Paylaş
30 Ağustos -pardon Eylül olacaktı- tarihli tarihi gezi için İsrail'de -ah, çok özür dilerim ABD'de diyecektim- bulunan tecrübeli önderimiz Bülent Ecevit canını dişine takmış deprem yaralarını saracak mali imkán arıyor.
Dünya Bankası'ndan bir milyar dolar...
IMF'den 500 milyon dolar...
İyi de siz neden seviniyorsunuz?
Cebinize delik kuruş mu girecek sanıyorsunuz?
Haydi canım siz de...
* * *
Ne yazık ki deprem kurbanlarına doğrudan yardım nasıl mümkün değilse, yabancı paraların da cebinize akabilmesi aracılara bağlı...
Hani bir topak tereyağını elden ele geçirirler... Herkesin elinde biraz olsun yağ kalır... Ama sonuncu sadece boş avucunu yalar misali var ya.
İşte dış yardımlar da önce hazine hesabına yatacak.
Oradan bankalar aracılığıyla piyasaya girecek...
Müteahhide, çimento üreticisine, gıda toptancısına ödenecek.
Zaten her ekonomide işler böyle gider. Ama bizim ekonominin sindirim sistemi biraz ağır işler. Aracılar ellerinden geçen parayı geviş getirir gibi dönüp dönüp kullanır. Size, bana yalanmak düşer.
* * *
İsrail -pardon ABD ve diğer hür dünya ülkeleri demek istedim- yardımından sokaktaki vatandaşa ne düşeceğini anlamak için depremin yerle bir ettiği Adapazarı'na bakmak yeterli.
Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erol Öztürk yaptığı açıklamada bakın nelerden şikáyet etti:
Adapazarılı esnaf, tüccar ve sanayicilerimizden odamıza intikal eden şikáyetler üzerine; bankalardan (özellikle özel bankalardan) alınan kredilerin devre faizlerinin ödeme zamanı gelmeden işadamlarından talep edildiğini, kredi kartları borçlarının ödemelerine ek bir süre tanınmadığını, afet bölgesinde olmamıza rağmen çok kısa mesafeli telefon istihbaratları için bile ek provizyon ücreti talep edildiğini ve en önemlisi de depremzede üyelerimizin borçları nedeniyle taciz edildiklerini öğrenmiş bulunuyoruz.
* * *
Herhalde tercümeye gerek yok ama tarih için dipnot düşersek.
Bankalarımız, depremde ailesini, işyerini, evini kaybeden Adapazarılı müşterilerinden;
1) Vadesi dolmamış kredilerini erken istiyor.
2) Kredi kartı borçlarını asla ertelemiyor.
3) Hizmet komisyonu kazığını esirgemiyor.
4) Özetle ancak Tecavüzcü Çoşkun Çetesi kadar insaflı davranıyor.
Deprem dayanışması zaten böyle olur, aferin onlara...
Önerimiz, Bankalar Birliği'nin Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası ile temasa geçerek bu bankaların isimlerini tespit etmesidir...
Böylece küfürlerimizi -ah pardon tebriklerimizi demek istedim- doğru adrese iletebiliriz.
Paylaş