Enis Berberoğlu

Fransız Anayasası’na göre yol levhaları

18 Ağustos 2009
ULUSAL kurtuluş hareketi veren çoğu ulus gibi...

Genç Türkiye Cumhuriyeti de Fransa’yı örnek aldı.

Başta laiklik ilkesi gibi çoğu anayasal kurum...

Fransız eğitimli/hayranı aydınların eseridir.

* * *

Fransız Anayasası geçen yıl değişti; özgürleşti.

(Türkiye’de hep AB referandumu maddesi tartışıldı)

Yerel diller -ki sayısı 75- kültürel miras sayıldı.

Bu zihniyet Anayasa’ya yansıdı.

Yazının Devamını Oku

Türk muhatap kim?

9 Ağustos 2009
ADALET ve Kalkınma Partisi, DTP ile görüşmeye devam etsin mi?<br><br>Akan kanı durdurmaya hizmet edecekse neden olmasın?

Ortada bir Kürt meselesi varsa -ki var... Hükümetin Kürt muhatabı hatta muhatapları olması doğal.

Dolayısıyla bu soruya takılıp kalmak abesle iştigal.

Ve fakat daha can yakıcı ve simetrik soru da belli.

Kürt meselesinin Türk muhatabı kimdir?

“Hükümet” desek hem yersiz kaçar...

Hem de bence iktidar partisi bile korkar.

O yüzden tıpkı Kürt muhatapta olduğu gibi.

Türk muhatabı da TBMM’de aramak şarttır.

Yazının Devamını Oku

Kürt barışının iç ve dış getirisi

8 Ağustos 2009
BAŞLIKTAKİ cümleyi farklı kurmak ve okumak tabii ki mümkün.

Örneğin sadece “getiri” kelimesi yerine “fatura” denilse bile... Zihin penceremiz kararır.

Akla önce bu ülke için toprağa düşenler...

Dağda heba edilen yaşamlar...

Kaybolan yıllar, kaçan fırsatlar gelir.

¡   ¡   ¡

İçişleri Bakanı Beşir Atalay Kürt açılımının koordinatörü.

Meseleye siyasi kimliği kadar akademisyen özeniyle yaklaşıyor. Mesaisinin yarısını açılımın içeriğine harcıyorsa...

Bir o kadar da yöntem hakkında kafa yoruyor.

Yazının Devamını Oku

Sivil darbe

4 Ağustos 2009
<b>ANKARA</b><br><br>Madde bir... Türkiye Orta Asya’dan uzanan siyasi fay hattındadır.

Afganistan, İran, Irak’taki ani sallantı Türkiye’yi mutlaka etkiler.

En yakın tarihli örneğini çok değil 30 yıl kadar önce yaşadık:

İran İslam Devrimi (Şubat 1979) bütün dengeleri sarstı.

Sovyetler aynı yılın sonunda Afganistan’ı işgal etti.

Aradan bir yıl bile geçmedi, Türkiye’de 12 Eylül darbesi yaşandı.

Darbeden 10 gün sonra, sekiz yıl süren Irak-İran savaşı başladı.

* * *

Bugüne dönersek; aynı coğrafyada taşlar yine yerinden oynuyor.

Yazının Devamını Oku

Lübnanlı bakan neden aniden geldi?

2 Ağustos 2009
BEYRUT/ANKARADışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu konuşurken salonun kapısı açıldı.

 

Giren Lübnan Dışişleri Bakanı Fevzi Salluh’tu, sessizce geçti oturdu.

Möwenpick Oteli’nin küçük salonunda az sayıda gazeteci vardı.

Lübnanlı gazete yöneticileri Davutoğlu ile ufuk turundaydı.

Ev sahibi bakanın, konuğundan anlattıklarından...

Hem de gazetecilerin huzurunda, dinleyip öğreneceği ne vardı ki?

¡   ¡   ¡

Ani

Yazının Devamını Oku

Kvaşra’ya bakan geldi

1 Ağustos 2009
KVAŞRA / LÜBNANAKKAR toprakları Trablusşam’ın kuzeyine doğru uzanıyor. Suriye sınırına yakın dağ köylerinde Türkmenler yaşıyor.

Sınıra komşu köylerden birisinin adı Hamidiye.

Girit’in düşmesinden sonra Türk nüfusun bir bölümü bu köye yerleşmiş.

Hemen yakınlarında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte ziyaret ettiğimiz Kvaşra (Göçmen) ve El Bikre var.

İki yerleşim biriminde toplam nüfus 10 bin kadar.

Bu topraklar daha 4 yıl öncesine kadar Suriye işgalindeydi.

O yüzden bırakın Türk bakanı, Lübnanlı bakan bile uğramazdı.

2005 yılında Suriye çekildiğinde dahi hayat fazla değişmedi.

Dağ köylüleri buğday ekip, 45 km uzaklıktaki Trablus’a işçi yazılıp kıt kanaat varlıklarını sürdürdü.

Açıkçası Türkmenlere piyango Beyrut Büyükelçisi Serdar Kılıç ile vurdu.

