Hünkarbeğendi uykuda!

BÖYLESİ vallahi billahi gelmedi ve gelmez. Beyefendi sürekli uyuyor. Bu vatandaş hasta mıdır, başka bir durumu mu vardır, bilinmiyor. Nereye otursa horlamaya başlıyor, nereye gitse kafası yana düşüyor.

Yunanistan’ın Sisam Adası’nda Türk-Yunan turizm forumu yapıldı. Kendisinin yanında Yunan Turizm Bakanı oturuyor. Eğlence gecesi düzenlenmiş. Bizimki yine uyuyor. Yanında karısı. O da uyuyor. Aile boyu uykuya geçmişler.

Horrr, horrrr!

Orada birçok Türk ve Yunanlı yetkili var. Yunan Turizm Bakanı bu güldürüyü yan gözle izliyor. Konserde ikisinin birlikte uyuduğunu görünce çevresine emir veriyor:

‘Bunlar uyudu, erken bitirin.’

Program normal zamandan 45 dakika önce bitiriliyor.

Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ülkemizi yurtdışında temsil ediyor. Maşallah, nazar değmesin!

Bu şahsın uykusuna birkaç gün önce de değinmiştim ya, okurum turizmci Menderes Karaküçük yazıyor:

‘Bu adamı her yerde uyuyor diye artık eleştirmeyin. Bırakın uyusun. Uyanınca dağıtıyor. Uykuda olması hepimizin ruhsal sağlığı açısından çok daha iyi.’

* * *

Büyük devlet ve hükümet adamı Atilla Koç bir mizah anıtı! Bir CHP milletvekili kendisini Meclis kürsüsünde ‘şakşuka efesi’ diye tanımlayınca, uyanık olduğu bir zamana denk getirip yanıt veriyor:

‘Benim zekáma uygun cevabı şöyle verebilirim: Ben şakşukanın hem şarkısını, hem de yemeğini severim. Ama ben şakşuka değilim. Ben hünkarbeğendiyim. Çünkü beni hem halkım, hem de sayın başbakanım çok beğendi.’

Zekáya bak be!

Şakşuka mı, hünkarbeğendi mi? Patlıcandan gidersek, acaba imambayıldı veya karnıyarık olabilir mi!

* * *

Önceki akşam nasıl yorgunum, nasıl bitkinim. Eve geldim, haberlere biraz bakayım diye televizyonu açtım. Aaaa, bütün ekranlarda yine Atilla Koç. Sisam dönüşü Kuşadası’nda bir turizm toplantısında. Önünde bir bardak su. Suyu içti, yarısı dolu bardağı önüne devirdi.

İkinci bardak geldi, onu da eliyle çarpıp devirmesin mi!

Sonraki görüntüde kendisi bu kez havaalanında. Yürürken x-ray cihazına tosladı, cihaza dönüp ‘pardon’ dedi!

Ne bileyim, bu kez belki de ayakta uyuyordu.

Aynen komedi filmi gibiydi. Bir anda kahkahalara boğuldum, neşem yerine geldi. Ne yorgunluk kaldı ne bir şey.

Sisam yolunda bir inci daha saçmıştı: ‘İllerin kurtuluş bayramları kaldırılmalı. O günler kafayı çekme bayramı oluyor. O tarihlerin birçoğu palavra zaten.’

Bu adam, bu kafa, Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘Kültür’ Bakanı! Kendisine de, onu oraya getirene de, orada tutana da 41 kere maşallah.

Ne güzel yazmış okurum Menderes Karaküçük.

‘Bırakın uyusun. Uyanınca dağıtıyor. Uykuda olması hepimizin ruhsal sağlığı açısından daha iyi.’

* * *

Bu şahsın Bakanlığı döneminde başka olanlara bakalım. THY acentesi okurum yazıyor:

‘28 Haziran günü THY’nin İstanbul’da kokteyl ve yemek daveti vardı. Yüzlerce turizmci katıldı. Kokteylde ve yemekte içki vermediler. Sorduk, yönetim yasaklamış. Hem biz, hem de yabancılar şaşırdık kaldık. Acaba iftar yemeğine mi geldik diye gülüştük. Geçen hafta Antalya’da yapılan aynı etkinlikte de içki yasağı varmış. İşte AKP kadrolarının eline geçen bir kuruluşta yaşanan acı gerçekler.’

BİR KARA MİZAH DAHA

Milli Eğitim Bakanlığı’nda görevli okurlar yazıyor:

‘Bakanlıktaki memur ve hizmetlilere bu yıl da ‘giyim yardımı’ yapıldı! Herkese elden 7 milyon 250 bin liralık çek verildi. Bakanlığın karşısındaki lüks bir mağaza ile anlaşmışlar. Oraya gidip almamızı söylediler. Gittik de, yıllık giyim yardımı olan bu para çorap almaya bile yetmedi.

Bir el kaldırma ile milletvekili maaşlarına milyarlık zam yapanlar, gariban memurla resmen alay ediyorlar. Meclis çoğunluğu ellerinde, işler tıkır tıkır (!) yürüyor. Ya bu yardımı artırsınlar, ya da tümden kaldırıp bunca insanın onuru ile oynamasınlar.’


Bir yanda Atilla Koç ve benzerleri, öbür yanda davetinde içki vermeyen THY... Ve devletin memuruna verilen yıllık 7 milyon 250 bin Törkiş lira giyim yardımı!

Her yerden kara mizah fışkırıyor.
Yazarın Tüm Yazıları