Mercedes’in acaba Madonna’yla gizli bir anlaşması mı var

Geçtiğimiz hafta Toyota Verso ve Urban Cruiser modellerinin uluslararası test sürüşü için Lizbon’a uçarken, 5 saatlik yolculuk sırasında Christopher Ciccone’nin yazdığı ’Kız kardeşim Madonna’ kitabını okudum.

Açıkçası son dönemde küresel krizin etkileri ve hükümetin ÖTV indirimine ilişkin haberleri yüzünden adeta bilgi çöplüğüne dönen beynimi biraz boşaltmak istiyordum. Bu nedenle ağır bir kitap yerine tartışmasız bugün dünyanın en büyük pop ikonu olan Madonna’nın hayatını okumayı tercih ettim. Ama otomotiv sektörü bu kitabı okurken de beni rahat bırakmadı. Kitapta, Madonna’nın erkek kardeşinin ortaya attığı iddialar bir yana, kulandığı otomobiller /images/100/0x0/55eae78ff018fbb8f89e2d94hakkında söyledikleri dikkatimi çekti. Sadece ilk otomobili Amerikan bir marka (babası almış) olan Madonna’nın ünlü olduktan sonra tercihi hep Mercedes olmuş.

Christopher Ciccone, Madonna’nın iyi sürücü olmamasına rağmen otomobili kendi kullanmayı sevdiğini belirterek, "Garajında iki klasik Mercedes’i vardı. Bu araçlardan vazgeçmiyordu. Özellikle üstü açık Mercedes’ine binip gezerdik. Ama Madonna beyaz ten rengini korumak için üstünü ise hiç açmazdı" yorumunu yapıyor. Kitapta ayrıca Madonna kadar kendisinin de Mercedes kullandığını kaydeden Ciccone, "Madonno, Warren Betty’ye birlikteyken /images/100/0x0/55eae78ff018fbb8f89e2d96sahip olduğu Mercedes’e hayran olmuştum. Hayalim o araç olmuştu" diye konuşuyor. Daha sonra da bu aracı aldığından bahsediyor.

Kitapta yazmıyor ama Madonna’nın son aracı da Mercedes’in geliştirdiği dünyanın en pahalı otomobillerinden biri olan Maybach. Yani anlayacağınız kitabı okuduktan sonra sanki Mercedes’le Madonna gizli bir anlaşma yapmış hissine kapıldım. Madonna’dan bu konuda bir açıklama bekliyorum demek çok isterdim.

Al Gore, nobel ödülünü aldı Orhon henüz destek görmedi

NASIL Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’a ’Otomotiv Bakanı’ lakabını taktıysak, Toyotasa Genel Müdürü İbrahim Orhon’a da son dönemlerde ’Mr. Gore’ diye hitap etmeye başladık. Sebebi açık. Bildiğiniz gibi Al Gore, 2000 yılındaki ABD başkanlık şeçimlerini kaybettikten sonra siyasetten çekilmiş ve kendini küresel ısınmaya adamıştı. Küresel ısınma ve çevrecilik konusunda hazırladığı ’Uygunsuz Gerçek’ isimli belgesel filmle dikkatleri çeken ve 2007 yılında Akademi Ödülüne hak kazanan Gore, aynı yıl ’Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’yle birlikte Nobel Barış Ödülünü de almıştı.

İbrahim Orhon’da 2004 yılında Toyotasa’nın Genel Müdürlüğü görevine geldikten sonra, Türkiye’de çevre bilincini geliştirmek için uğraşan yöneticilerden biri oldu. Bugüne kadar en az 50 kez görüştüğüm Orhon, konuyu hep dönüp dolaştırıp, çevreci araçlara ve küresel ısınmaya getirmeyi bir misyon olarak kabul etmişti. Son dönemde basın toplantılarında Al Gore’nin küresel ısınmaya ilişkin verilerinden de örnekler veren Orhon, yaptığı her açıklamanın sonuna da hükümetten çevreci araçları desteklemesi gerektiği mesajını eklemeyi unutmadı.

YEMEKLERİ BİLE BOL YEŞİLLİ

Orhon sadece otomotiv basınıyla değil, tüm köşe yazarları, ekonomi müdürleriyle yaptığı görüşmelerde Toyota’nın iç pazardaki performansından ve hedeflerinden çok, düşük emisyonlu çevreci araçların desteklenmesi gerektiğini anlattı durdu. Orhon’u artık uzun süredir tanıdığımızdan dolayı, bu misyonu sadece Türkiye’de satmaya hazırlandığı Prius modeli için üstlenmediğini de biliyoruz. Özel hayatında da çevreci misyonuyla hareket eden Orhon, yemeklerini bile bol yeşilli tercih etmeye başladı.

