Paylaş
BU maçı anlatmaya ne kelimeler yeter ne de rakamlar... 100. Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nın tek erkekler finalinde Novak Djokovic, Rafael Nadal’ı 5-7, 6-4, 6-2, 6-7 ve 7-5’lik setlerle 3-2 yenerek şampiyon olurken, ortaya, uzun yıllar unutulmayacak bir karşılaşma çıktı. Dünya klasmanının 1 numarası Djokovic ile 2 numarası Nadal’ın mücadelesinin zorlu geçeceğini herkes tahmin ediyordu. Ama bu kadarını kimse beklemiyordu. Rod Laver Arena’daki maç tam 5 saat 53 dakika sürdü . Grand Slam tarihinin en uzun final maçı olarak tarihe geçen karşılaşma, Ivan Lendl ile Mats Wilander arasında 1988 yılında oynanan 4 saat 54 dakikalık eski rekoru tarihin tozlu yaprakları arasına gönderdi.
Yorum yapmayı reddediyorum!
HAYATIMIN yaklaşık 35 yılını tenisle iç içe geçirdim. Sporcu olarak yüzlerce maç oynadım. Sonrasındaki antrenörlük ve yorumculuk kariyerimde bir o kadar karşılaşma izledim. Ama inanın, bunca yıllık tenis geçmişim bile, dünkü maçı yorumlamayı reddediyor; ‘ne haddine’ diyor. Yok Nadal şöyle vurmuş, Djokovic şöyle karşılamış. Öbür türlü yapsalar daha iyiymiş... Bunların hepsi boş. Bu iki olağanüstü tenisçinin mücadelesini izleyen herkesin yapması gereken tek şey; AYAĞA KALKIP ALKIŞLAMAK...
Gerçek sporcular bunlar
DÜN şunu bir kez daha gördüm ve anladım; gerçek sporcular bunlar... Bakın, 90 dakikalık bir futbol maçında futbolcu, eğer yorulduğunu hissederse, topun olmadığı bir alanda dinlenme fırsatı bulabilir. Amiyane tabirle; kaçak güreşebilir. Ama Djokovic ve Nadal, 6 saat boyunca, kuralların izin verdiği molaların dışında rahat bir nefes bile alamadılar. Saatte ortalama 160 kilometre hızla ilerleyen topun peşinde koşup durdular. Hiçbir normal insan bünyesi bu tempoyu kaldırmaz. Onun için de diyorum ki; Novak Djokovic ile Rafael Nadal’ın dünkü maçı; SÖZÜN BİTTİĞİ YER’dir.
Paylaş