Emin Çölaşan: Helikopter arkadan gelsin

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Marmaris ormanları önceki gün cayır cayır yandı. Yangın dik yamaçlarda olduğu için insan gücüyle müdahale edilemedi. Helikopter gerekiyordu. Ancak Orman Bakanlığı, helikopter ihalesini yetiştirememişti! Bu yüzden elde su döken helikopter yoktu ve güzelim ormanların yanışını hep birlikte izledik.

Bu nasıl sorumsuzluktur!

Haziran ayındayız. Haziran demek, yurdumuzun özellikle Ege ve Akdeniz yöresinde kavurucu sıcakların ve dolayısıyla orman yangınlarının başlaması demektir.

Yangın mevsimi belli ve helikopter ihalesini yapmıyoruz. Marmaris tutuştuğunda ise sadece seyrediyoruz. Dik yamaçlardaki yangını insan gücüyle, kürekle söndürmeye çalışıyoruz. Oysa elde üç beş helikopter veya yangın uçağı olsa, iş belki en başında kontrol altına alınacak ve bu kadar büyümeyecek.

***

Orman yangınından sonra yanan bölgeyi görmek, herhalde dünyanın en azap verici şeylerinden biri. Daha birkaç ay önce yemyeşil örtünün altındaki cennette kuşlar cıvıldıyordu.

Sonra bir bakıyorsunuz, oraları siyah renge bürünmüş. Yanık ağaçlar, kara renkli ve sırıtan bir toprak. Canlı yaşam hiç kalmamış.

Gelibolu yarımadasını, birkaç yıl önce çıkan ve her yeri kül eden yangından yaklaşık altı ay sonra görmüştüm. Alevler şehit mezarlarına, Anzak mezarlarına, abidelere kadar yaklaşıp oraları bile yalamıştı.

Bir sigara izmariti, tarladaki otları yakmak isteyen birinin alevleri kaçırması, piknikçiler, PKK sabotajı...

Sonuçta o güzelim örtü gidiyor ve yerine gerçek anlamda kara toprak geliyor.

O yangın sonrasında Gelibolu yarımdasını ağaçlandırma çalışmaları başlamıştı. Küçük fidanlar dikiliyordu. Acaba şimdi durum nedir? Fidanlar tuttu mu, yeşerdi mi? Yoksa her şey oluruna mı bırakıldı?

Bizim medyamızda unutkanlık düzeyi çok yüksektir. Bir olay olur, kıyameti koparırız ve onu sonra tümüyle unuturuz. Benim zamanım olsa, gidip o yarımadayı bir göreceğim. Ama yok.

Dikilen bütün ağaçların en iyi olasılıkla tuttuğunu bile varsayarsak, bir ormanın eski durumunu alması için aradan 50 yıl geçmesi gerekiyor.

***

Marmaris ormanları önceki gün cayır cayır yanarken, biz seyrediyorduk!

Helikopter ihalesi ya ihmal edilmiş, ya bürokrasiye takılmış ve yapılamamıştı.

Orman Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlar ya uyuyordu, ya da birileri görev savsaklaması yapıyordu.

Yangın mevsimi başlamıştı ve ormanlarla kaplı Muğla'da yangın helikopteri yoktu. Türkiye adına utandım.

***

Söz ormandan ve ağaçlardan açılmışken, özellikle kentlerimizde izlediğim bir rezaletten de söz etmek istiyorum. Pek çok belediye ‘‘ağaç budama’’ altında ağaç katliamı yapıyor. Baltalı, testereli vahşilerden oluşan ekiplere ‘‘Budayın’’ emri veriliyor ve bunlar ağaçları bilinçsizce mahvediyor.

Ankara'da belediye tarafından dibinden kesilen aslan gibi koskoca ağaçlar biliyorum, inanmayana gösteririm.

Bazı Fazilet belediyeleri, budanıp mahvedilen kent ağaçlarından elde ettikleri odunu, seçmene dağıtıp oy avcılığı yaptılar. Odun uğruna ağaçları mahvettiler.

Bizim apartmanın bahçıvanı, geçen yıl bahçeye dalıp bütün ağaçları kesti ve yeşili bitirdi, elde ettiği odunu evine götürdü. Onu o gün yakalasam herhalde öldürürdüm. Sonra kovduk. Şimdi onun mahvettiği ağaçları yeniden diriltmenin çabasındayız.

Bilgisiz ve bilinçsiz adamlara yeşili ve ağaçlarımızı emanet ediyoruz. Sorumsuz kadroların bir helikopter ihalesini yangın mevsimine yetiştiremediğine tanık oluyoruz.

Şansımız var, yine de kıyıda köşede yeşil görüyoruz, ağaç görüyoruz.

JET-PA

Özellikle Almanya'da vatandaşlarımızdan yüz milyonlarca mark para toplayan Jet-Pa isimli kuruluşa bir kez daha dikkatinizi çekmek istiyorum. Paraların nerede olduğu, bunlarla ne yapıldığı belli değil.

Başındaki Fadıl Akgündüz isimli şahsın seçim öncesinde DYP'ye, onun adına yayın yapan BTV isimli televizyon kanalına ve Öncü Gazetesi'ne trilyonlar verdiği ve karşılığında bazı adamlarını milletvekili seçtirdiği çok yazılıp söylendi.

Maliye Bakanlığı, bu şahıs hakkında soruşturma açmıştı. Allah rızası için ne oldu bunun sonuçları?

Almanya bile Jet-Pa ve Fadıl'la ilgili soruşturma başlattı. Almanya, orada yaşayan insanlarımızı ‘‘Bunlara para vermeyin, paranız uçup gider’’ diye uyarıyor. Türk basınında bu doğrultuda yayınlar yapılıyor.

Peki ama halen özellikle Almanya'da bu kadar saf vatandaş var mı bunlara para veren? Herhalde yoktur.

O halde bu Jet-Pa değirmeninin suyu nereden geliyor?

Şimdi de çıkmışlar ortaya ‘‘Siirt'te otomobil fabrikası kuracağız’’ bahanesiyle vatandaştan yine para toplamaya kalkışıyorlar!

Siirt'i seçim öncesinde de bu numarayla kandırmaya kalkıştılar, ama bir tek çivi bile çakmadılar. Niçin Siirt?.. Çünkü patron Fadıl oralı! DYP Siirt listesinden adamlarını Meclis'e soktu, karşılığında ise seçim öncesinde Tansu'nun televizyonuna ve gazetesine trilyonluk ‘‘reklamlar’’ verdi!

Ama kabahat Fadıl'da değil, onun parasını bu yöntemle kullanan siyasetçilerde...

Para toplamasına yıllardan beri göz yumup hakkında başlatılan soruşturmaların sonunu bir türlü getiremeyen makam ve kuruluşlarda!



Yazarın Tüm Yazıları