Paylaş
Milletin canı pahasına mücadelesiyle engellenen 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, yarın yapılacak Yenikapı mitinginin de gösterdiği gibi, bir milli birlik havası oluştu.
FETÖ ile kararlılıkla mücadele ederken, bu birlik havasını demokratik kurumların güçlendirildiği bir süreci inşa için kullanmak gerekiyor.
Ama maalesef Ergenekon sürecinde çok eleştirilen hatalar, hiç ders alınmamış gibi tekrarlanıyor.
Oysa tıpkı "yüzyılın canisi" Anders Behring Breivik'i cezalandırırken dahi medeniyeti, insanlık onurunu ve toplumsal barışı korumayı başaran Norveç gibi yaklaşmalıyız meseleye...
OHAL'de bile basın ve ifade özgürlüğünü yaralamak bir yana, onu daha da geliştirmeyi başarabilmeliyiz, "muasır medeniyet seviyesini" aşmak gibi bir hedefimiz varsa...
15 Temmuz gecesi sosyal medyanın -cuntacıların çabalarına rağmen- kapatılmamasının da etkisiyle insanların sokağa dökülüp darbeyi engellediğini unutmadıysak, bugün gazetecilerin gözaltına alınmasına ve medya kuruluşlarının kapatılmasına karşı çıkmalıyız.
Ancak evrensel standartlarda gazetecilik yaparak ve bizi en çok rahatsız eden fikirlerin dahi seslendirilmesine hoşgörüyle yaklaşarak aşabiliriz günümüzün sorunlarını...
HÜKÜMETİN BAŞINDAKİ İKİ BELA
Kapsamlı yapısal reformların yapıldığı bu dönemde, hele ki kanun hükmünde kararnameler çıkarmaya başlamışken, temel sorumluluk hükümete düşüyor.
Hükümetin başında iki bela var: Birincisi, kendisine yakın gibi görünen medya kuruluşlarının evrensel gazetecilikten çok uzak olması, hatta en temel gazetecilik kurallarını bilmemesi.
Mesela Akşam'ın dünkü manşetine bakın: Büyükada'daki bir toplantıya katılan Amerikalı gazetecinin ismini karıştırıp onu "idamlık katil" diye sunacak kadar uzaklar, hakikati bulmaya, sorgulamaya ve sunmaya...
Veya geçen gün ATV'de, bilgisayar oyunu şifresini "FETÖ şifresi" diye sunan koca bir "ana haber ekibinin" akıl almaz cehaletini hatırlayın.
(Muhabir dünya tarihinin en yüksek hasılat elde etmiş oyun serisi bile olsa GTA'yı bilmeyebilir, ama bütün bir haber merkezi gazeteciliğin çifte kontrol ilkesini, o kağıdın üstünde yazanları bir kez Google'yacak kadar dahi bilmiyorsa, kusura bakmasınlar, zekaları da sorgulanır)
İnsanın böyle dostları varken, düşmana ihtiyacı yoktur: Türkiye'de demokrasinin karşı karşıya olduğu en büyük tehdit olan Fetullahçı Terör Örgütü'nün yargılanma sürecinin, bu "yandaş" medyanın saçmalıklarıyla sulandırmasından endişeleniyorum.
'BÜTÜN PİSLİĞİN OLDUĞU YERLERDEN BİRİ'
Hükümetin başındaki ikinci bela ise geçmişte yapılan hataların hangilerinden FETÖ'yü sorumlu tutup terk edeceği ve hangilerini "kendi hatası" olarak devam ettireceği...
Uludere'den Rus uçağının düşürülmesine ve hatta tüm Türkiye'yi etkileyen elektrik kesintisine birçok konuda sorumluluğun FETÖ'ye yüklenebileceği konusunda işaretler gelmişti. Acaba son yıllarda artan dijital sansürcülükten de FETÖ'cü TİB bürokratları mı sorumluydu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde TİB'in kapatılacağını açıklarken bu kurumu "bütün pisliğin olduğu yerlerden biri" olarak tanımladı. TİB'in kapatılıp yetkilerini BTK'nın alması gündemde.
