Pamuk eller cebe

BUNCA yıldır Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşarım, ben böyle bir şey görmemiştim. Başbakan Dolmabahçe Sarayı’nda büyük işadamlarına, patronlara yemek veriyor. Hepsi özel olarak çağrılmış.

Acaba kendilerine daha önce ‘Sizden Uzakdoğu depremi için para isteyeceğiz’ denildi mi, bilmiyorum.

Gösteriyi sizler gibi ben de ekranlardan izledim. Ortam iyi hazırlanmış. İşadamları Saray’a giriyor, Başbakan ve bazı bakanlar onları karşılıyor, ellerini sıkıyor, sofraya oturuluyor.

Kameralar önceden kurulmuş. Çekimli gösteri başlıyor.

Başbakan konuşuyor:

‘Evet Ahmet Bey, siz ne vereceksiniz?’

‘Mehmet Bey, sizden de iyi bir rakam bekliyorum.’

‘Buyurun Hüseyin Bey, siz ne vereceksiniz bakalım!’

Oradasınız. Sofrada yerinizi almışsınız. Yanı başınızda kameralar çekim yapıyor...

Ve siz bir patronsunuz. Büyük işadamısınız. Her şeyiniz düzgün ve kimseden beklentiniz yok. Ama belki bazılarının kredi borçları var, beklediği krediler, teşvikler, vergi borçları, başka sorunları ve binbir derdi var.

Sorunlarınız varsa çözümü hükümetin elinde. Daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan’ın iki dudağının arasında. Bir tek sözüyle, bir imzasıyla sizi perişan eder veya ihya eder!

***

Sizden açıkça para isteniyor. Büyük miktarda bağış yapmanız talep ediliyor. Adeta bir müzayede salonu. Kaçış yok! Kesinlikle inanıyorum, pek çok işadamı-büyük patron orada sıkıntı yaşıyor.

Ama aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık.

Başka hiçbir seçenekleri yok. İlle de verecekler. Hem de çok büyük verecekler.

Gösteri kameraların önünde yapılıyor. Anında kayda alınıyor. Belki de canlı yayın yapılıyor! Gösteri akıllıca düzenlenmiş. Orada hiçbir patron kamuoyu ve hükümetin önünde ‘hayır’ diyemez, rakamı düşük tutamaz.

Pamuk eller cebe yöntemi tıkır tıkır, şıkır şıkır çalışıyor.

O gece Uzakdoğu depremi için kimilerine göre 15, kimilerine göre 50 milyon dolar bağış toplanıyor.

***

Uzakdoğu büyük bir deprem felaketi yaşamış, onlara yardım eli uzatmak elbette gerekli. Ancak işin biraz derinine inince, ortaya başka gerçekler çıkıyor. Başbakan önümüzdeki hafta Uzakdoğu gezisi yapacak. Toplanan yardımı oraya bizzat kendisi götürecek. Peki kime, kimlere? Deprem ve büyük dalgalardan Endonezya, Tayland, Sri Lanka, Hindistan gibi ülkeler büyük zarar gördü. Toplanan paranın büyük bölümü Endonezya’ya verilecek... Çünkü bizim İslamcı basın haftalardır bir tantana yapıyor:

Endonezya’nın bir bölümü aslında bir Osmanlı eyaleti imiş ve şimdi de eyaletimiz sayılırmış!

Böylece onların sayesinde, Osmanlı tarihinde hiç olmayan bir eyaletimiz olduğunu da öğrenmiş olduk!

***

Ülkemizde son yıllarda nice felaketler yaşadık. 1999 Marmara depremi sonrasında yüzlerce, binlerce aile halen o yöredeki prefabrik barakalarda yaşamını sürdürüyor. Son depremde Hakkari’deki tek hastane dahil bütün kamu binaları oturulmaz duruma geldi.

Kesinlikle inanıyorum, Uzakdoğu gezisi dönüşünde Recep Tayyip Erdoğan aynı işadamlarını yeniden bir yemekte toplayacak ve onlara seslenecektir:

‘Haydi beyler, pamuk eller bu kez de bizim felakete uğrayan insanlarımız için cebe!’

Eğer Uzakdoğu için sergilenen bu telaş ve duyarlığın hiç değilse yüzde birini bizim insanlarımız da hak ediyorsa!

Yanlış anlaşılmasın, o felakete yardım yapılmasına değil, kameralar karşısında sergilenen bu para toplama yöntemine karşıyım. İşadamlarımız keşke bu örgütlenmeyi kendiliğinden yapsaydı, içlerinden geldiği gibi yardımda bulunsaydı.

(Emin Çölaşan’ın notu: Belki birkaç gündür yazdığım bina rezaleti konusunda ‘Kızılay’dan ses var mı’ diye sorarsınız. Yok!)
Yazarın Tüm Yazıları