’Müslüman yemeği’

SEVGİLİ okuyucularım, burada kutsal dinimizi sömürü konusu yapanları sık sık yazıyorum. Bunlar Müslümanlık üzerinden kişisel ve siyasal rant elde edenler. Bazıları bu yazılara tepki gösteriyor:

"Sen Müslüman değilsin... Allahsız... Yahudi... Ermeni... Rum!"

Bu tepkilerin elbette ki ciddiye alınacak yanı yok... Çünkü Müslümanım, Allah’a inanan biriyim. Ama din baronlarına, din tüccarlarına karşıyım.

Bunlar dindarları sömürenlerdir.

Şimdi bunları yazdıktan sonra konumuza gelelim. Siz bugüne kadar "Müslüman yemeği" diye bir kavram duydunuz mu? Herhalde duymadınız. Ya da herhangi bir uluslararası havayolunda ikram edilen yemeklerin din ayrımına tabi olduğuna tanık oldunuz mu?

Şimdi Türk Hava Yolları’nın internet sitesine girelim ve ikram bölümüne bakalım. Bunları kime veriyorlarsa (!) yolcuların yemek tercihleri arasında çeşitli yemekler sıralanmış: Diyabetik yemek, Doğu usulü yemek, düşük kalorili yemek, hafif yemek, laktoz içermeyen yemek...

Ve bir başkası: "Müslüman yemeği."

Bu kavramı ilk kez duyuyordum, ne olduğunu araştırdım. Bilene rastlamadım.

THY, yemeklerinde domuz eti kullanmıyor. O halde bu Müslüman yemeği nedir? Yoksa listede yer alan öteki ikramlar Hıristiyan-Katolik-Ortodoks-Protestan-Yahudi-Ermeni vesaire yemeği midir?

Ya da din sömürüsü olayının son örneği midir, değil midir?

* * *

Dünkü Akşam Gazetesi’nde Esin Gedik’in "Deveci Müdüre Ballı Tayin" haberi ilginçti. Atatürk Havalimanı’nda uçakların yanında deve kesip ülkemizi bütün dünyaya rezil eden Şükrü Can isimli müdür hakkında güya işlem yapılmış ve işten el çektirildiği, ilgili bakan dahil THY yönetimi tarafından açıklanmıştı.

Gerçeğin farklı olduğunu dün Akşam’ın haberinden öğrendik. İşten el çektirmek bir yana, meğer Şükrü Can isimli şahıs THY Genel Müdürü Temel Kotil’in sınıf arkadaşı imiş ve Londra’ya atanmış. Orada THY’nin teknik müdürü olmuş! Üstelik kendisine ev ve makam aracı verilmiş!

Müslümanlık bu mu oluyor? Böyle mi oluyor?

* * *

Bu konuda size birkaç örnek daha vereyim, kutsal dinimizin nasıl kullanıldığını görün. Yer İstanbul Beşiktaş’ta Ebubekir Camii. Duvarlarda kocaman afişler:

"T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, Beşiktaş Halk Eğitim Merkezi ve Ebubekir Camii Derneği işbirliği ile ücretsiz ÖSS-OKS ve okul derslerinin tümü ile ilgili kurs verilecektir. Kız öğrenciler için program daha sonra duyurulacaktır.

Pratik Arapça dil kursu, Arapça hazırlık sınıfı, dini musiki kursu devam ediyor."

Millilik
sıfatını çoktan yitiren Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir devlet kurumu olan Beşiktaş Halk Eğitim Merkezi, cami avlularında cami dernekleriyle birlikte kurslar açıyor.

* * *

Ankara’nın Bala İlçesi’nden bir okuyucum gönderdiği kitapla birlikte soruyor: "Bala’nın MHP’li belediye başkanı İbrahim Gürbüz, bütün öğrencilere ücretsiz olarak ’Çocuklar İçin 40 Hadis’ kitaplarını dağıtıyor. Acaba çocukların din bilgisi belediyelere mi bırakıldı? Belediyelerin görevleri arasında çocuklara din eğitimi vermek var mı? Yoksa din sömürüsü yoluyla oy avcılığı mı yapılıyor? Diyanet nerede? Bu paraların kaynağı ne?"

Kitabın üzerinde şöyle yazıyor: "Bala belediyesinin bir kültür hizmetidir. İbrahim Gürbüz. Bala Belediye Başkanı."

Ülkemizde din sömürüsü ve din üzerinden oy avlama taktikleri korkunç bir boyuta ulaşmış durumda. Siyasetçiler, devlet kurumları ve belediyeler bu konuda başı çekiyor. Bilen bilmeyen herkes din kitabı yazıyor ve bunları belediyelere, belediye şirketlerine yüklü bir fiyatla satıp para kazanıyor.

Ekonomik durumu kötüye giden milyonlarca insanımız bu yolla avutulmak isteniyor.

İki kısa örnek daha vereyim. İstanbul için yaptırılacak yeni şehir hatları vapurlarına dua odaları koydular.

Ordu’da Vergi Dairesi Müdürü, binada mescit açtırdı. Oysa Vergi Dairesi’nin sadece 100 metre ötesinde Yalı Camii var.

Dikkat ediniz, kutsal dinimiz sadece ve sadece Müslümanlık üzerinden oy elde etmek, kişisel ve siyasal çıkar sağlamak amacıyla kullanılıyor...
(Yarınki yazımda Seyhan Belediyesi’nden söz edeceğim, bir de AKP milletvekilinin ilanını belgeleyeceğim.)

Din sömürüsü ile avutulmak istenen umutsuz insanlarımızın bir başka umudu!.. Star Televizyonu tarafından düzenlenen Popstar yarışmasının İzmir elemelerine kadın-erkek-engelli-genç-yaşlı tam beş bin kişi katıldı. İzdiham oldu, insanlar birbirine girdi, trafik tıkandı, polis müdahale etti.

Türk insanının nerelere sürüklendiğinin somut bir örneği daha! Bir yanda olanca hızıyla din sömürüsü, öbür yanda popstar olup köşeyi dönme hayalleri!..
Yazarın Tüm Yazıları