Paylaş
2000-2012 yılları arasında Finlandiya Cumhurbaşkanı olan Tarja Halonen, geçen ağustosta başkent Helsinki'de bir çöp kutusunu karıştırırken görüntülenmişti:
Halonen, "Harika bir keşif. Bunu alacağım," deyip çöpteki kullanılmış tencereyi evine götürdü.
Ben bunu Fin bir gazeteci arkadaşımdan öğrendim.
Çünkü haber ve fotoğraf birkaç sitede paylaşılmış, ama büyük Fin gazetelerine yansımamıştı bile...
Zira Halonen'in hareketi Finlandiya gibi görece eşitlikçi bir toplum için sıradandı.
Başbakanı da markette tek başına alışveriş yaparken görebileceğiniz bu ülkede "seçkinler" ile "halk" arasında keskin bir ayrım olmadığına ben de şahit olmuştum.
2006'da Helsinki'de Hürriyet adına yaptığım röportaja Halonen'in saçları ıslak gelmesini hatırlıyorum... "Her gün yüzüyorum, kusura bakmayın," demişti.
O günlerde bir kafede yine röportaj için buluştuğum Apocalyptica üyesi müzisyen Eicca Toppinen de sadece beş dakika geç kalmış olmasına rağmen, "Tramvayla geldim, hiç rötar yapmaz, bu sefer arızalanacağı tuttu," diyerek defalarca özür dilemişti.
Danimarka ve Finlandiya gibi Kuzey Avrupa ülkelerindeki siyasi liderlerin 'cumhur'dan farksız bir hayat sürmesiyle, bu ülkelerin insani gelişmişlik endeksinin üst sıralarında yer alması arasında bir ilişki olamaz mı?
'İyi yönetişim'in vazgeçilmez üç unsuru olan şeffaflık, hesap verebilirlik ve hukuk devleti kavramlarını bir de bu fotoğraflar eşliğinde düşünebiliriz.
Paylaş