Hamsi deyip geçmeyin

SEVGİLİ okuyucularım, geçtiğimiz çarşamba akşamı Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın bir çağrısı vardı. Davetiyede ‘‘hamsi kokteyli’’ yazıyordu.

Ben Haberal'ı çok uzun yıllar öncesinden tanırım. Ankara Bahçelievler'de iki katlı küçük bir binada açtığı Organ Nakli ve Yanık Tedavi merkezinden.

Sonra olay giderek gelişti, büyüdü ve bugün değil Ankara'nın, ülkemizin en seçkin hastanelerinden biri olan Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne dönüştü.

Haberal ve ekibi, Ankara'da Başkent Üniversitesi'ni kurdular. Şimdi orada binlerce öğrenci eğitim görüyor ve Haberal bu üniversitenin rektörü.

Mehmet Haberal Rizeli. Safkan Karadenizli olunca, verdiği davet de hamsi ağırlıklı olmuş. Fakat itiraf edeyim, ben o akşama kadar hamsinin böylesine yemek çeşitleri olduğunu bilmezdim.

***

Şimdi size o sofradan bazı hamsi çeşitleri sunuyorum:

Hamsili mini sandviç, salamura hamsi, hamsili kanape, hamsi çorba, hamsili sigara böreği, hamsili lahmacun, hamsili gözleme, hamsili ıspanaklı börek, hamsili içli köfte, hamsili krep, hamsi dolma, hamsi köfte, hamsi tava, hamsi kuşu, hamsi buğulama, hamsi döner, hamsi kroket, hamsi pilav, hamsili meyhane pilavı, telde hamsi, fırında patatesli hamsi, hamsi burger, hamsi kaygana, hamsi kiremit.

Bunların tadına tek tek baktım. Hepsi de nefisti. Demek ki, yemekleri hamsiyle yapmalıydı.

Masalarda birkaç çeşit ekmek vardı. Biri de hamsi ekmeği idi.

Bunca yemeği yedikten sonra sıra tatlılara geldi.

Tatlıların üzerine de ne oldukları tek tek yazılmıştı:

Hamsili baklava, hamsili revani, hamsili pay.

Hayatımda ilk kez hamsili tatlılardan yedim. Çok da beğendim.

Fakat bir eksik vardı. Tahin helvası, kabak tatlısı, ayva tatlısı ve fındıklı baklavada hamsi yer almıyordu!

***

Masalarda peynir tabakları, salatalar vardı. Haberal'a sordum:

- Peynirlerde de hamsi var mı?

Bir kahkaha attı, olmadığını söyledi ama günahı boynuna! Olsa da şaşırmazdım. Ya salatalar ve zeytinyağlı dolmalar? Onlarda da yokmuş.

İkram edilen fındık da hamsisizmiş! Fakat siz siz olun, yakında hamsili fındık, hamsili peynir, hamsili lahana dolması duyarsanız şaşmayın.

Bu Karadeniz insanının yapmayacağı şey yoktur!

***

Bazı gazetelerde pazar günleri yazı yazan, lüks restoranları ve lüks yemekleri tanıtan, içkiden ve yemeklerden fevkalade iyi anlayan, bunları yiyip içip ‘‘hımmm, çok güzeldi, tavsiye ederim’’ diye yazılar yazan, damak tadını çok iyi bilen, yazının sonunda restoranın adresini ve telefon numarasını vermeyi de kesinlikle ihmal etmeyen ve kendilerine ‘‘gurme’’ denilen arkadaşlar vardır.

Şimdi benim yazdığım bu hamsili yazı da onların tanıtım yazılarına benzedi ama öyle değil.

Ben gurme falan değilim. Karnını birkaç lokma peynir ekmekle, bir çorba pilavla doyurmayı bilen sıradan bir vatandaşım.

Ama doğrusunu isterseniz, hamsinin bunca çeşidini hayatımda ilk kez bir arada görüp tadına bakınca, böyle bir yazı yazıp ‘‘gurmelerin ilgi alanına’’ haddim olmayarak girmiş bulundum.

Görgüsüzlüğüme verin, lütfen bağışlayın.


AĞAÇLAR BUDANIRKEN!


Ağaç budama mevsimi geldi. Büyük kentlerimizde bilinçsiz belediye ekipleri, bahçıvanlar ve vatandaşlar, ellerine geçirdikleri baltalar ve elektrikli testerelerle güzelim ağaçları mahvetmeye başlayacaklar ve bunun adına ‘‘budama’’ diyecekler.

Amaç, önümüzdeki kış için mümkün olduğu kadar fazla odun elde etmek.

Bazı belediyeler bu odunları şeriatçı kuruluşlara verecek. Bahçıvanlar ve vatandaş evine götürecek. Olan yine ağaçlara olacak.

Ağaçların dalları bilinçsizce, gövdenin üstünden kesilecek. Ağaçlar totem gibi sipsivri kalacak, çoğu bir daha dal vermeyecek. Verenler çirkinleşecek, eski durumlarına yıllar sonra ancak gelecek.

Belediyelerde ‘‘ağaç nasıl budanır’’ sorusuna yanıt verecek bir tek yetkili yok. Ekipler ağaç katili olarak çalışıyor. Ağaç kesene verilen bir ceza yok.

Sal ekipleri cadde ve sokaklara, gaddarca kessinler o güzelim ağaçları!.. Ve bunun adı ‘‘budama’’ olsun!

Başkan beylerin keyfine, siyasi yatırımlarına, eşe dosta ve siyasal yandaşlarına trilyonları hortumlayan belediyeler, iş ağaç kesmeye gelince bir tek bilinçli ekip oluşturmasın, elde edilen odundan bile siyasi rant elde etsin! Vatandaş, evinin bahçesindeki ağaçları ‘‘gölge ediyor, kavaklar pamuk yapıyor’’ diye kessin, hiç kimse ses çıkarmasın!

Acı bir Türkiye gerçeği daha! Kimin umurunda?
Yazarın Tüm Yazıları