BÜYÜK Türk yalanları arasında ‘‘Yüce Türk adaletinize sığınıyoruz’’ ve ‘‘bağımsız yargı’’ klişeleri özel yer tutar. Oysa herkes inadına bilir ki, medya-siyaset-ticaret şeytan üçgeninin ayakta kalabilmesi ancak dördüncü bir kenarın, hatta payandanın varlığıyla mümkündür: Yargı...
* * *
Gazeteleri dikkatle okuyanlarınız farkındadır... Bir hafta içinde üç ayrı vaka, siyasi yelpazenin her renginden kalemi adaleti tartışmaya itti.
Susurluk kararı, N.Ç.'nin mektubu ve ifadeleri ile Neşter Davası.
1) Susurluk'ta hálá hayret refleksi gösterenlere şaşmamak mümkün değil. Çünkü kamyonun çarptığı şema belliydi: Mafya, polis, siyaset. Polis şefi artık siyasi parti lideri, mafyaya dokunulamıyor, dolayısıyla siyasetçinin ceza göreceğini sanmak zaten abesti... Kesinleşmiş mahkeme hükmüne göre, Susurluk sadece ve sadece hapisteki Korkut Eken'in eseridir!
2) 12 yaşında kasabanın toptan tecavüzüne uğrayan N.Ç.'nin mahkemesinde yerel elitin tamamı tahliye oldu, işine gücüne döndü. Sadece N.Ç. namus adına peşine düşen aşiret katillerinden saklanmak zorunda. Allah korusun, aşiret N.Ç.'yi bulur ve öldürürse, töre adaletiyle hafifletici nedenle ceza indiriminden yararlanacak!
3) Neşter Davası, cumhuriyetin en büyük yolsuzluk dosyası gibi lanse edildi. Daha ilk duruşmada sanıkların tamamı kefaletle tahliye oldu. Yani yolsuzluk davasında kefalet parası olmayan içeride kalacak, diğerleri serbestdolaşacak!
* * *
Bunlar taze vakalar. Bir de adaletin garip tecellisi yüzünden yaşadığımız toplumsal hatta siyasi travmalar var, sakın unutmayın.
Beyaz Enerji davasında soruşturmayı jandarma yürüttü, hedefte ANAP ve bazı şirketler/işadamları vardı. İddialar günlerce gazete manşetlerinden inmedi ama sonuçta dağ fare doğurdu. Ama iki yıl sonra Mavi Akım'daki kazık doğalgaz fiyatı için tahkime gitmek zorunda kalıyoruz!
Yine 2000 sonbaharında artık sağır sultanın bile duyduğu banka soygunlarının üzerine cesaretle gidildi. Bankasını soyan patronlar tutuklandı, Kartal Cezaevi'ne konuldu. Kimilerine göre 20 milyar doları aşan faturanın tahsili amacıyla ödeme planları hazırlandı. Ama ne oldu, yasa değişti, banka patronları serbest kaldı. BDDK'nın son tahminine göre 2015 yılına kadar zararın ancak yarısı tahsil edilse başarı sayılacak!
* * *
Medya-siyaset-ticaret üçgeninin adaletle köşelenmesi (hatta belki de bu sayede köşe dönmesi) çok tehlikelidir. Çünkü bu bataklık zeminde temiz siyasete, istikrarlı ekonomiye yer yoktur.
IMF destekli ekonomik program ve AB paketleriyle medya-siyaset-ticaret üçgenindeki kaynakların kurutulması için ciddi adımlar atılıyor.
Yeter ki tuz da kokmasın, adalet yolsuzluğa ortak/hami olmasın!