Enis Berberoğlu: Ağdaki büyük balık: Bayrampaşa Cezaevi

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

CEZAEVİ isyanının rutini olur mu hiç demeyin, Türkiye'de mümkün.

Cezaevine devlet egemen değilse, otorite talibi çok olur.

Örnek arayan Adana Cezaevi'ndeki ‘‘sevk isyanına’’ baksın.

Adana Cumhuriyet Savcısı Cemal Sahir Gürçay'a göre ‘‘Şirinler Çetesi’’ elebaşısı cezaevinde hákimiyet kurmaya kalkınca yedi-sekiz ay önce nakledildi. Ardından kardeşi yetişti, aynı cezaevinde benzer faaliyete girişti. Kardeş çetebaşı ve adamlarının sevki kararlaştırılınca isyan çıktı. Af bekleyen diğer mahkûmlar da çeteyle birlikte ayaklandı.

* * *

Bu satırların kaleme alındığı saatlerde İstanbul Bayrampaşa Cezaevi'ne sıçrayan isyan henüz sona ermişti. Haber kanallarının helikopterleri cezaevinin üstünde keşif uçuşundaydı. CNN Türk'ten Güven İslamoğlu helikopterden ilginç bir gözlem aktardı.

Cezaevinin çevresine ağ çekiliydi.

Normalde cezaevi güvenliği içeriden kimse kaçmasın diye alınır.

Ama Bayrampaşa'yı dışarıdan duhul olmasın diye ağa sardılar...

Demek ki cezaevinin sadece içindekiler değil dışındakiler de tehlikeli.

* * *

1997 yılında görevden ayrılan Bayrampaşa Cezaevi Savcısı Necati Özdemir, içerideki rantı o tarihteki rakamla 50 trilyon lira dolayında tahmin etmişti. Yani ortalama kurla 300 milyon dolar...

Yine Özdemir'in o tarihte verdiği bilgiye göre bu köşede dökümünü yaptığımız suç ekonomisi rakamlarını da hatırlatalım:

‘‘1993-97 yılları arasında Bayrampaşa'ya sokulmak istenirken yakalanan suç aletlerinin listesi dehşet verici: 77 silah, 498 mermi, 25 kilo uyuşturucu, çok sayıda kesici ve delici alet... Yanı sıra 180 cep telefonu. Cezaevi yönetimi, yakalananların, içeri sokulanların sadece onda biri kadar olduğunu tahmin ediyor. Yani 900 gardiyan ve bin jandarmanın koruduğu Bayrampaşa'ya son dört yılda bine yakın silah girdiği sanılıyor. Üstelik cezaevinde fiyatlar astronomik. Tabanca 400 milyon-1 milyar lira arasında, cep telefonunun dakikası 1 milyon lira. Dışarıda 100 gramı 3 milyon liraya satılan toz esrar cezaevinde 25 milyon lira.’’

(9 Mayıs 1997, Hürriyet Gazetesi).

* * *

Gelin bir denklem kuralım... Eşitliğin bir tarafına...

* Af sözü verip tutamayan siyasileri,

* Cezaevindeki trilyonluk ranttan beslenen çeteleri yazalım...

Üstüne bir de insanca yaşanacak cezaevi ödeneğini esirgeyen bürokratlarla tefessüh etmiş infaz sistemini ekleyelim...

Sonucu ne buldunuz?

Bu rutin isyanı kazasız belasız atlattık, ama ya sefere?

Yazarın Tüm Yazıları