Pırlanta gerdanlığın parıltıları

TÜRKİYE Cumhuriyeti’nin Başbakanı Moskova’da çarşı açılışı yapıyor. Yanında başı bağlı eşi Emine Hanım! Çarşıda bir Türk kuyumcu kendilerine bir gerdanlık hediye ediyor.

Bir de yanlarında bulunan Moskova Belediye Başkan Yardımcısı’na. Belediye Başkan Yardımcısı da kendisine hediye edilen mücevheri bizim hanımefendiye veriyor. Etti mi iki adet!

Toplam değeri 30 bin dolarmış!

Bir kalemde, durup dururken 30 bin dolarlık hediye. ‘Maaşımla geçinemediğim için ticaret yapıyorum’ diyen Başbakan’a da böylesi yakışır!

ANAP dönemini, papatyalar tarafından Semranım’a armağan edilen ve toplumda büyük tepkiler yaratan mücevherleri anımsıyorum.

Hediyeyi veren Türk kuyumcunun dün Habertürk sitesinde sözleri vardı:

‘Başbakan bizim oraya gelmeden önce, bizden kendisine hediye vermemiz istenmişti.’

Şu olanlara bakın siz!
Bir başbakan ailesi için ayıp mı, değil mi? Yakışık alıyor mu, almıyor mu?

Sadece olanlara değil, eğer elinizin altında varsa, bunların dünkü Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde çıkan resimlerine bakın. Değerli mücevherler ellerinde, Emine-Tayyip Erdoğan çiftinin suratlarında inanılmaz bir hayranlık ve mutluluk ifadesi.

Beyefendi Güney Kore’ye gider, onların ürettiği iki adet özel otomobili bedavadan alıp Türkiye’ye getirtir. Türkiye’de MAN otobüs firmasından otobüs ister... Ve alır! Almanya’dan çok özel bir Mercedes ister ve alır. Bazı AB ülkelerinden kendi bineceği uçak ister.

Moskova mücevherleri şimdi bunların üzerine tuz biber ekti. Güle güle kullansınlar.

Ama Allah peygamber diyerek oylarını aldıkları Müslüman-fakir fukara kitlelere bu işleri kolay kolay anlatamazlar. Gün gelecek devran dönecek, onlar bu işlerin hesabını bizzat soracaktır.

***

Hesap ileride nasıl olsa sorulacak da, biz şimdi günümüze dönelim. Hanımefendiye armağan edilen bu mücevherler Veraset ve İntikal Vergisi’ne tabi. Yasa uyarınca hanımefendi şubat 2005 sonuna kadar ‘veraset ve intikal beyannamesi’ vermekle yükümlü. Sadece Moskova mücevherleri için yaklaşık 40 milyar liralık beyanda bulunması gerekiyor. Bunun vergisi yüzde 10 oranında alınıyor. (Bakınız Veraset ve İntikal Vergisi Yasası maddeler l, 4/d, 9 ve l6.)

Aman dikkat etsinler, vergiyi ödesinler!

Yasa uyarınca, örf ve adetlerimiz gereği hediye edilen mücevher, altın ve değerli eşya vergi dışı. Örneğin düğün ve nişanda takılanlar. Biliyorsunuz, Tayyip Erdoğan servetindeki artışı mahkemede ‘oğlunun düğününde gelen birkaç kilo altınla’ açıklamıştı! Onun vergisi yok!

***

Bu aşamada kafama takılan bir şey daha var. Başbakan ve hükümetin -her nedense- kuyumculara olan sempatisi!

Şu anda Türkiye’de hemen her şey KDV’ye tabi. Ekmek, peynir, yumurta, et, ilaç, okul ve doktor parası, defter, kitap, giysi.

AKP hükümeti geçen yıl temmuz ayında birdenbire bir yasa çıkardı. Fakat o da ne? Elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci gibi mücevherlerin alım satımında KDV sıfırlanmıştı. Başka bir deyişle, KDV oranı yüzde 18’den sıfır’a indirilmişti. Bu, kuyumculara ve zenginlere yapılan korkunç bir kıyaktı.

Şimdi bir Türkiye düşünün ki, kefen bezinin, ekmek arası dönerin, çorbanın, tuzun, ekmeğin, huzurevinde kalan Fatma teyzenin ödediği paranın bile KDV’si yüzde 18.

Mücevherler sıfır!

Acaba Emine Hanım’a armağan edilen bu mücevherler mücevher sektöründen sembolik bir teşekkür mü?

Son ‘teşekkür’ bu kez rastlantı sonucu basına sızdı. Acaba sızmayanlar, evde teslim edilenler varsa nedir, ne kadardır?

Sen hükümet olacaksın, kamu çalışanları için hediye almayı yasaklayacaksın ama kendin ve eşin mücevherleri kabul edeceksiniz!.. Ve sen siyasetçilerle ilgili kısıtlama getirecek ahlak yasalarını Meclis’ten bir türlü geçirmeyeceksin!

Ayıp mı değil mi? Yakışık alıyor mu, almıyor mu?

Neyse, hanımefendi mücevherlerini güle güle kullansın. Hep birlikte hayrını görsünler.
Yazarın Tüm Yazıları