Sektörü zor duruma sokan bazı haberler hükümet desteğinin seyrini belirler

ÖTV indirimi aksi bir açıklama olmazsa 15 Haziran’da sona erecek. Geçtiğimiz hafta yazdım, ÖTV indiriminin hem sektöre, hem devlete hem de Türk halkına sağladığı getiriler ortadayken sürmemesi büyük bir yönetimsel hata olur.

ÖTV indiriminin sürmesi veya hurda teşviği gibi başka bir desteğin verilmesi için tüm sektör seferberlik halinde. Dernekler yeni kabineyi ziyaret ediyor, her ortamda desteğin devam etmesi gerektiğini anlatıyor. Bizlerde basın olarak bu konuda üstümüze düşeni yapmaya çalışıyoruz.

Geçtiğimiz hafta Ford Transic Connect’lerin Amerika’ya ihracat töreninde Ford’un Avrupa Başkanı John Fleming bile çıkıp Başbakan Erdoğan’a "Teşvikleriniz çok etkili oldu ama uzamalı. Ayrıca ticari araçları da kapsamalı’ diyerek bu durumun sadece Türkiye’yi ilgilendirmediğini, Türkiye’de yatırımı olan uluslararası markaların da yakın takibinde olduğunu net bir şekilde gösterdi. Erdoğan da bu mesajı aldığını belirtir nitelikte, "Verdiğimiz teşviklerin etkisini görüyoruz. Bu konuda hassasiyetimiz devam ediyor ve uzatılması konusunda arkadaşlarımız incelemeler yapıyor" açıklamasını yaptı. Yani sonuçta hükümet ÖTV indiriminin nasıl etkili olduğunu, kriz psikolojisinden nasıl kurtulunulduğunun farkında.

Burda hükümetin düşündüğü tek nokta bazı istismarlar. Aslında baktığımızda firmalar veya bayiler istismar yapmadı, bazı kendini bilmez, sektörden anlamayan basın kuruluşları veya gazeteciler ’ÖTV fırsatçılığı’ diye manşetler atıp, sektörü zor durumda bıraktı. Arada otomotiv firmalarından veya bayilerinden kendini bilmezler olmadı mı oldu ama çoğunluğa baktığımızda kimse bindiği dalı kesmedi. Sadece bazı firmalar zorunluluktan ÖTV indirimi sonrasında ithal ettikleri araçlara yüzde 2 veya 3 gibi oranlarda cüzzi döviz farkını ekledi. Bu da çok normal değil mi. Yani kimse çıkıp yüzde 14’lük indirim sağlayan ÖTV teşviği oranında fiyatlarına zam yapmadı. Eğer yaptı diyorsanız o zaman sizde o markanın aracını almak yerine zam yapmayan firmaya yönelseydiniz.

Burdan şuraya gelicem, bir çok otomotiv yetkilisi 15 Haziran sonrasını bu haberlerin etkileyeceği görüşünde. Şunu da belirtmeden geçemiyeceğim, Türkiye’nin en büyük gazetelerinde bu tip haberler çıkmadı. Bu tip haberleri yapanlar sektörü bilmeyen, tanımayan, kulaktan duyma bilgilerle haber yapan gazeteler veya internet siteleri oldu. Bu konuda sektörün yapması gereken şey, bu tip maksatlı haberleri hazırlayanları uyarmaktı. İnşallah şimdi hükümet çıkan ’ÖTV fırsatçıları’ veya ’Hemen zam yaptılar’ haberlerini dikkate almaz da, sektöre desteğini devam ettirir. Aksi takdirde o haberleri yazanlar bu sektörden ekmek yiyen yüzbinlerce insanın ahını alacak.

ABD ihracatının benim için ayrı bir önemi var

Gölcük’te üretilen Ford Transit Connect’in geçtiğimiz hafta Amerika’ya ilk ihracatıyla ilgili düzenlenen törenin, benim için ayrı bir önemi vardı. Çünkü bundan yaklaşık 2.5 yıl önce 29 Aralık’ta Hürriyet’in birinci sayfasında ’Ve ABD’ye otomobil ihraç ediyoruz’ başlığıyla bu haberi ilk yazanlardan biriydim. Ekonomi safyasının manşetine ise ’Ford’un anavatanına Ford satıyoruz’ başlığını atmıştık. Aradan geçen 2.5 yılın ardından geçtiğimiz Cumartesi günü Hürriyet’in birinci sayfasına bu kez ’Amerikalı Ford görsün’ başlığıyla Amerika’ya Transit Connect ihracatının başlaması manşet oldu.

Tören öncesi bir çok otomotiv yetkilisi ’2.5 yıl önce yazdığın haberin bir çıkışını alıp Turgay Durak’a hediye etsene’ diye espiri yapıp, yaptığım işin ne kadar doğru olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Tabiki böyle bir şey yapmadım ama söyledikleri biranda 2.5 yıl öncesine geri dönmemi sağladı. Koç Holding’e CEO olmaya hazırlanan Turgay Durak o dönem Ford Otosan’ın Genel Müdürüydü. 29 Aralık’taki Amerika ihracatı haberinden bir hafta sonra Ford Otosan’ın 2006 yılını değerlendirme toplantısında Durak, bu haberle ilgili soruları geçiştirmek için bize atıfta bulunarak, "Yazanlara sorun" şeklinde espri yapınca olanlar olmuştu. Ertesi gün bazı gazetelere ’Amerika’ya ihracat yapılmayacak’ şeklinde haberler yansıyınca hem haberi yazan biz zor durumda kalmış, hem de ihracatın olmayacağını söyleyenler doğru haberi yalanlamak zorunda kalmıştı. Sonuçta bizim 2.5 yıl önce yazdığımız haber Turgay Durak’la aramızın açılmasını sağlamış, otomotiv basınında gruplaşma yaşanmasına sebep olmuştu. Şimdi tabiki o günleri hatırlayıp gülüyoruz. Ama sonuç olarak ben bugüne kadar doğruluğuna inanmadığım hiç bir habere imza atmadım, atmamda. 2.5 yıl önce yazdığım haberin bugün törenine katılmak bu yüzden benim için çok anlamlı.
Yazarın Tüm Yazıları