Paylaş
Maliye Bakanı Naci Ağbal da, bu indirimler sonrasında, “Yaptığımız hesaplamalara göre, ÖTV ve KDV’de indirimin bütçeye yaklaşık 1 milyar lira maliyeti olacak” açıklamasını yaptı. Bu maliyet şu an için 3 ay olarak öngörülen indirim dönemini kapsıyor. Eğer bu indirimlerin süresi uzatılırsa maliyet de kuşkusuz artacak.
Piyasalara canlandırmak, zorda olan sektörlere can suyu vermek adına bu tip indirimler kuşkusuz önemli ve kritik. Ama benim burada kafama takılan 1 milyar liralık faturanın nereden karşılanacağı. Biliyorsunuz geçtiğimiz kasım ayı sonunda bütçedeki bazı sapmalar sonrası Maliye Bakanlığı, Bakanlar Kurulu’ndan aldığı yetkiyle bir gece ansızın otomobillerdeki ÖTV sistemini değiştirip önemli bir artışa imza atmıştı.
Bu artışta amaç iyi giden otomotiv sektöründen biraz daha fazla vergi alıp, bütçedeki açığı minimuma indirmekti. O dönem Maliye Bakanı Ağbal’ın açıklaması da zaten bu yöndeydi. Matraha göre belirlenen yeni sistem, yılı hem üretim, hem ihracat hem de satış anlamında rekorla kapatan otomotiv sektörü için tam bir şok etkisi yaratmıştı. Zaten artan kurlarla mücadele eden sektör bir de fiyata göre ÖTV düzenlemesini kucağında bulunca açıkçası afalladı. Otomotiv markaları ellerindeki stoka bağlı olarak aralık ve ocak aylarında ne kur artışını ne de ÖTV zammını henüz tam olarak fiyatlara yansıtmadı.
Şubat ayından itibaren gelecek 2017 modellerde Maliye’nin vergi gelirlerini arttırmak için yaptığı ÖTV düzenlemesinin etkilerini fiyatlarda net olarak göreceğiz. Yüzde 20’yi aşması beklenen zamlar sonrası otomotiv sektörünün bu yıl yüzde 30’a yakın daralması öngörülüyor. Bu oranlar sektörde konuşulmaya başlandı bile...
O zaman ne olacak ben söyleyeyim; Maliye otomotiv sektöründen garanti olarak gördüğü vergi gelirlerini artıracağım derken elindekinden de olacak. 1 milyon adetlik pazardan toplanan ÖTV ile vergi oranları artmasına rağmen 650 bin adetlik pazardan toplanacak ÖTV aynı olur mu? Eğer beyaz eşya, mobilya ve konuta yönelik vergi indirimlerinin faturasının vergileri artırılan otomotiv sektörünün ödemesi bekleniyorduysa da bence artık çok geç.
Bu yaşananlar size de Robin Hood hikayesini hatırlatmadı mı... ‘Zengin’ olarak görülen otomotiv sektöründen alıp, zor durumdaki diğer sektörlere vermek. Başarılı olabilir mi, hiç sanmıyorum... Unutulmaması gereken asıl nokta şu; “Büyüyen otomotive yönelik düzenli hale gelen vergi artışları son yıllarda istikrar yakalayan pazarı küçültüp, olası yeni yatırımların (mevcutlar dahil) önünü kapatır, tüm Türkiye kaybeder. Otomotiv sektörüne sadece iç pazardaki ithal oranından bakarsak hiç bir şekilde gelişemeyiz. Toplam dış ticarette fazla veren bu sektör daha fazla korunmalıdır.”
Yeni ÖTV’ye illegal çözüm
KASIM sonundan itibaren fiyata dayalı ÖTV sistemine geçilmesi otomotivde bütün dengeleri bozdu. Çünkü ÖTV dilimlerini belirleyen matrah fiyat (vergisiz çıplak fiyat) kurdaki artışa bağlı olarak sürekli değişmeye başladı. Yani bugün en düşük ÖTV diliminde yer alan bir otomobil, kurdaki artışa bağlı olarak kısa süre sonra bir üst ÖTV dilimine girmeye başladı. Bu da fiyatlarda en az yüzde 10’a yakın artışı beraberinde getiriyor.
İşte yoğun rekabette bundan etkilenmemek için bazı ‘zeki’ distribütörlerin hem kendilerini hem bayilerini hem de müşterilerini riske atarak illegal yöntemler bulduğunu duyuyorum. Modelleri ÖTV’ye takılmasın diye bayilerine araçları yüzde 1 kârla faturalayıp, bu sayede matrahın yükselmesini engelliyorlarmış. Bilmeyenler için bayi kârları genelde yüzde 8’ler civarındadır.
Bayi de rekabete bağlı olarak bu kârın bir kısmını müşteriye indirim olarak yansıtabilir. Ama bu bahsettiğim sistemde, distribütör yüzde 1 kârla fatura kesip, üzerini yani yüzde 7’sini sonradan elden ödüyormuş. Bu sistem 3 sebeple illegal.
1) ÖTV yani vergi kaçırılıyor.
2) Bayiye yüzde 1 kâr marjı verince aynı marka bayileri arasında müşteriye yapılacak indirim yüzde 1 ile sınırlanıyor. Bu da haksız rekabet yaratıyor.
3) Diğer markalara karşı da ÖTV nedeniyle avantajlı duruma geliniyor. Bu da markalar arası haksız rekabete sebep oluyor.
Yani anlayacağınız, bu fiyata ÖTV sistemi her açıdan sağlıksız. Yapılan geriye dönük denetimlerde cezalar müşterilere kadar ulaşır, benden söylemesi...
Paylaş