TÜRK tenisinin gelişmesini engelleyen en büyük etkenin sistemimizden kaynaklandığını hepimiz biliyoruz. Bildiğimiz halde çözüm üretemiyoruz.
Üniversitelerin çoğunda uluslararası standartlarda spor tesislerinin olmasına rağmen başarılı tenisçilere burs verilmiyor. Üniversiteler arası tenis liglerine gereken ciddiyet gösterilmiyor. Yüksek öğrenim kurumlarının tenise olan bakış açılarını değiştirmeleri gerektiğini defalarca yazdım.
Tenise kimse başvurmadı
Yine bu önemli meseleyi gündeme getirme hazırlığında bulunurken, Koç Üniversitesi'nde spor eğitmeni olan Mehmet Bulak'tan bir e-mail aldım. E-mailinde geçtiğimiz ağustos ayının sonunda üniversiteler arası yaz oyunlarının yapıldığını, ülke olarak Türkiye'nin de katıldığını belirtti. Ancak Üniversite Olimpiyatları'nda statü gereğince toplam 10 ana dalda, (atletizm, yüzme, dalma, sutopu, basketbol, eskrim, voleybol, futbol, jimnastik, tenis) tenise bizden kimsenin katılmadığını vurgulayınca hayli şaşırdım. Konuyu araştırdım.
Üniversite oyunları deyip geçmeyin. Bu sene Kore'ye 174 ülkenin sporcuları, antrenörleri ve idarecileri gitti. Takribi 11 bin kişi. Müsabakalara 17-28 yaşlar arasında, amatör statüsünde ve faal üniversite öğrencileri katılabiliyor.
Koç ve Bilgi şampiyon oldu
Çin Halk Cumhuriyeti, 81 madalya kazanarak tüm ülkeleri geride bıraktı. Tenise Suriye'den, Vietnam'dan Kıbrıs Rum Kesimi'nden, hatta isimlerini hiç duymadığım Afrika ülkelerinden bile katılım oldu. Ruslar ise sistemli çalışma neticesinde son zamanlarda dünya bayan tenisinde yakaladıkları başarıyı yine Kore'de kazandıkları 2 altın madalya ile devam ettirdiler. Peki Türk kafilesinde neden tenisçilerimiz yoktu? Bizim üniversitelerde okuyan iyi tenisçilerimiz yok mu? Var, yoğun ilgi olmasa bile üniversiteler arası tenis ligileri düzenleniyor. Hatta süper lig şampiyonası bile mevcut. Bu yıl bayanlarda Koç, erkeklerde ise Bilgili Üniversiteleri şampiyon oldular. Saydığım etkinliklerin olmasına rağmen Kore'ye neden iştirak etmediğimiz anlaşılır gibi değil.
2005’te İzmir’de yapılacak
Asıl ilginç olan konu ise şu; 2 yılda bir yapılan Üniversite Yaz Oyunları 2005'te İzmir'de. Yani biz bu dev organizasyona ev sahipliği yapacağız. 2005'te tenis yine ana dallardan biri olacak. Bizim Tenis Federasyonu ve Üniversite Spor Federasyonu'ndaki yetkililerin şimdiden ne söyleyeceklerini tahmin edebiliyorum. Diyecekler ki; ‘‘Tabii ki, İzmir'deki üniversite oyunlarında tenis müsabakalarına da katılacağız.’’ Peki o zaman tenisçilerimizi Kore'ye neden göndermediniz? Tenisçilerimiz oraya gidip birkaç ülke ile maç yapsalardı, tenis seviyelerini görselerdi, ona göre de 2005 İzmir için bir hazırlık programı içine girseydik fena mı olurdu?
Öyle ümit ediyorum ki, tenise neden iştirak etmediğimizin sebebine yukarıda sorumlu olan kurumlardan en az bir tanesi açıklık getirecektir. Çok merak ettiğim bu yanıtı da aynen açıklayacağım.