Düşman nerede saklı?

GENELKURMAY Başkanı haftalardır asimetrik savaştan söz ediyor.

Başka bir ülkede olsa, yürütmenin başı da merak eder, “Düşman kim?” diye.

Haberin Devamı

Bizdeki ya düşmanın eşkâlini bilmediği için susuyor.

Veya “Üzerime ne vazife, ellerine sağlık” havasında geziyor.

Haydi diyelim ki yürütme uyuyor, yargı ne yapıyor peki?

Mesela bir savcı çıkıp resen soruşturma açıyor mu...

“Kimdir askeri dinleyen, en gizli evrakları sızdıran” diye.

Yok öyle bir savcı.

Hoş olsa da hangi yolu, yöntemi izleyecek?

Emniyet Genel Müdürlüğü’ne “Araştırın bulun” diye yazacak.

Genel Müdürlük de istihbarat dairesine soracak.

Sonra?

* * *

Anamı ağlatan kadı, kimi kime şikâyet edeyim?

* * *

Genelkurmay kevgire döndü, sır sızdırıyor.

Bu işi amatörlerin becermesi mümkün değil.

O zaman sormak lazım değil mi:

* İstihbarat operasyonu dış yardımla mı yürütülüyor?

* O dış gücün askeri hedef almaktaki amacı nedir?

* * *

Darbe mağduru kestirme düşünüyor.

Haberin Devamı

Düşmanın düşmanını dost sayıyor.

Askerin şamar oğlanına dönmesine alkış tutuyor.

Ama sakın kimse yanılmasın.

Bu asla demokrasi kavgası değildir.

Irak sürecinde yeni 1 Mart kaygısının eseridir.

Türk Silahlı Kuvvetleri;

* Ya Irak’ta bazı işleri yapmak istemediği için,

* Veya ABD’den farklı işler yapmak istediğinden

dayak yiyor.

Yakında o mesele çözülür, uzlaşma sağlanır.

Asimetrik savaşın tarafı kalmaz.

27 Mayıs-12 Eylül farkı

ALBAY Dursun Çiçek, Savcı’ya deseydi ki...

* O belgeyi ben düzenledim, çünkü görevimdi.

Ardından da TSK İç Hizmet Kanunu’nu kanıt gösterseydi.

Bakın o kanunda ne yazıyor:

“C UMUMİ VAZİFELER

Madde 35- Silahlı Kuvvetler’in vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır.”

Türkiye’de her darbenin, her darbecinin yasal dayanağı ortada.

Bu kanun değişmeden yapılacak her iş abesle iştigalden ibaret. Çünkü Hükümetin gece yarısı yasası cuntaya karşı.

Ama Çankaya’da çay-kurabiye ile ağırlanan son darbeci diyor ki...

“Cuntayla darbe dönemi kapandı, artık emir komuta geçerli.”

Türkçe meali ile anlatırsak:

“27 Mayıs’taki hata tekrarlanmaz, olursa yine 12 Eylül olur.”

Tabii ki darbe hiçbir yasayla önlenemez.

Ama hükümetin Nasreddin Hoca misali davranması...

Camı pencereyi açık bırakıp kapıyı kilitlemesi de ilginç.

Yazarın Tüm Yazıları