CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, iyi çalışan bir milletvekili. Kendisiyle tanışmıyoruz. Ancak Meclis çatısı altında yaptığı çalışmaları basından izliyorum. Olayları çok iyi izliyor, konuşmaları ve soru önergeleriyle iktidarı zor durumda bırakıyor.
Başbakan tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği 2 Ocak 2006 tarihli son önergesini özetliyorum:
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları 1997-1999 yıllarında zimmet, resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilik ve cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak iddialarıyla Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmışlar, delil yetersizliğinden beraat etmişlerdir.
Bu karar, ilgili mahkemenin savcısı tarafından, her nedense temyiz edilmemiştir.
Ayrıca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın malvarlığını haksız kazançla arttırdığı konusunda Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan dava sonucunda, beraatine karar verilmiştir.
Bu dosya da ilgili Savcılık makamı tarafından temyiz edilmemiştir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde hakkında açılan idari soruşturmaların bir bölümünü yürüten Mülkiye Başmüfettişi Hüseyin Avni Coş, 58. ve 59. hükümetler döneminde önce Bingöl, sonra Aksaray ve şimdi Kırklareli Valisi olarak görev yapmaktadır.
Sayın Başbakan için beraat kararı veren Üsküdar mahkemesi hákimi İsmail Rüştü Cirit, bu dönemde (AKP döneminde) Yargıtay üyesi seçilmiştir.
7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde beraat kararı veren Hákim Mustafa Kozan, Ankara Adliyesi’nde Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olmuştur. (Terfi ettirilmiştir.)
Bu kararın verildiği tarihlerde Ankara Cumhuriyet Başsavcısı olan (beraat kararını temyiz etmeyen, ya da ettirmeyen) Fahri Kasırga ise (yine AKP döneminde) Adalet Bakanlığı Müsteşarı olmuştur. (Terfi etmiştir.)"
* * *
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, önergesinde daha sonra Hazine ve Belediye avukatlarının bu kararları temyiz etmediğini vurguluyor, şunları söylüyor ve soruyor:
"Bu gelişmeler, yargının olağan süreci içerisinde izah edilemeyecek ’tesadüflerle’ doludur.
Bu gelişmeler karşısında şu soruları sormak gereği doğmuştur:
1- Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Sayın Başbakan’la birlikte 37 kişinin yargılandığı (beraatle sonuçlanan) mahkemenin başkanı İsmail Rüştü Cirit, hangi tarihte Yargıtay üyesi olmuştur?
2- Trilyona yaklaşan bir kamu zararının söz konusu olduğu böylesine önemli bir dosyayı ilgili mahkeme ve Üsküdar Başsavcısı hangi yasal ve idari gerekçeyle niçin temyiz etmemiştir? Bu savcılar kimdir? Şu anda hangi görevdedirler?
3- Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde Sayın Başbakan’la ilgili beraat kararı veren Hákim Mustafa Kozan, hangi tarihte Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olmuştur? Bu kararı da temyiz etmeyen Mahkeme Savcısı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısı kimlerdir? Bu kararı hangi yasal ve idari gerekçeyle temyiz etmemişlerdir?
Hazine avukatları bu dosyayı hangi gerekçeyle temyiz etmemişlerdir?
4- (O dönemde) Ankara Başsavcısı olduğu bilinen Fahri Kasırga hangi tarihte Adalet Bakanlığı Müsteşarı olmuştur?
5- (Şu anda Kırklareli Valisi olan) Mülkiye Başmüfettişi Hüseyin Avni Coş, Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde hangi idari inceleme ve soruşturmalarda ve yargı mercilerinde görev yapmıştır?
Bu inceleme ve soruşturmalarda ne yönde görüş bildirmiştir?"
* * *
Atilla Kart’ın önergesi gerçekten de çok ilginç saptamalar ve sorularla dolu.
Bu soru önergesine Başbakan tarafından verilecek yanıtlar, önümüze çok önemli bazı gerçekleri de serecek. Örneğin, aşağıdaki sorulara da yanıt oluşturacak:
1- Türkiye’de yargı siyasi iktidara bağımlı mı, değil mi?
2- Siyasi iktidarlar, kendi lehlerine, ya da kendi istedikleri doğrultuda karar veren yargı mensuplarını terfi ettiriyor mu, ettirmiyor mu?
3- Karar şu veya bu doğrultuda çıksın diye yargı mensuplarına -terfi, istediği yere atama, adli yargıda Yargıtay, idari yargıda Danıştay üyeliğine seçme gibi- çeşitli vaatlerde bulunmak mümkün mü, değil mi?
Bu önergeye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından verilecek yanıtı merakla bekleyeceğim. Buradan size de ileteceğim.