BUGÜN seçim günü. Yasalar uyarınca siyasi içerikli yazmak yasak. Ben de bu fırsattan yararlanıp kitap yazma olayına ve kitaplara kısaca değineceğim.
Rahmetli ustamız, büyük yazar Aziz Nesin’le yıllar önce yaptığım ve "Unutulmayan Söyleşiler. Tarihe Düşülen Notlar" isimli kitabımda kullandığım ilginç bir söyleşi vardı. O söyleşide Nesin, yazarın karşılaştığı güçlükleri anlatıyor ve şöyle diyordu:
"Aslında yazarlık mucize gibi bir şey. Havadan sesler toplar gibi birtakım sözcükler bulup insanların ilgisini çeken olaylar yaratıyorsunuz. Burada sizin bir yardımcınız yok. Hatta yardımcı sandığınız insanlar bile size zarar verir. Karınız, sevgiliniz, arkadaşınız zarar verir. Yani bu iş doğururken kadının yalnızlığına, ölürken insanın yalnızlığına benzer bir anlamda. Yazı yazmak dünyanın en saygın emeğidir. Yazarın kazandığı para da dünyanın en helal kazancıdır. Çünkü yazar bir şeyi yazarken hiç kimseyi sömüremez. Olsa olsa kendini sömürür. Çünkü yazdığı esere beynini, kanını, canını, alın terini koyar. Tabii ben burada gerçek ve namuslu yazarlardan söz ediyorum. Öyle örtülü ödenekten para alanlardan, bir yandan ticaret yapıp öbür tarafta kendisinin veya zenginlerin çıkarları için yazı yazanlardan değil..."
Aynen doğrudur. Ben de böylelerine büyük saygı duyarım. Bana yazarları tarafından gönderilen her imzalı kitap için bir telefon açar ve teşekkür ederim. Ancak son zamanlarda gündem çok yoğundu ve bu görevimi ne yazık ki aksattım, bir teşekkür edemedim. Aşağıda isimlerini verdiğim ve pek çoğu ile hiç tanışmadığım yazarların imzalı kitapları elime ulaştı. Kendilerine teşekkür borcumu biraz gecikmeli olarak bugün yerine getiriyorum. Alın teri, göz nuru güzel eserleri için ellerine sağlık diyorum.
* * *
Bülent Ruscuklu. Gizli Servis. Yurtdışı Operasyonlar. (Alfa Yayın.)