Otomotiv sektöründe artan rekabet bir taraftan yeni anlayışların ortaya çıkmasına diğer taraftan bu anlayışlara bağlı olarak yepyeni sınıfların doğmasına yol açıyor.
Değişen anlayışın bir ürünü olarak firmalar önce otomobil üretip sonra hedef kitle seçmek yerine, önce hedef kitle seçip sonra bu kitleye uygun otomobiller üretmeye başladılar. Bunun sonucunda da tamamen ailelerin hedef alındığı MPV (Multi Purpose) yani çok amaçlı otomobillerin yer aldığı yepyeni bir sınıf yaratıldı.
MPV segmenti Avrupa ve Türkiye’de son yıllarda başarılı bir çıkış yakalasa da aslında kökü çok eskilere dayanıyor. 1935’li yıllarda ilk kez Amerika kıtasında görülmeye başlayan MPV’lerin atası sayılabilecek modeller, uzun yıllar sonra Avrupa kıtasına göç etti. Avrupa’da 1990’lı yılların başında ilk olarak Fransız üreticiler MPV modellere imza atmaya başladılar. Ardından diğer tüm markalar hızla tamamen ailelere yönelik ortaya çıkan MPV sınıfında model geliştirme yarışına girdi.
Önceleri kompakt sınıf müşterisine yönelik bir alternatif olarak tanımlanan bu otomobiller şimdilerde adeta kalabalık ailelerin gözbebeği durumunda. İnsanların daha doğrusu ailelerin otomobilden beklentileri fonksiyonellik tarafına kaydığı için son yıllarda otomobil üreticileri çok hızlı bir şekilde MPV modellerini geliştirmeye başladı. Bundan 10 yıl önce sadece 3-4 modelin yer aldığı sınıfta bugün 30’un üzerinde model yer alıyor.
Yüksek yapısı, geniş ve ferah iç hacmi, geniş bagaj hacmi, üst düzeyde güvenliği ve en önemlisi fonksiyonelliğiyle dikkat çeken MPV modelleri, Avrupa ve Amerika’da hızla pazar payını artırırken, Türkiye’de ise yeni yeni gelişmeye başladı. Aslında 1990’lı yıllarda genç ailelerin sayısında yaşanan artış, Türk toplumunun MPV (Multi Purpose-çok amaçlı otomobil) sınıfı ile tanışmasına olanak tanıdı. Çekirdek aile sayısının artışıyla, tercihlerin de farklılaşmasını takip eden üretici firmalar, birtakım özelliklere son dönemde daha fazla ağırlık vermeye başladılar. Bu paralelde birçok üreticinin ana modellerinde eskiye kıyasla daha fazla iç gözler, cepler, yükseklik gibi fonksiyonelliğe dayanan özelliklere rastlamak mümkün. Çocuklu ailelerin daha rahat seyahatini sağlayıcı donanımların artması, bu sınıfın dikkat çekmesinde etkili oldu.
SEDAN OTOLAR STATÜ SEMBOLÜ
Aslında Türkiye hala bir "Sedan" ülkesi. Bugün toplam binek otomobil pazarının yüzde 50’si sedan modellerden oluşuyor. Aileler de hem iç mekan hem de bagaj hacminin büyüklüğü, artı bunun yanında statü sembolü olmaları sebebiyle bu otomobilleri tercih ediyor.
Gelişmiş ülkelerde insanların otomobil satın alma alışkanlıkları ile Türkiye’de satın alma alışkanlıkları farklı. Normal şartlarda insanlar ihtiyaçlarını gidermek için amaçlarına yönelik otomobiller satın alıyorlar. Bu anlamda Türkiye ve benzer ülkelerin dışındaki otomobil müşterileri son dönemlerde otomobillerinin fonksiyonel olarak zengin olmasını ve ihtiyaçlarını tam olarak karşılamasını bekliyor.
Türkiye’de ise otomobil tercihleri hala amaca yönelik yapılmıyor. Genelde aileler mevcut bütçelerinin maksimumu ile otomobil satın alıyorlar. Bu da otomobilin kendileri için amaç değil sadece araç olduğunu ortaya koyuyor. Bu sebepten dolayıdır ki, aile otomobili diye tanımlanan station otomobiller ve MPV’lerin Türkiye binek otomobil pazarında payı maalesef çok gerilerde.
