Paylaş
İskoç asıllı fakat İngiltere adına oynayan Murray bu zor rekabetten yılmadı ve kopmadı. Onu çok eleştirdiler. Yok annesinin gölgesinde kaldı, yok kort içindeki davranış biçimi onu antipatik yapıyor ve oyununu olumsuz etkiliyor... gibi olumsuz yorumlara maruz kaldı.
ÇARE LENDL OLDU
Bütün bunlara çözüm bulabilmek için Fransız kadın oyuncu Amelie Mauresmo’yu antrenör olarak seçti. Burada da hedef tahtası haline geldi. Mauresmo’nun Murray gibi birine faydalı olacağına kimse fazla inanmadı. Nitekim de öyle oldu kısa süre sonra ayrıldılar. Murray’nin gönlündeki antrenör efsane oyuncu Ivan Lendl’dı. Nitekim onunla da anlaştı.
Murray, Lendl'ın kendisine neler kazandığını şöyle anlatıyor:
"Lendl şu ana kadar çalışmış olduğum en iyi antrenör. Sporda antrenörün başarısı tamamen sonuçlar ile değerlendirilir. Lendl ile kariyerimin en iyi sonuçlarını aldım. Esasen Lendl bana hatalardan nasıl ders alındığını öğretti. Kendisi oyunculuk zamanında Grand Slam finalleri öncesi mide bulantısı ve aşırı heyecanlı olduğunu bana anlattı. Lendl kariyerinde 11 Grand Slam finalini kaybetmişti. Beraber çalışmaya başladığımızda ortak noktamız da bu idi. Ben de o zamana kadar 8 finalde ikinci olmuştum. İşte tam bu yaşadığımız paylaştığımız noktadan yola çıkarak ilk Wimbledon turnuvasını kazandım."
BİR ATLET GİBİ...
Murray’e göre tenis sporundaki puanlama sistemi sayesinde maçın o günkü kesin galibi ve daha iyi olan oynayanı belli oluyor. Hâlbuki futbolda sonuç daha sübjektif kimin en iyi oyuncu olduğu çok net değil. Örneğin Ronaldo ve Messi'nin bire bir karşılıklı mücadele etmeleri mümkün değil. Hatta boks maçında bile hakemler ikiye bölünüyor.
Bugün 29 yaşında olan Murray artık dünya bir numara. On iki yaşındayken ulusal gençler şampiyonu oldu. 15 yaşında İspanya’ya SanchezCasal akademisine gitti. Futbol oynadı. 10 yaşındayken annesi babası ayrıldı. Ayrılık Murray’i olumsuz etkiledi.
Peki, Andy Murray nasıl bir oyun tarzına sahip?..
Öncelikle Andy adeta bir atlet gibi kondisyon çalışması yapıyor. Bu sayede vücudu güçlendi ve daha esnek oldu.
KENDiNE BAĞIRIŞINA BiLE ALIŞILDI!
Öncelikle Andy oyundaki sürekliliğini ve istikrarını yükseltti. Backhand vuruşu kontrollü ve derin. Nadiren bu vuruş ile ‘winner’, yani direkt puan alıyor. Fakat rakiplerini riskli vuruşlara ve hataya zorluyor Federer gibi estetik stile veya öldürücü bir forehand’e sahip değil. Wawrinka gibi etkili backhand de vurmuyor. Arka çizginin en az 2 metre gerisinden top çeviriyor. Topa vuruş zamanlamasını çok iyi ayarlıyor. Çoğu zaman rakiplerini ters ayakta yakalıyor. File önüne çıktığında vole vuruşlarındaki top hissi mükemmel.
Zayıf tarafları; ikinci servis ve zaman zaman kısa düşen forhandleri.
Korttaki özgüveni yüksek. Saha içinde kendine olan bağrışmalara seyirciler alıştı. Hatta seyircileri de coşturuyor.
iKi FARKLI MURRAY VAR
Kort içi ve kort dışında çok farklı 2 ayrı Murray var.
Andy Murray’nin şu an taptığı antrenör Ivan Lendl...
Ivan ile çok ortak noktaları var. Lendl zamanında ‘grand slam’ler öncesi hastalanırdı ve eli ayağı tutulurudu. 11 finalin 8’ini kayıp etti, esasen Murray de aynı yolda...
Murray de 8 finalin 7’sini kaybetti. İkisini güçlü yapan ortak noktada bu. Lendl kendisi de bunları yaşadığı için hatalardan nasıl öğrenileceği konusunda Andy’yi çok iyi eğitiyor. Bu da Murray’ye çok iyi geldi...
Şöyle ki bu sene Wimbledon’ı kazandı ve Rio Olimpiyatlarında altın ve ATP sezon sonu finalini kazandı.
Paylaş