SEVGİLİ okuyucularım, hepimiz bu ülkede yaşıyoruz ve olanları, başımıza gelenleri, yaşadıklarımızı dehşetle, hayretle, ibretle, utanarak izlemeyi sürdürüyoruz.
Tepemiz atıyor, sinirlerimiz bozuluyor ama elimizden bir şey gelmiyor. Bugün size birkaç güncel olaydan söz edeceğim. Konu o kadar çok ki, hangisini yazmak gerektiğini ben de bilemiyorum, şaşırıyorum.
Biz bunlara ve benzerlerine bu iktidar dönemine kadar hiç tanık olmamıştık.
Hazine’den Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, Alman Başbakanı Bayan Merkel’in refakatçisi olarak Çankaya Köşkü’ne, Cumhurbaşkanı Sezer’in kabulüne çıktı... Ve orada Merkel’in yanında Sezer’den fırça yedi.
Sezer aynı kabulde Merkel’e neler söyledi? Çok ağır laflar etti. AB’nin ülkemize ilişkin çelişkilerini, çifte standart uygulamalarını tek tek sıraladı. Peki bunlar bizim medyada yer aldı mı?
Hayır!
Dikkat ediniz, AB konusunda ne yazdıysam, aynen gerçekleşiyor. Yediğimiz kazıklardan hükümet bile yakınıyor ama iş işten geçti. AB kapılarında yalvardılar, Türk milletine yalanlar söylediler ve masal bitti!
***
THY, pilot ve hostesler dahil tüm personeline "test" uyguluyor. Anketi, evet-hayır seçeneği ile, altına isminizi yazarak ve imza atarak doldurmak zorundasınız. İşte bazı sorular:
"Mastürbasyonda kendi cinsimi hayal etmek beni tahrik eder. Kuran’ın buyurdukları tek tek çıkmaktadır. Rüyalarımın çoğu cinsel konularla ilgilidir. Kıyamete ve ahirete inanırım. Cinsellikte kadın da erkek kadar özgür olmalı. İnsan hiçbir zaman alkol almamalı. Peygamberimiz göğe çıkma gibi bir mucize gerçekleştirmiştir. Kendi cinsimden olanları da çekici bulurum. Düzenli namaz kılarım. Büyük abdest yapmada veya tutmada güçlük çekmem..."
Evet, THY’yi bu duruma düşürenler, iktidarın çiftliğine dönüştürenler, çalışanlarına bu anketi uyguluyor. Dahası, bayan personelin hamile kalması durumunda THY yönetimi, sözleşmesini tek taraflı olarak feshetme hakkına sahip kılındı, personele baskı yaparak imzalaması sağlandı. Korkunç bir olay. Ötesine siz karar verin!
***
TBMM Başkanı Bülent Arınç ekranda konuşuyor ve emekliye ayrılan eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Bey’e övgüler düzüyor:
"Sayın Özkök dört yıl boyunca ülkeye çok iyi hizmet verdi. Görevini alnı açık şekilde tamamladı. Veda töreninde eşinden çok ben ağladım."
Sadece Arınç değil, o kesimin hepsi ağladı! Kendisini "AKP’nin cumhurbaşkanı adayı" olarak düşünüyorlardı. Hilmi Bey bu iktidardan ve bunlara destek veren kesimlerden sürekli övgü ve alkış alan ilk ve tek komutandı...
Ve son olacak.
***
Bazen bana da e-posta mesajları gelir. "Nijerya’da 300 milyon dolar petrol paramız kaldı. Bunu biz dışarı çıkaramıyoruz. Eğer katkıda bulunursanız bu parayı sizin imzanızla Avrupa’ya transfer ederiz ve yarısı sizin olur!.."
Bu mesajlar bütün dünyada ve Türkiye’de herhalde on binlerce kişiye gönderilmiştir. Sizi razı ederlerse, sonrası herhalde şöyle gelecektir: "İş iyi gidiyor, çeşitli masraflar için acele 30 bin dolar gönderin ve parayı çekelim." Tipik bir dolandırıcılık olayı.
İşte bu dolandırıcı tipler birkaç gün önce Maliye Bakanı Unakıtan’dan Somali Merkez Bankası heyeti olarak randevu alıp görüşmeyi becerdiler! Ne konuştukları belli değil. Unakıtan adamlarla görüşme yaptı ve onları bizim Merkez Bankası’na gönderip başkanla konuşturdu. Rezalet açığa çıkınca Maliye Bakanı gazetecilere sordu:
"Nereden duydunuz, size bunu Merkez Bankası Başkanı mı söyledi?"
Ciddiyete bakın ki, devletin makamlarında dolandırıcılar görüşme yapabiliyor! İnşallah heriflere para kaptırmamışızdır!
Bu görüşmeler sonrasında öğrenmişler ki, meğer Somali’de Merkez Bankası yokmuş! Kara mizah.
***
"Fikir ve ifade özgürlüğü..." Bu kavramın ardına sığınan AB şimdi bize bastırıyor: "TCK’da Türklüğü aşağılama suçuna hapis cezası öngören 301. maddeyi derhal kaldırın. Fikir ve ifade özgürlüğüne aykırıdır."
İsviçre "Ermeni soykırımı olmamıştır" diyenlere hapis cezası getirdi.Fransa önümüzdeki günlerde aynı yasayı çıkaracak! Hollanda, bunu söylemeyen Türk adayları seçim listesinden çıkardı. Ermeni soykırımı olmadığını söylemek "fikir ve ifade özgürlüğü" kapsamına girmiyor.
Türklüğü aşağılamak ise giriyor!
Onurlu, kişilikli, saygınlığı olan bir ülke olsak, bir büyük kentimizin ana meydanında "Cezayir soykırım anıtı" açarız.Fransa’nın Cezayir’de bağımsızlık adına direniş yapan bir milyon Müslümanı nasıl öldürdüğünü gündeme getiririz.
Kim yapacak bunu? AB’nin pençeleri altında ezilen, yalvarıp yakaran bu iktidar mı!