Başbakan’ın uçağında Zaman okulu öne geçti

RİYAD/CİDDE
BAŞBAKAN, ATA uçağındaki çalışma odasında gazetecileri ayakta ve tek tek el sıkarak karşılarken belli ki sayıyordu.

Bir an durdu, sözcüsü Akif Beki’ye döndü: "7 kişi demiştin". Beki, "Evet Başbakanım, Eyüp de geliyor" diye teyit etti.

Referans Genel Yayın Müdürü Eyüp Can ile Sabah’tan Güntay Şimşek’in ATA ile ilk yolculukları. Bu iki ismin kadroya ilavesiyle uçakta Zaman ekolü ağır bastı.

Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, eski yardımcısı Eyüp Can, eski haber müdürü Güntay Şimşek, etti üç... Bir de gazetenin kurucu genel yayın müdürü ve başyazarı Fehmi Koru’yu da eklersek ATA’daki gazetecilerden yarısından fazlası Zaman okulundan.

Dayanamadım, bu gözlemimi Başbakan ile paylaştım:

- Eskiden bir grup gazeteci geziye çıktığımızda Cumhuriyet kökenliler ağır basardı. Şimdi bakıyorum, Zaman’cılar ekseriyeti sağlıyor.

Her ne kadar Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki hemen üzerine alınıp, "Eski Cumhuriyetçi olarak tek başına hepsine yetiyorsun" diye yarı şaka yarı ciddi takılsa da... O da biliyor ki, ATA’ya davet listesi şahıslara değil gazetelere göre yapılıyor.

Gazetelerin görevlendirdiği isimlerin geçmiş görevlerine bakıldığını sanmıyorum.

Demek ki okul/ekol değişiyor ki, bu meslekte normaldir.

* * *

Bugünkü ekonomi medyasında, yöneticilerin neredeyse tamamı Dünya’da yetişti.

Siyasi muhabirlik okulları ise 1980’lerin Cumhuriyet ve Tercüman gazeteleriydi.

Mesela, 1998 Mayıs ayında Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Ukrayna gezisi, eski Cumhuriyet mensuplarının pikniği gibiydi. Hasan Cemal, Okay Gönensin, Sedat Ergin, Bilal Çetin, İsmet Berkan, Cüneyt Arcayürek ve bendeniz sadece hatırlayabildiklerim...

Muhafazakár kesimin gazetecilik okulu Zaman, birkaç yıldır tıpkı geçmişteki benzer okullar gibi yetiştirdiği isimleri ihraç etmeye başladı. Sadece kendi kulvarındaki gazetelere değil, farklı çizgideki medyaya da insan kaynağı sağlıyor.

Kafayı bu işe taktığımı fark eden Fehmi Koru, işe yarayacak ve nostaljik bir tüyo daha verdi:

- Milli Gazete’yi de unutma...

Doğru, Koru ile Vakit’ten Hasan Karakaya bu gazetede uzun yıllar çalıştı.

Madem ki uçaktaki gazeteci envanterini çıkartıyoruz, son iki ismi de unutmayalım.

İhlas Grubu (Türkiye, TGRT Haber; İHA) Ankara Temsilcisi Nuri Elibol, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden binbaşı rütbesiyle emekli. Bense Hürriyet ve Cumhuriyet’in yanı sıra Radikal, Dünya ve Güneş gazetelerinde çalıştım.

* * *

Bu gezi Yeni Şafak Başyazarı Fehmi Koru ile birlikte ilk Suudi Arabistan seyahatimiz değil.

Tam 20 yıl önce hac mevsiminde, İranlı hacı adayları kutsal topraklarda gösteri yapmaya kalkınca sokaklar kan gölüne döndü, hatırlarsınız.

Suudi yönetimi silahlar konuşurken sustu, ardından olan biteni anlatmak üzere bir grup gazeteciyi davet etti. Günlerce otel lobilerinde vaat edilen basın toplantısını bekledik durduk.

O geziden izlenimim, Suudi yönetiminin gazetecilerle konuşmaktan çok ağırlamayı yeğlediğidir. 20 yıl sonra da koşulların pek değişmediğini üzülerek gördüm.

(Bu gezi henüz bitmedi ama 20 yıl önce aramızda en çalışkanı Fehmi Koru idi...

"Mekke’de ne oldu?" kitabı, olaylarla ilgili yazılan ender eserler arasındadır.)

* * *

Riyad’a ilişkin son notum Türk okulundan. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Riyad bölgesindeki 20 bin kadar Türk’ün çocukları için kurduğu okulu gezdik.

Öğrenci sayısı azımsanacak gibi değil; 1450.

Çoğu Hatay göçmeni ailelerin çocuklarına çağdaş eğitim verildiği belli. Yine de Arapça ve İngilizceye biraz daha ağırlık verilse.. Çocuklar hem yetiştikleri ülkeye uyum gösterse hem de küresel rekabete hazırlansa daha iyi olmaz mı?
Yazarın Tüm Yazıları