Paylaş
Buradaki en kritik nokta süre... Yani bizim elimizi çok hızlı tutup, dünyadaki gelişmelere bir an önce ayak uydurup hatta onların ötesine geçmemiz gerekiyor. Aksi takdirde rekabet şansımız pek olmayacak gibi. Çünkü dünya devlerinden her geçen gün yeni hamleler geliyor. Elektrikli otomobil konusunda en vizyoner yöneticilerden biri olan Fransız Renault’un Dünya Başkanı ve CEO’su Carlos Ghosn, rakiplerinin çok önünde yer alarak 2010 yılında bu alana 5 milyar dolar yatırım yapmış ve hızla elektrikli otomobilleri devreye sokmuştu. O dönem hatırlarsınız, Bursa’da üretilen Fluence’nin bile elektrikli versiyonu geliştirilmişti.Ghosn, yönetimindeki Renault ve Nissan ile Amerika, Avrupa ve Japonya’da elektrikli otomobil üretim tesisleri ve pil fabrikaları kurmuştu. O dönem bir çok otomotiv devi elektrikli otomobile uzak dururken, tüketicilerin ilgilenmediğine ilişkin beyanatlar vermişti. Ama bugün gelinen noktada BMW’den Volkswagen’e kadar bir çok otomotiv üreticisi elektrikli otomobil yarışına girmiş durumda. Toyota, General Motors (GM) , Ford, Mercedes, Jaguar, Land Rover ve Volvo son aylarda art arda büyük EV (elektrikli araç) planlarını açıklıyor.
Elektrikli otomobil endüstrisinin giderek büyüdüğünü ve anlaşıldığını kaydeden Ghosn gülerek, “Şimdi herkes geliyor. Çünkü gerçek bugünlerde birçok insana daha açık bir şekilde göründü” yorumunu yapıyor. Eylül ayında Japon Mitsubishi’nin de Renault-Nissan ortaklığına dahil olması sonrasında grubun hedeflerine ilişkin bir toplantı düzenleyen Carlos Ghosn, 6 yıllık plan dahilinde dünya çapında 12 yeni elektrikli modeli satıya sunucaklarını açıkladı. Bu modeller Renaut, Nissan ve Mitsubishi markalarıyla pazarda yerini alacak. Ghosn, elektrikli otomobillerde en büyük başarıyı ise Nissan Leaf ve Renault Zoe ile sağladı. Çünkü bu iki otomobilde sıfırdan elektrikli doğdu. Yani bir modelden devşirilmedi. Bu da başarıyı getirdi. Ghosn, “Leaf ve Zoe ile elde ettiğimiz bilgiler son derece değerli. Çünkü biz tüketicilerin artık elektrikli araçları nasıl kullandıklarını, nelere ihtiyaç duyduklarını ve sorunlarını biliyoruz. Bu önümüzdeki altı yıl içinde çok daha iyi elektrikli otomobil üretmemizi sağlayacak” açıklamasıyla aslında ne kadar önde oldukları mesajını da net olarak veriyor.
2019’DA GELİYOR
Ghosn’un EV planları devam ederken, Çin’de ucuz elektrikli otomobil geliştirilmesi için de özel bir mühendis ekibini atadığı belirtiliyor. Bu ekibin Çin’de küçük sınıfta yer alan Renault Kwid’i (Dacia Duster) temel alan bir elektrikli otomobil üzerinde çalıştığı ve prototipin ekim ayında Ghosn tarafından denenip beğenildiği söyleniyor. Aracın 2019 yılında Çin dışında Hindistan ve Brezilya’da satışa sunulması bekleniyor. Fiyatının ise 8 bin dolar (30 bin TL) olacağı belirtiliyor. İşte bu durumda ‘Türkiye’nin otomobili’nin işi de biraz zorlaşabilir, çünkü elektrikli otomobilde ÖTV yüzde 3 olduğu için bu araç KDV eklendiğinde yaklaşık 10 bin dolara (38 bin TL) Türkiye’de satılabilir. Bekleyip göreceğiz.
