Otomobil kullanmayı bilmiyorum ama herkesten iyi anlarım
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Bugün Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan otomotiv sektörüne en fazla desteği ve önemi veren gazetelerden biri kuşkusuz Hürriyet. Otomotiv haberleri Hürriyet ekonomi sayfalarında geniş yer bulurken, sektöre yönelik her hafta yayınlanan Otoyaşam gazetesi de verilen desteğin en net göstergesi.
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ten, Ekonomi Müdürü Vahap Munyar’a, Reklam Grup Başkanı Ayşe Sözeri Cemal’den, Başkan Yardımcısı Altuğu Acar ve Reklam Koordinatörü Batuhan Ekin’e kadar tüm üst düzey çalışanlar otomotivin gücünün farkında. Bu durum açıkçası benim işimi kolaylaştırıyor. Çünkü eğer Hürriyet’in üst yönetimi otomotivin gücüne inanmasaydı, bugün ne otomotiv haberciliğinde açık ara önde olurduk ne de Otoyaşam gibi sektör için böylesine önemli bir gazetenin yayınlanması mümkün olurdu.
BİLMİYORUM AMA ÇOK İYİ ANLARIM
İşte bu üst yönetimle birlikte geçtiğimiz hafta Nissan Genel Müdür Yardımcısı İlkim Sancaktaroğlu’yla birlikte Hürriyet’te sabah kahvaltısında biraraya geldik. Ertuğrul Özkök, esprili mizacıyla sabah kahvaltısana damgasını vurdu. "Ben kullanmayı bilmiyorum ama otomobilden çok iyi anlarım" diyen Özkök’e hemen can alıcı soruyu sordum: "Hiç mi kullanmadınız veya kullanmak istemediniz?"
Özkök, "20 yıl önce üniversitede öğretim üyesiydim. O dönem aldığım maaşla bırakın otomobil sahibi olmayı, otomobil sahibi olmanın hayalini bile kuramıyordum. Çünkü aldığım maaş ayın ilk haftasında bitiyordu. Nasıl otomobil alabilirdim ki. O dönem böyle bir şansım olmadığı için kullanmayı da öğrenmedim. Sonra yoğun bir tempoya girdim ve öğrenme şansım olmadı" cevabını verdi.
Ama Özkök kullanmayı bilmemesine rağmen tam bir otomobil fanatiği. Otomobil markalarını ve gelişmelerini yakından takip eden Özkök, "Kullanmayı bilmemek otomobillerden anlamıyorum demek değil. Ben otomobillerden çok iyi anlarım. Tekne kullanmayı da bilmiyorum ama teknelerden de çok iyi anlarım" yorumunu yapıyor.
Özkök’ün son dönemde tasarımıyla dikkat çeken favori markaları, sırasıyla Cadillac, Nissan ve Renault. "Nissan ve Renault son yıllarda tasarımlarıyla ön plana çıkıyorlar. Bunları da Peugeot izliyor" diye konuşan Özkök, Mercedes’in de son dönemde büyük bir atılım yaparak başarılı modelleri piyasaya sunduğunu söylüyor. Özkök, "Eşim ve ben Mercedes modellerini çok beğenmezdik. BMW bize daha cazip gelirdi. Ama Mercedes’in son modelleri ikimizinde çok hoşuna gitmeye başladı" diye konuşuyor.
CADILLAC TEPKİ ÇEKMİŞTİ
Özkök otomobil kullanmayı bilmese de makam araçlarıyla dikkat çeken bir yayın yönetmeni. Uzun bir süre makam aracı olarak Cadillac kullanan Özkök, en son VW Phaeton seçmiş. Özkök’ün makam otomobilleriyle ilgili yaptığı değerlendirme ise ilginçti: "Ben yaklaşık 10 yıl önce özel ilgimden dolayı Cadillac’ı makam aracı yapınca her kesimden büyük tepki gelmişti. O dönem hem markası hem de fiyatı yüzünden eleştiriler almıştım. Ama kısa süre önce Cadillac’tan daha pahalıya VW Phaeton alınınca kimseden ses çıkmadı. Çünkü markası Volkswagen’di. Ben Cadillac’tan memnundum ama inanılmaz benzin harcıyor ve çok fazla masraf çıkarıyordu. Hürriyet’in ulaştırma servisi de her fırsatta bana, "Ertuğrul Bey değiştirelim şu Cadillac’ı" diyorlardı."
