Gariplikler ülkesi

CUMHURBAŞKANI Ahmet Necdet Sezer birkaç gün önce Harp Akademileri Komutanlığı’nda konuştu, "Cumhuriyet rejimi tehlikede" dedi.

Dikkat ediniz, bu sözü sıradan bir vatandaş değil, ülkenin Cumhurbaşkanı söyledi. Kamuoyunda tık yok. Medya işin üzerine gitmedi, bu sözler sadece sıradan bir haber gibi yansıtıldı. Cumhurbaşkanı’na devletin bütün ilgili makamlarından sürekli olarak bilgi, belge ve raporlar gönderilir. Genelkurmay, MİT, Emniyet... Cumhurbaşkanı bu sözleri bilmeden söylemedi.

Fakat öyle bir dönem yaşıyoruz ki, elindeki medya gücü ve bütün kesimlere uyguladığı baskı nedeniyle gündemi sadece tek parti iktidarı belirliyor. Bir gariplikler ülkesi durumuna getirilen Türkiye’de bunları ilk kez yaşıyoruz.

Cumhurbaşkanı, "Rejim tehlikede" diyor, rejimi tehlikeye düşürenler yeni cumhurbaşkanını seçiyor!

* * *

Bir ülke düşünün, bütün gerilime rağmen borsası rekorlara koşuyor! Yüzde 70’ine yabancıların egemen olduğu borsa böyle bir ortamda nasıl oluyor da yükseliyor? Bunun yanıtını gazetelerde ve televizyonlarda izlediniz:

"Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olmayacağına ilişkin söylentiler güçlendikçe, borsa yükseliyor!"

İnanılmaz bir olay, inanılmaz bir gerekçe. Borsada malı götüren yerli ve yabancı para babaları şöyle düşünüp oynuyor:

"O, hükümetin başında kalsın. Çankaya’ya nasıl olsa aynı zihniyette birini çıkaracak. O takdirde gerilim azalacak ve bizler kazancımıza kazanç katacağız."

Öyle bir ülke ki, başbakan cumhurbaşkanı olmayacak diye borsa yükseliyor, keriz silkeleme operasyonları daha hızlı gerçekleşiyor.

Bir ülke düşünün, o ülkenin Meclis’i var! O Meclis’te tek parti iktidarı var. Oy veren seçmenlerin sadece yüzde 34’ü, kelle sayısının yüzde 66’sını onlara kazandırmış. Meclis yorgun, Meclis yıpranmış. Seçime birkaç ay var... Ve o Meclis şimdi cumhurbaşkanı seçecek. AKP’ye verilen beş yıl süre, Çankaya’nın da onlara geçmesiyle 12 yıla çıkmış olacak.

Dünyanın neresinde, hangi ülkesinde yüzde 34 oyla 12 yıllık bir süre kazanılır? Bu hangi mantığa, siyasetin ve ülke yönetiminin hangi kuralına uyar?..

Ve kimin aday olacağı bile belli değil. Vermişler elimize çelik çomağı, oynuyoruz! 73 milyon insanımızı kendilerince işletiyorlar. Gariplikler ülkesi!

* * *

Bir başbakan ve parti genel başkanı düşünün, devletin başı olmaya aday. O kişi sık sık yaptığı konuşmalarda bir konuyu vurguluyor:

"Siirt’te şiir okuduğum için hapis cezası aldım."

Millete doğru söylemiyor. Gerek mahkeme, gerekse Yargıtay kararında olay net bir biçimde anlatılıyor. Mahkeme kararlarından aktarıyorum:

"Siirt’te söylediği sözlerle toplumun laik kesimini din düşmanı olarak hedef göstermiş, din elden gidiyor propagandası yapmış, din ve ırk farkı gözeterek halkı kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmiştir. Halkı inananlar-inanmayanlar diye bölmeye çalışmıştır. Sanık bir kesimi diğeri aleyhine kışkırtmıştır. Sanık savaş çağrısı yapmıştır..."

Yargılama sonucunda kendisine 10 ay hapis cezası verildi. Kesinleşen kararda şu hüküm yer alıyor:

"Sanığın geçmişteki hali ve suç işleme eğilimine göre, verilen cezanın ertelenmesine yer olmadığına... Verilen cezanın paraya çevrilmesi halinde etkili olmayacağı ve sanığın kişiliği dikkate alınarak verilen cezanın paraya çevrilmesine de yer olmadığına..."

Yani millete bu konuda da doğru söylenmiyor. Hapis cezasını "şiir okuduğu için" değil, yukarıda yargı kararlarından özetlediğim nedenlerle aldı.

* * *

Millete doğru söylemediğinin küçücük bir örneğini daha vereyim. Elinizde varsa "TBMM Albümü 22. Dönem" kitabına bakın. Siirt bölümünde kendisinin fotoğrafını ve ismini göreceksiniz ve "İngilizce bildiğini!" hayretle, ibretle okuyacaksınız. O albüm için her milletvekili kısa özgeçmişini ve kişisel bilgileri kendisi verir.

Oraya İngilizce bildiğini yazdırmış! İngilizce bilmemek ayıp değil. Ayıp olan, bilmediği halde Meclis albümüne kendisini İngilizce biliyormuş gibi yazdırmak.

Gariplikler ülkesi olduk. Ama bir cümlesi çok doğru! Cumhurbaşkanının kim olacağı konusunda
"Verdik ellerine çelik çomağı, oynuyorlar" diyor. Kendi yandaşları ve partisi dahil, Türk milletinden -hiç sıkılmadan- böyle söz edebiliyor.

Allah hepimize sabır versin, oy vereceklere akıl fikir ihsan etsin.

Amin.
Yazarın Tüm Yazıları