Türkiye’de ailelerin yüzde 5’i MPV alıyor
Türkiye’de ailelerin tercihleri ’sedan’ modellerden yana olsada, 90’lı yılların başında pazara girmeye başlayan MPV modellerinin de özellikle kalabalık aileler tarafından tercih edilmeye başlandığını ve binek otomobil pazarından yüzde 5’i bulan paylar aldığını görüyoruz. Avrupa’da bu oran yüzde 20’leri bulurken, otomotiv yetkilileri önümüzdeki 5 yıl içinde MPV sınıfının payının hızla artacağını tahmin ediyor.
AİLELERİN PAYI YÜZDE 70
Bugün Türkiye’de toplam otomobil satışlarına baktığımız zaman ailelerin payı yüzde 70’leri buluyor. Bunun yüzde 50’si sedan otomobillerden oluşurken, geri kalanı MPV, Station Wagon, SUV (4X4) orta üst sınıfta yer alan modelleri kapsıyor. Özellikle Türkiye’de vergi avantajından dolayı hafif ticari araçların da çoğunun aileler tarafından satın alındığı düşünülürse, pazarda ailelerin en büyük müşteri kitlesi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Zaten otomotiv firmaları da bunun bilinciyle ’station’ sınıfının yanı sıra MPV sınıfını yaratarak, sadece ailelere yönelik modeller geliştirmeyi hızlandırdı.
Türkiye’de MPV sınıfı hızla gelişirken, bu sınıf kendi içinde üçe ayrılıyor. Genç ve tek çocuklu aileler için küçük MPV modelleri pazarda yer alırken, iki çocuklu aileler için orta sınıf MPV modelleri, daha kalabalık Türk aileleri için ise üst sınıfta yer alan ve ağırlıklı olarak 7 koltuklu olan MPV modelleri pazarda satılıyor.
Toplam 438 bin 597 adet otomobilin satıldığı 2005 yılında, MPV sınıfında 23 bin 984 adet otomobil satılırken, pazar payı yüzde 5.4 olarak gerçekleşti. Bu oran 2006 yılında pazarın bir önceki yıla göre daralmasına paralel olarak yüzde 5’e geriledi. 373 bin 219 aracın satıldığı 2006’da toplam satılan MPV aracı sayısı ise 18 bin 612 adette kaldı. 2007 yılının ilk üç ayında ise yine pazarın daralmasına paralel olarak MPV sınıfında önemli bir düşüş yaşandı. İlk üç ayda MPV’nin pazar payı yüzde 4 seviyelerine geriledi. Bu da Türkiye’de pazarın daralmasına bağlı olarak daha ekonomik araçlara yönelinmesinden kaynaklandı.
En çok MPV’yi Ford satıyor
Türkiye’de MPV sınıfında en çok otomobil satan marka Ford. Ford’un küçük MPV sınıfında yer alan modeli Fusion, 2006 yılında 4 bin 89 adetle sınıfının en çok satan modeli olurken, orta MPV sınıfında yer alan modeli C-Max ise 2 bin 206 adetle ikinci sırada yer aldı. Ford’un geçtiğimiz yıl haziran ayında piyasa sunduğu üst sınıfta yer alan MPV modeli S-Max ise 6 ayda 113 adetlik satışla sınıfının lideri olmayı başardı. Ford, 3 MPV modeliyle 2006 yılında sınıfında yüzde 34’lük pazar payıyla açık ara birinci oldu. 2006 yılında Ford’u, Modus, Scenic ve Espace modelleriyle Renault takip etti. Renault, geçtiğmizi yıl 2 bin 955 MPV satarken, sınıfında yüzde 15’lik pazar payıyla ikinci sırada yer aldı. 2007’nin ilk üç 25 bin YTL’den başlıyor
Bugün Türkiye’de 16 markanın 30 farklı MPV modeli yer alırken bu modellerin fiyatları, 25 bin YTL’den başlayıp 250 bin YTL’ye kadar çıkıyor.