Sonuçta Ertuğrul Özkök’ün otomobil kullanmayı bilmemesi sektöre uzak olması anlamına gelmiyor. Aksine, hem Türkiye’de hem de dünyada sektörü çok yakından takip ederek piyasaya yön veren haberlerin ve yayınların da büyük destekçisi oluyor.
Neden yurtdışına gidiyoruz
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de otomotiv editörleri uluslararası tanıtımlar ve test sürüşleri için dünyayı dolaşır. Ama bu demek değildir ki, editörler kendi keyifleri ve arzuları için bu seyahatlere katılır. Görevimiz gereği piyasaya çıkacak yeni modelleri ilk kez görmek ve kullanmak, daha sonra izlenimlerimizi size aktarmak için çoğu zaman oldukça yorucu olan bu lansmanlara katılırız. Bu lansmanların test sürüşlerinden daha da önemli tarafı markaların uluslararası yöneticileriyle birebir görüşme şansı yakalanmasıdır. Aksi takdirde bu kişilerle Türkiye’de röportaj yapma şansı neredeyse imkansızdır.
KİMSE SEYAHAT İSTEMEZ
Aslına bakarsanız, hepimize tek tek sorsanız, kimse bu seyahatlere gitmek istemez. Çünkü 42 markanın 400’ün üzerinde modelinden yola çıkarsak neredeyse her haftaya bir lansman denk geliyor. Bu lansmanların çoğu bir gece konaklamalı ve en azından 8 saatlik bir yolculukla gerçekleştiriliyor. Yani öyle şehri filan görme ve dolaşma şansı
olmadığı için bunun bir yurtdışı geziyle uzaktan yakından bir alakası yok. Tam tersine biz Türkiye’de veya İstanbul’da yapılan dünya lansmanların artması gerektiğini düşünüyoruz.
Bunları neden mi yazıyorum. Okuyucularımız bizim yaptığımız işin temposunu bilmediği için seyahatlerin cazip olduğunu düşünebilir. Yaptığımız işi bilen otomotiv yöneticileri bizim yurtdışı meraklısı olmadığımızı çok iyi bilir. Ama ne yazık ki bilmeyen de varmış.
Skoda, geçtiğimiz yıl piyasaya sunduğu Roomster için yeniden bir lansman yapmayı uygun görmüş. Bilmeyenler için, Roomster’i geçtiğimiz yıl Türkiye’de piyasa sunulmadan tüm dünyayla aynı anda ilk kez Prag’da kullanıp izlenimlerimiz yazdık. Daha sonra Türkiye piyasa çıktıktan sonra da teste aldık. Ben kendi adıma hem Otoyaşam’da hem de CNN Türk’teki Deneme Sürüşü programımda bu modelle ilgili izlenimlerime yer verdim.
ZAMAN SORUNUMUZ VAR
Tüm bunlar yapılmamış gibi Skoda, yeniden Roomster test etmemiz için bizi Bursa fuarına çağırıyordu. Olabilir buna kimsenin itirazı yok. Ama ısrarlı bir şekilde defalarca bu organizyona çağırılmamız ilginçti. Tabi ki ben de dahil hiç bir günlük gazeteden bu seyahate katılım olmadı. Zaten olması da beklenemezdi. Hiç bir otomotiv editörünün defalarca kullandığı bir araca harcayacak zamanı yok. ’Onlar işlerini yapıyor ve bizi de aralarında görmek istiyorlar’ diye düşündüm. Ama katılmadığımız anda, otomotiv editörlerini çok iyi tanıdığını düşünmediğim bir yöneticinin, "Prag’a gidiyorlar ama Bursa’ya gelmiyorlar" lafı açıkçası biraz ağır oldu. Herhalde istemeden söylendi diye düşünüyorum. Aksi takdirde, bunu bize yapılan bir hakaret olarak kabul ediyorum. Roomster gibi önemli bir modelinizin dünya lansmanını Bursa’da yapın, merak etmeyin biz siz çağırmadan koşa koşa geliriz.