Bu nedenle Türkiye’nin Al Gore’u olarak adlandırdığımız Orhon, tüm dünyada çevreci otoların sembolü haline gelen Prius’u ise destek alamadığı için 5 yıldır Türkiye’ye bir türlü getiremedi. Bu yıl artık destek görmese de ’Ne olursa olsun getiriyorum’ yaklaşımıyla hareket eden Orhon, önce 30 tane Prius’u Türkiye’ye getirerek, kanaat önderlerine test ettirme yolunu seçti. Önce sanatçılar ve ünlülerle yola koyulan Orhon, daha sonra otomotiv basınına, ardından ekonomi müdürlerine şimdi de teknoloji editörlerine Prius’u test ettirmeye başladı. Temmuz ayına kadar test sürüşlerine her kesimden kanaat önderlerini katmayı hedefleyen Orhon, bu test sürüşleriyle kamuoyunda hükümet nezdinde ne kadar baskı yaratsam o kadar kárdır mantığını güdüyor. Orhon, Prius’u son olarak hükümet ve muhalefet temsilcilerine test ettirerek, gerekli desteği alacağına inanıyor.

YENİ PRIUS 100 BİN TL’Yİ BULUR

Ama tabi Orhon’un bu mücadelesindeki asıl nokta, test ettirilen aracın ikinci nesil Prius olması. Yani 5 yıl önce piyasaya çıkan ve dünyada yerini üçüncü nesile bırakan araçtan bahsediyoruz. Bu aracın motoru 1.5 litre. Yani Türkiye’de avantajlı vergi dilimine giriyor. Yeni model yılı olan Ağustos ayında ise Türkiye’de üçüncü nesil Prius satışa sunulacak. Şu anki Prius’tan daha çevreci ve ekonomik hale gelen 3’üncü nesil Prius’ta geliştirilen motor ise 1.8 litre. Yani yüksek vergi dilimine giriyor. Bu da fiyatını otomatik olarak en az yüzde 30 artıracak.

Hürriyet Ekonomi Müdürü Vahap Munyar, geçtiğimiz günlerde Prius’u test ettikten sonra özellikle eşi Emine Munyar’ın aracı çok beğendiğini ve fiyatı uygunsa almak istediğini söyledi. Munyar, teste verilen Prius’un ikinci el fiyatının ne kadar olacağını sordu ve bende Toyotasa’nın Pazarlama Müdürü Selim Okutur’u aradım. Okutur, teste verilen Prius’ları satmayacaklarını şirket aracı olarak kullanacaklarını söyledi ve ekledi: "Ama eğer isterseniz elimizde aynı Prius’ların sıfırı da var. Onu satabiliriz." Fiyatının ise 75-80 bin TL civarında olacağını kaydetti.

Burdan şuraya gelmek istiyorum. 1.5 litrelik Prius’un fiyatı buysa, yeni nesil 1.8 litrelik Prius’un fiyatı en az 100 bin TL olacak gibi görünüyor. Bu da bu tip araçların hükümetten destek göremediği sürece çok fazla talep göremeyeceğini ortaya koyuyor. Çünkü dünyada gelişmiş ülkelerde bu tip araçların satışını artırmak için önemli teşvikler veriliyor.

HURDA TEŞVİĞİYLE BAŞLAMALI

Yani görünen o ki, Al Gore küresel ısınmaya karşı yaptığı konferanslar ve belgeselle Nobel ödülü’nü alırken, Türkiye’nin Al Gore’u İbrahim Orhon henüz çabalarının karşılığını alabilmiş değil. Bu noktada Orhon, mücadelesine yanına aynı bakış açısında olan başka otomotiv yöneticilerine de katıp devam etmeli. Çünkü Orhon’un bu mücadelesi, yollarda sağlığımızı tehdit eden araçların, çevreci araçlarla değişmesini sağlayacak. Yani bir an önce Türkiye’de vergi sisteminin yeni ve çevreci araçlara yönelik değişmesi gerekiyor. Bunun içinde önce hurda teşviğiyle belli yaşın üstündeki araçların trafikten çıkartılması, ardından da emisyon oranlarına göre vergilendirme sistemine geçilmesi gerekiyor. Bu sistemle araçların çevreci olmasının yanı sıra ekonomik olmasını da sağlanacağının unutulmaması gerekiyor.

Sigarıyı bırakmak isteyen Prius alsın

Bundan 5 yıl önce ikinci nesil Prius’un İtalya’nın Floransa şehrinde düzenlenen Avrupa tanıtımına katılmış aracı da dağ tepe test etmiştim. Daha sonra aracı 3-4 aya yakın İstanbul’da test etme imkanı buldum. Aradan geçen 4-5 yılın ardından Toyotasa, ’Prius’u artık Türkiye’de satacağız’ dediği için mevcut aracı yeniden teste gönderdi. Yukarda zaten bunun amıcını yazdım. Sonuçta araçla ilgili artık fazla yazacak bir şey kalmadı. Ama şunu net olarak söyleyebilirim ki, çevreciliğin sembolü olmuş böylesine bir araçta sigara içmek, aracın mantığına ters. O yüzden sigarayı bırakmak isteyenler için bu aracı almak iyi bir bahane olabilir. Açıkçası ben bu aracı test ederken hiç sigara içmedim. Düşünsenize ’Vay meşhur çevreci araç bu mu’ diye bakışların altında içinde fosur fosur sigara içen biri. "Yuh. Çevreyi korumak için bu aracı almış ama içinde sigara içiyor" demesinler diye 3-4 günlük test sürem boyunca kötü alışkanlarımı bıraktım. Umarım devamı gelir...
Yazarın Tüm Yazıları