TÜRKİYE’DE YERLİ LCV AVANTAJI AZALIYOR MU?
FRANSIZ PSA (Peugeot Citroen) Grubu bünyesine giren Alman Opel, gelecek planları ve stratejileriyle ilgili geçtiğimiz hafta uluslararası bir basın toplantısı düzenledi. PSA Grubu CEO’su Carlos Tavares ile birlikte açıklamalar yapan Opel CEO’su Michael Lohscheller, 1999 yılından bu yana kâr edemeyen ve bu yüzden GM’in sattığı Alman markanın, 2020 yılında yeniden kârlılığa döneceğini belirterek özetle şunları söyledi: “2020’de yüzde 2 faaliyet kârı elde edecek ve serbest nakit akımını sağlayacağız. 2024 yılı itibarıyla bütün binek otomobillerde elektrikli opsiyon mevcut olacak. Bütün fabrikalar modernize edilecek ve zorunlu işten çıkarmalardan kaçınarak faaliyetler sürdürülecek. Rüsselsheim’daki Ar-Ge merkezi PSA Grubu’nun küresel etkinlik merkezi olacak. Yani Avrupa dışı pazarlara üretilecek otomobiller ve tüm elektrikli otomobiller burada geliştirilip üretilecek. Opel 2018 yılında ticari araç işine yeni Combo modeli ile geri dönecek. 2019 yılında yeni Corsa yine segmentinde iddialı bir otomobil olma statüsünü koruyacak. 2020 yılına kadar Opel pazara 9 yeni model sunacak.”
Benim de internetten canlı takip edip soru sorduğum toplantıda dikkatimi çeken nokta LCV yani ‘hafif ticari araç’ planları oldu. Çünkü Opel 2014 yılından bu yana bu sınıfta yok ve bu açıklama Türkiye’yi de çok yakından ilgilendiriyor. Çünkü İtalyan Fiat’ın hem PSA Grubu hem de Opel’le yaptığı işbirliği anlaşmaları vardı. Fiat’ın PSA Grubu ile yaptığı anlaşma uyarınca 2007 yılından itibaren Tofaş Bursa’da Peugeot ve Citroen için hafif ticari araç (Minicargo) üretiyordu. 2010 yılında ise Fiat Opel ile anlaşma yapmış bunun sonucunda Tofaş Bursa’da Opel ve Vauxhall markaları için Doblo platformunda ‘Combo’ üretmeye başlamıştı. Yani bir anda Tofaş, Fiat’ın dışında Peugeot, Citroen, Opel ve Vauxhall markaları için de üretim yapan fabrika haline gelmişti. Fiat Egea projesinin devreye girmesi ve başarılı olması sonrası önce Opel üretimi sona erdi. Bu yıl sonunda da zaten çok azalan Peugeot ve Citroen üretimi noktalanacak. Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu da, “Yılın son aylarında az miktar devam edebilir. Ama bu yıl son” açıklamasıyla bunu ortaya koydu. Şimdi Opel, PSA Grubu’nun sinerjisiyle hafif ticari araç sınıfına yeni Combo ile geri dönüyor. Bu da Türkiye’de hafif ticari araç pazarının dengelerini biraz bozacak gibi. Bu yılın 10 ayında 171 bin 986 adet LCV satılmış. Pazarı domine eden markalar Tofaş ve Ford Otosan. 2 marka yerli avantajını kullanarak 90 bin adedin üzerinde satış yapmış. PSA Grubu’nun bünyesindeki Citroen 7 bin 60 adet, Peugeot ise 7 bin 357 adetlik satışa ulaşmış. Şimdi 2018 yılından itibaren bu gruba Opel’i de dahil ettiğimizde 3 markanın satışlarının kısa sürede 30 bin adetlere ulaşacağı ortada. Bu da 2 yerli üreticiden sonra en çok hafif ticari araç satan grubu ortaya çıkaracak. Yani yerli avantajı Türkiye’de kısmen zayıflayacak.
Paylaş