp, bu dildeki gazete, dergi ve kasetleri de yasaklamak lazım.
* * *
Komşuya göre muamele: İtalya'da yaşayan etnik cemaatler, yönetimin ayrımcılığından yakınıyor. İtalyan hükümetleri, komşu ülkelerin dilini konuşan etnik cemaatlere ‘‘birinci sınıf’’ muamelesi yaparken, çok daha kalabalık bazı gruplara pek önem vermiyor. Almanca, Fransızca konuşan etnik cemaatler gözde... İşte bu konuda İtalyan deneyini tekrarlamak çok zor...
Çünkü Türkiye hiçbir komşusuyla iyi geçinmiyor. Kürtler desek, İran, Irak, Suriye gibi ülkelerle sürekli gerilim halindeyiz. Rumlar desek Yunanistan'la ilişki malum. Ermeniler, Azerbaycan'la savaşıyor.
* * *
İtalya ile ilgili bu etnik verileri, son derece saygın bir yayın organı olarak kabul edilen Foreign Affairs Dergisi'nin 1994 Mayıs sayısında çıkan Patricia Corbet'in makalesinden toparladık.
Yazdıklarımız yeterince açık, ama İtalyan dostlar için yeniden özetleyelim: Camdan evde oturanlar sağa sola taş atmasınlar.
Paylaş