Emin Çölaşan: Sevinç çığlıkları

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

GAZETELERDE manşetler atılıyor, ‘‘Durum çok iyi. IMF'den şu kadar milyar dolar gelecek diye!

Doğrudur, günümüzü şimdilik kurtarmış görünüyoruz. Ama gün, bir tek gün değil. Ya da bu hafta ve önümüzdeki birkaç hafta değil.

Biz ileride ne yapacağız?

Türk ekonomisinin ve özellikle bankacılık sisteminin pamuk ipliğine bağlı olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

Zaten öyle olmasaydı, bu kadar çok sayıda bankaya el konulmaz, bunca banka Fon yönetimine geçmezdi.

Evet, bugünü atlattık. Devreye IMF girdi, piyasalar rahatladı.

Fakat bir değil, üç değil, beş değil, hep aynı filmi seyrediyoruz!

Bunun yarını da var. O zaman ne yapacağız.

***

Kimse zannetmesin ki IMF bize örneğin 10 milyar dolar krediyi babasının hayrına, bizim kara kaşımıza, kara gözümüze ve bizi sevdiği için açıyor!

Hayır, Türkiye'ye verilen her doların altında yeni istekler yatıyor. İşte, son kriz patlayınca Telekom satışı yeniden önümüze geldi. Yıllardan beri uyuyorduk, birdenbire Telekom satışı (daha doğrusu peşkeşi) gündemin ilk sırasına oturdu.

Bu kuruluşun yüzde 33 payını alan yabancılara yönetimini de devredeceğiz.

Sırf para uğruna!

Şimdi aynı biçimde, son krizle birlikte THY'nin satışı gündeme yeniden girdi.

Bakalım bu iki altın yumurtlayan tavuk kimlere, hangi yabancılara kaça satılacak ve kimlerin elinde kalacak! Yakında hep birlikte göreceğiz.

***

Evet, günümüzü şimdilik kurtardık ve onun ‘‘bayramını’’ yaşıyoruz. Her zaman olduğu gibi ölümü gördük, hastalığa razı olduk.

Vuran, yine vurdu. Götüren, yine götürdü.

Dünyanın neresinde görülmüştür, 4 günde yüzde yüz düşen bir borsa. Ve aynı borsa, 2 gün içerisinde yüzde 42 artış sağlıyor! Ne oldu, ne değişti?

Bir gecede repo faizi yüzde binlere çıkıyor.

Parası olan, kafasını çalıştıran, hem de kamyonlar dolusu götürdü.

Parası olan ve kafasını çalıştıran, parasını sadece beş günde birkaç kat çoğalttı.

Adam geçen hafta bu zamanlar parasını birkaç günlüğüne repoya verdiyse, yüzde binlere ulaşan rakam kazandıysa, geçtiğimiz pazartesi de kazandığının tamamını borsaya yatırdıysa, dünyada olmayacak bir kazanç elde etti.

Hem de vergisiz mergisiz! Tamamen avantadan.

***

Türkiye'de bankacılık sektöründe ‘‘ciddi bir ciddiyetsizlik’’ olduğu kesin. Bazı bankalar iyi, sağlam ve düzgün çalışıyor.

Ama kamu bankaları dahil çoğunluk, maalesef ciddiyetten uzak. En büyük vurgunun, siyasetçinin emrindeki kamu bankalarında olduğunu hepimiz biliyoruz.

Çoğu özel bankada da durum farklı değil.

Bunların sahiplerine dikkat ediniz!

Önemli bir bölümü, şu veya bu iktidar döneminde zengin olmuş, köşeyi dönmüş kişilerden oluşur. Zengin olan banka kuruyor!

Bunlar, sırtlarını geçmiş iktidarlara dayayıp bu duruma gelmiş kimseler.

Siyasal yakınlıklarla banka sahibi oldular.

Şimdi bir bölümü battı, bir bölümü açmazda.

Vurguncu banka sahibi oldu, bankasıyla yeni vurgunlar yaptı.

Şimdi birkaç tanesi içeride olsa da, çoğu dışarıda.

***

Böyle bir bankacılık sektörü Türkiye'nin şanssızlığıdır. Tamam, biz bu krizi bugünlük atlattık ve o yüzden bayram ediyoruz.

Ama bu ilk kriz değildi ki!

Biz bu filmi taaa 1980'li yıllardan beri seyrediyoruz. Batık bankalar furyası İstanbul Bankası ve Hisarbank'la başladı, diğerleriyle günümüze kadar geldi.

Üçkáğıtçılara, tokatçılara, her devirde iktidarın yakın adamlarına banka kurdurursan, onları beslersen, onlara yol verirsen, bunların binbir cambazlığına göz yumarsan, olacağı işte budur.

Şimdi krizi atlattık ama biz yarın ne yapacağız?

Bankalar aynı, bankacılık sektöründeki anlayış aynı.

Her krizde IMF'nin kucağına yeniden mi oturacağız?

Bir şey değil, bundan sonraki krizlerde elde satacak mal da kalmamış olacak. Telekom gidecek, THY gidecek, öbürleri gidecek, sonra ne yapacağız?

Ekonomiyi yöneten bu siyaset ve bürokrasi kadrolarına biz ne kadar güvenebiliriz? Bunu sadece günümüz için yazmıyorum. Geçmişten beri böyle:

Falanca partinin adamı, filanca genel başkanın yakını, şu partinin elemanı, başbakanın eşinin danışmanı... Kursunlar bir banka da, işlerini yapsınlar!..

Birisi çıkıp şu sakat sistemde köklü değişiklik yapabilse de, şimdi olduğu gibi günü kurtardığımız için değil, temelli kurtulduğumuz için bayram ilan etsek.

Türk ekonomisi pamuk ipliğine bağlı. Türkiye Allah'a emanet.

Yazarın Tüm Yazıları