Malum, TİB, Engelli Web'in verilerine göre şu anda Türkiye'de erişime engelli 112 bini aşkın sitenin yüzde 94'üne yönelik kararı veren kurum. Bu sitelerin sadece yüzde 2.6'sı mahkeme kararıyla erişime engelli durumda.
Son dönemde basın ve ifade özgürlüğüne en çok darbe vuran olaylardan biri, TİB'in keyfi erişim engellemeleriydi. Neden "keyfi" diyorum? Şunun için:
TİB'in birçok engellemesi, suç işlendiği iddia edilen içeriği değil, o içeriğin yayınlandığı tüm platformu hedef alıyor. Bir televizyondaki tek bir programda bir konuğun sarf ettiği tek bir söz için, Türkiye'de bütün televizyonların lisansını iptal etmek gibi bir şey bu... Ve bu Anayasa'ya aykırı...
- Tek bir video için YouTube'u, bir tweet için Twitter'ı, tek bir mesaj için Facebook'u kapatabilen bir ülkeyiz ki bu demokratik standartlarla hiç bağdaşmayan bir pratik.
- 2010'da Deniz Baykal'ın gizli kamera görüntülerinden dolayı engellenen video paylaşım sitesi metacafe.com halen engelli...
- Metin paylaşım sitesi pastebin.com ve dünyanın en büyük görsel paylaşım sitelerinden Imgur benzer nedenlerle hala engelli.
- Geçmişte tek bir içerik nedeniyle Tumblr, YouNow, Deviantart, Reddit, Wordpress, MediaFire, Scribd gibi dev platformlara erişim engelleri konuldu.
TİB VE BTK'NIN ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMALARI
Haziran ayı içinde de Google'ın farklı siteleri "internet hafızasına" kaydetmesini sağlayan Web Cache hizmeti engellenmişti.
Tepkiler büyüyünce BTK açıklama yapmış ve "Böyle bir engelleme yok" demişti. Bunun ardından engelleme esrarengiz bir şekilde kalktı ve sıra numarası da bilinen karar TİB'in sitesinden siliniverdi.
Aynı gün Bilgi Edinme Hakkı kapsamında TİB'e gönderdiğim soruya yanıt 1 Temmuz'da BTK'dan geldi. Aynen şöyle deniliyordu: "5651 sayılı Kanunun 8. maddesi kapsamında düzenlenmiş olan idari tedbir olarak re'sen erişimin engellenmesi yetkisi, doğrudan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına tanınmış bir yetki olup, bu yetki kişilerin müracaatı, Başkanlık, Bakanlık ve diğer ilgili Kurum ve kuruluşların bildirimleri çerçevesinde kullanılmış ve gerekli işlemler tesis edilmiştir."
E hani engelleme yoktu? Ayrıca, madem engellediniz, niye engel kalktı?
Devlet kurumları böylesine keyfi ve hoyrat davranırken, bu ülkeden ne dünya çapında fikirler ve girişimler çıkabilir ne de inovasyon...
Ancak basın ve ifade özgürlüğünü temel alan, kurumlarının şeffaf ve hesap verebilir olduğu demokratik bir ülke, gerçek anlamda sağlam bir siyasi, ekonomik ve kültürel sistem kurabilir.
İşte şimdi bu yüzden, hazır iktidar-muhalefet bu kadar güzel görüntüler verirken, sistemin demokratik kurumlar güçlendirilerek tekrar tasarlanması gerekiyor.
Milyonlarca vatandaşın anayasal haklarını çiğneyen keyfi sansürlerin adresi TİB'in kapatılması bu açıdan bir "vaka-i hayriye..."
Ama demokrasimizin uzun vadedeki yönelimini, TİB'in yerine neyin konulacağı gösterecek.
Vatandaşlar olarak bu konuda demokratik taleplerimizi güçlü şekilde seslendirmeliyiz, yoksa Norveç gibi ülkelerin demokrasi standartları ve yaşam koşulları hep başka bir galaksi kadar uzak kalacak bize...
Paylaş