Büyükelçi Kvaşra’ya okul, El Bikre’ye sağlık ocağı açtı.

Çocuklara, büyüklere Türkçe öğretti, köyün suyunu bağladı.

Neticesinde önceki gün akşam serinliğinde köye vardığımızda...

Köyün kocası Hanuni Hanım’ın uzun ağıdıyla karşılandık.

"Size misafir diyemeyiz... Ev sahibisiniz" denildi. Bakan’ın ağzından, "Yaptıklarımız hediye değil borç ödemedir" lafı duyuldu.

Bolca duygu seli, kucaklaşma, dayanışma yaşandı, nutuklar atıldı.

Bakan’ın, Türkmen soydaşlarla kaynaşırkenki halini görünce...

Aynı performansı memleket sathında da gösterirse...

Üniversite hocasından da siyasetçi çıkabileceğini pekálá kanıtlayabilir.

* * *

Ahmet Davutoğlu dış Türkleri sadece Lübnan’da hatırlamadı. Bakanın gezilerinde Osmanlı’nın canlı miras ve torunlarını ziyaret artık gelenek oldu.

Kuzey Afganistan ve Sancak’tan sonra, Kvaşra ile El Bikre.

Ama tabii ki Bakan’ın resmi programı farklıydı.

Lübnan 7 Haziran seçimlerinden bu yana hükümet pazarlığı yaşıyor.

Seçimi kazanan Saad Hariri, iktidar sorumluluğunu muhalefetle paylaşmaya çalışıyor. Suudi destekli Hariri ile Suriye’ye yakın muhalefet arasındaki pazarlık kuşkusuz sadece Lübnan’da yürütülmüyor.

Örneğin Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın (Davutoğlu ile birlikte) geçen haftaki Şam ziyareti sürecin parçası. Bu ziyaretin ardından Davutoğlu’na Beyrut’tan acil davet gelmesi de rastlantı değil.

* * *

Türk Dışişleri Bakanı’nı taşıyan GAP uçağı Refik Hariri hava meydanına tekerlek koyduğunda taraflar antlaşmaya çok yakındı.

Milli Çözüm Hükümeti’nde kimin kaç bakanlık alacağı belliydi...

Ama daha önemlisi iki psikolojik engelin ortadan kalkması lazımdı.

Davutoğlu’nun baş döndürücü trafiği bu amaca hizmet etti.

Türk Bakan, Saad Hariri, Hizbullah ve Şiilerin liderleri ile görüştü.

Beyrut’tan ayrılmadan son kez Saad Hariri ile buluştu.

Diplomaside somut sonuçlar zamana yayılır... Ama;

Saad Hariri başbakan sıfatıyla (yıllardır babasını öldürmekle suçladığı) Suriye’yi ziyaret ederse,

Hariri ve Hizbullah arasındaki buzlar hızla erirse sürpriz olmaz.

* * *

Davutoğlu bölge ziyaretlerinde farklı bir profil çiziyor.

Muhatabına göre ortak tarihten de söz edebiliyor...

Ayet ve hadis yorumuna da girebiliyor.

Sanırım anlatmak istediğime en iyi örnek geçen yıl yine Lübnan’daki cumhurbaşkanlığı krizinde yaşanıyor.

Sorun (tıpkı bizdeki gibi) anayasa yorumu kaynaklı olduğu için...

Davutoğlu yanına TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’yu da alarak gizlice Beyrut’a geliyor. Bulunan formül krizin çözümüne hizmet ediyor.
Yazının Devamını Oku

Öcalan Mustafa kadar değişti mi

28 Temmuz 2009
YAZACAKLARIM dağdakilerin ana babalarını üzebilir. <br><br>Ama eskilerin söylediği gibi gerçekler can acıtır.

* * *

Ankara’nın Kürt açılımında muhatap aradığı doğrudur.                     

Ancak aranan muhatap asla Abdullah Öcalan değildir.

Türkiye’nin niyeti Kürt sorununu çözmek...

PKK’yı tabansız bırakmaktan ibarettir.

O yüzden muhatabın adresi İmralı Adası değil...

Kürdistan (Kuzey Irak’ın resmi adı) olarak seçildi.

* * *

Yazının Devamını Oku

Üniversite sınavında sıfır çekenler kim?

26 Temmuz 2009
ÜNİVERSİTE sınavında puanı hesaplanmayan 30 bin kişi var. <br><br>Sıfırcıların sadece 11 bini yeni mezun, kalanı eski.

Böylece geldik en kritik istatistiki veriye.

Sıfırcı öğrencilerin sadece yüzde 1.5’i genel lise mezunu.

Kalan yüzde 98.5’in tamamı meslek liselerinden.

* * *

Demek ki meslek okulları önündeki tek engel katsayı değilmiş.

Çünkü sınavda sıfır çeken çocuğa katsayı eşitliği de fayda etmez.

Nitekim Hüseyin Çelik katsayıya dokunmadan çok iş başardı;

? Aynı branşta iki yıllık yüksekokula geçiş yolu açıldı.

Yazının Devamını Oku