BU sorunun yanıtıaslında öyle sanıldığı kadar kolay değil.
Çünkü asıl zorluk tarifte, isim koymakta yatıyor.
ABD, Irak’ta işgalci mi, evet kuşkusuz öyle... Ama Irak küresel terörle mücadelenin -tıpkı Afganistan gibi- yeni cephesi sayılmaz mı?
Iraklı bağımsızlık savaşı veriyor, kabul... Ancak direnişte sembol ismin, Usame bin Ladin’in Ürdünlü sağ kolu Zarkavi olması sadece tesadüf mü?
ABD askerinin Felluce camiinde yaralı ve silahsız direnişçiyi katletmesi, sadece insanlık ayıbı değil, savaş suçudur. Üstelik o fotoğrafa göre katil ve kurbanın eşkáli de bellidir, çok doğru.
Ama günahsız ve ekmek peşinde koşmaktan başka suçu olmayan 63 Türk şoförünü kamyonuyla yakarak, kafasını keserek öldüren kimdir, unutmayalım.
Demek ki bu savaşta katil ve kurban kolayca yer değiştirebiliyor.
* * *
Mesele gelip savaş ve vatansever denilince ne anladığınıza kadar dayanıyor.
Eski savaşlarda tarif kolaydı. Sınırınızı geçen işgalci, direnen kahramandı.
Ama çok değil daha 10 yıl önce, Bosna ve Kosova bu paradigmayı kırdı. İşgalci ABD ve NATO kahraman gibi karşılandı, direnen mahkemede hesap veriyor!
ABD bu ahlaki temelle Irak’a saldırdı, karşısında cihadı buldu.
* * *
Modern savaş doktrini ve cihadın yüzleşmesine kabaca üç aşamada gelindi:
1) Soğuk Savaş döneminde devlet terörü hákimdi.
2) Etnik/mikro milliyetçilik, özel/yerel teröre yol açtı.
3) 2000’lerde sınır tanımayan küresel terörle tanıştık.
İlk maddeye Türkiye’den bile kolay örnek bulunur, Susurluk desek yeter.
Etnik terör denilince IRA ve ETA kadar PKK da akla gelir kuşkusuz. Sınır tanımayan küresel terörse aslında devlet terörünün aynadaki aksi gibi. Mali imkánları/kadrosu geniş, çok mobil, ideolojisi basit ve sağlam.
* * *
Bu savaşsadece cephede, kurşunla verilmiyor. Hatta asıl cephane para desek yeridir. El Kaide’nin Suudi Arabistan baskını, petrol fiyatını zıplattı, ABD ekonomisine 16 yıl sonra enflasyon korkusu yaşattı.
ABD Doları, savaş finansmanının yarattığı ikiz açık nedeniyle sürünüyor, Avrupa ihracatı ve büyümesi tıkanıyor.
Usame bin Ladin’e gelince, şahsi servetine eklediği Afgan afyonu parasını rahatça kullanıyor. Dünyanın dört bir yanındaki kayıtlı/kayıtsız gelir kaynaklarını kurutmak mümkün değil. Dolayısıyla Felluce’de savaşan, aslında aynı paranın/bütünün iki yüzüdür.
* * *
Kimilerine göre Türkiye bu savaşa hiç bulaşmamalı. Bazıları savaşta haklı tarafı (Irak’ı?) daha aktif desteklememizi istiyor.
Sanki Türkiye bu savaşta taraf değilmiş gibi...
Dün 20 Kasım’dı. İstanbul’daki ikinci bombalı saldırının yıldönümü.
Sizce Türkiye savaşta sayılmaz mı, dahası zaten taraf değil mi?
Yoksa istenilen, Türkiye’nin taraf mı değiştirmesi?