GÜNLERDİR Abdullah Öcalan’ın yeniden yargılanmasına ilişkin sayısız yorum okudunuz. Kimisinde Anayasa hukukçusu yerine konuldunuz.
Bazısında beyin yerine belkemiğiyle hareket etmeniz önerildi. Yerel tüketime dönük yorumlarda PKK’yı Türkiye’nin başına bela eden refleks hortladı, küresel dinamik yine ıskalandı.
Oysa Öcalan’la ilgili her meselede Avrupa’dan, Özbekistan’ın Fergana Vadisi’ndeki Hizbut Tahrir kamplarına kadar uzanan fay hattında biriken enerji hesaba katılmalı!
* * *
Türkiye ile Özbekistan Batı ittifakı açısından;
Terörle mücadelede cephe,
Rusya’nın güneye inme hevesine tampon iki kanat ülkedir.
11 Eylül’ün ardından ABD’nin yanında saf tuttular: 1) Ankara, Irak Savaşı’nda sıcak temastan son anda yaşanan tezkere kazasıyla kurtuldu. 2) Özbekler, Afganistan cephesinde ABD’ye üs verdi, toprağına asker kabul etti. 3) Her iki ülkede de ABD ile ittifak, İslami tabanı rahatsız etti, hatta terörist saldırıların bahanesini oluşturdu.
AKP’nin siyasi İslam mirası sır değildi; Özbekistan’da Kerimov’un yolsuzlukla anılan laik rejiminin baskıcı gücü de öyle... Herkes Türkiye’den korkarken fay hattı Özbekistan’da kırıldı. Özbekistan İslami Hareketi’nden, Hizbut Tahrir’e kadar uzanan yelpazedeki radikal örgütler Fergana Vadisi’nde yuvalandı. Hokand ve Andican’da merkezi hükümete karşı isyan çıkartacak güce kavuştu.
* * *
AKP iktidarı Kerimov’a benzer davransaydı, sonu farklı olmazdı inanın. Ama AKP’nin Avrupa ısrarı ve bu yoldaki demokratik açılımlar toplumun gazını aldı, fay hattındaki enerjiyi hasarsız boşalttı. Kerimov köşeye sıkışırken AKP 3 yılda iki seçim kazandı, başbakanı cumhurbaşkanlığı hesabı yapıyor.
Apo fobisi Avrupa hevesini kırarsa AKP’nin sırtındaki radikal kamburu büyür.
Sadece AKP’ye değil Türkiye’ye yazık olur.
Taşkent ne kadar uzak?
Özbekistan ile Türkiye’yi kıyaslamamıza şaşıranlara ve belki de itiraz edeceklere yakın tarihi anımsatmakta yarar var:
16 Şubat 1999 günü, Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te patlayan bombalar ortalığı savaş yerine çevirdi. 13 kişi öldü, 124 kişi yaralandı. İslam Kerimov suikasttan kıl payı kurtuldu.
Suikast sanığı Rüstem Mamatkulov, Tahran üzerinden İstanbul’a kaçtı, 3 Mart’ta havaalanında yakalandı. Örgütün Dış İlişkiler Sorumlusu Zayiniddin Askarov iki gün sonra Fatih’teki örgüt evinde ele geçti.
Taşkent suikastının Türkiye’de yakalanan iki sanığı 7 Mart 1999 günü Özbekistan’a iade edildi. Taşkent’ten gelen haberlere göre daha ilk sorgularında suçlarını itiraf edip bir de sürpriz isim verdiler: Necmettin Erbakan.
Rüstem Mamatkulov sorgusunda, Erbakan’ın, örgüt lideri Tahir Yoldaşev’e 2 Temmuz 1997 günü 100 bin dolar para yardımında bulunduğunu ileri sürdü. Erbakan hakkında DGM’de soruşturma açıldı. Erbakan’ın kurmayları suçlamayı reddettiler.