‘‘SOYDUNUZ memleketi Edirne'den ta Kars'a/ Emdiniz kene gibi milletin nesi varsa/ Bunca mülk, bunca para, bunca apartman, arsa/ Üç günlük dünya için yetmez mi Efendiler?
Istırap, çaresizlik, halkın ocakta aşı/ Bir muz soyarcasına soydunuz vatandaşı/ Tükendik, bittik artık, çatladı sabır taşı/ Sizin ihtirasınız bitmez mi Efendiler?
Devlet çiftliğiniz mi, insanlar köleniz mi?/ Helal mi oldu haram, devlet malı deniz mi?/ Padişah mı oldunuz, millet mi büyük siz mi?/ Üç çoban bir koyunu gütmez mi Efendiler?
Beyimin keyfi gıcır, millet ölse de ne gam/ Her gün başka bir vergi, suya zam, ekmeğe zam/ Millet durmadan kazık yedikçe sabah akşam/ İçinden size dua etmez mi Efendiler?
Hey!.. Ekmek doğrayanlar vatandaşın kanına/ Yuh olsun hepinizin, hepinizin canına/ Dört elle sarılanlar iktidar makamına/ Azrail çağırmadan gitmez mi Efendiler?’’
(Bu şiiri yazıp bana gönderen okuyucum emekli vali Rıza Akdemir'e teşekkür ediyorum.)
* * *
Türkiye'de 65 milyon insanın ekmeği ile oynayanlar, kitleleri perişan edenler, kendi kişisel ve siyasal çıkarları için toplumu sömürenler, oy avcılığına soyunup memleketi duman edenler...
İş göremez, konuşamaz durumda bir başbakan, hükümet işlerini yönlendiren kerameti kendinden menkul 80'lik bayan, işe yaramaz iktidar ortakları ve muhalefet partileri!
Siz kime hizmet ediyorsunuz? Sizin bunları yapmaya hakkınız var mı?
Siz siyaset erbabı, bizimle alay mı ediyorsunuz? Bunca siyaset oyununu bizim sırtımızdan oynamanız için size millet yetki mi verdi?
Bunlar nasıl entrikalardır, nasıl oyunlardır? Bunun adına dünyanın neresinde ‘‘demokrasi’’ derler?
Eğer ‘‘demokrasi’’ buysa, alın onu, başınıza çalın.
* * *
Sokaktaki adam çaresiz, ne yapacağını şaşırmış. Her kafadan bir ses çıkıyor.
‘‘DSP’den dünkü istifalar iyi oldu... Yok, kötü oldu. DSP parçalanır. Rahşan'ın gözü aydın. En büyük kurtarıcı Rahşan...’’
‘‘Seçim olur!.. Yok abicim, olmaz...’’
‘‘Seçim olsa kaç yazar, gelecek adam mı var...’’
‘‘Kurtarıcımız Kemal Derviş gelsin...’’
‘‘Neyi kurtardığını çok gördük...’’
‘‘Bahçeli kıvrak manevra yaptı...’’
‘‘Pazarlıkla ödün alır, sonra seçimden vazgeçer...’’
‘‘Başbakan iş görür raporu alacak, maşallah fıstık gibi olacak...’’
‘‘Tayyip iktidar olacakmış...’’
‘‘Vah Türkiye, ne günlere kaldık ey gazi hünkar...’’
‘‘Tansu Mesut'tan gıcık kapmış...’’
‘‘Mesut hamle yapıp Tansu'yu sıkıştırır...’’
‘‘DSP bölünür...’’
‘‘Rahşan-Bülent-Emrehan üçlüsü böldürmez...’’
‘‘Fıttırmaya az kaldı. Topluca delirmek üzereyiz...’’
Siyasetçi konuşuyor:
‘‘Seçime gitmeyen namert olsun...’’
‘‘3 Kasım geç olur, erkekseniz daha önce yapalım. Meclis yarın toplansın...’’
‘‘Kaçanın iki gözü önüne aksın mı?..’’
‘‘3 numaralı senaryoyu devreye sokun, sonra 8 numara gelsin. Arada B planı uygulansın...’’
* * *
Emekli vali Rıza Akdemir şiirinde diyor ki: ‘‘Hey!.. Ekmek doğrayanlar vatandaşın kanına/ Yuh olsun hepinizin, hepinizin canına...’’
Koskoca ülkeyi bu duruma getiren utanmaz arlanmaz, sadece kendilerinin ve partilerinin çıkarını düşünüp üzerimizden oyun oynayan siyasetçi güruhunun canına da, kanına da, gelmişine geçmişine de yuh olsun, yuh olsun.