SEVGİLİ okuyucularım, bir önceki ayın enflasyon rakamları, izleyen ayın ilk günlerinde açıklanır.
Birkaç gün önce mayıs rakamları açıklandı ve enflasyonun, yani hayat pahalılığının ‘‘eksiye’’ geçtiği resmen bildirildi!
Biz, söylemesi ayıptır dünyanın en ilgisiz toplumu olduğumuzdan, çoğumuz buna sevindik! ‘‘Oh ne güzel’’ demeye başladık. Ama ‘‘Yav kardeşim, bu enflasyon rakamlarını nelerin fiyatları oluşturuyor’’ diye sormak aklımıza gelmedi. Şimdi size, fiyatları enflasyon ölçümünde kullanılan maddelerden bazılarını sayayım da şaşırın:
Oysa adına ‘‘enflasyon’’ dediğimiz olay, özellikle vatandaşın günlük yaşamını ilgilendiren bir konu. Bakkala, manava, markete gittiğimiz zaman ne harcıyoruz? Günlük yaşam, özellikle gıda ve beslenme için cebimizden çıkan para artıyor mu, azalıyor mu?
Mayıs ayında günlük yaşam gerçekten ucuzladı mı?
Bu sorunun yanıtı çok net ve açık:
Hayır! Ucuzlamak bir yana, daha da pahalılaştı.
Bu yazdığıma inanmayan olursa, günlük alışverişini yaptığı bakkala, manava, markete sorabilir.
DİE endeksine göre mayıs ayında ucuzlayan mallar şunlar:
Yumurta, çilek, ceviz içi, kuru incir, marul-kıvırcık, taze fasulye, bezelye, yeşil soğan, turp, kabak, patlıcan, biber, bamya, kuru fasulye, salamura üzüm yaprağı.
Öteki mal ve hizmetlerin fiyatı ya aynı kalmış, ya da artış göstermiş.
(Mayıs ayının sonlarında içki ve sigaraya yaklaşık yüzde 10 zam yapıldı. Fakat endekste bu mallardaki fiyat artışı -her nedense-yüzde 1 dolaylarında gösteriliyor. Vatandaş kafamla bunu anlayamadım.)
Şimdi gelelim günlük yaşam ve mutfakta hissettiğimiz enflasyon olayına. Mayıs ayında tereyağ, deterjan, et, ekmek, su, süt ürünleri, çay, makarna, pirinç fiyatlarında artış ya az, ya da yok.
Ama fiyatlarında düşme de yok.
Buna karşın peynir, zeytin, zeytinyağ, sıvı yağ, içki, sigara, pastırma, sucuk, doğalgaz, şeker ve daha nicelerinin fiyatı zamlandı.
Bu yazdıklarımı kendi çevrenizden kısa bir araştırma sonucu öğrenebilirsiniz.
***
Bu durumda nasıl oluyor da enflasyon mayıs ayında ‘‘eksi’’ duruma geliyor?
Acaba listede yer alan ve yukarıda size ilettiğim dinamit, enjektör, tül perde, oto jantı, serum, fişek gibi günlük yaşamı ilgilendirmeyen mallar mı ucuzladı? Enflasyonu onlar mı eksiye geçirdi? Hayır!
Peki bunların endeksteki ‘‘ağırlık oranı’’ nedir?
Örneğin vatandaşın yaşamında hiçbir ağırlığı olmayan pinpon topu ile çok büyük ağırlığı olan ekmek, peynir, zeytin, tüpgaz, yağ, meyve-sebze, et, aynı kefeye mi konuluyor?
Dikenli tel, sönmemiş kireç, fişek gibi malların fiyatı düşebilir. Ya bizim gıdalarımızın fiyatı? Yani enflasyon hangi ölçülere göre ‘‘eksiye’’ geçmiş?
Burada ‘‘DİE acaba hükümete arka çıkmak için rakamlarla mı oynuyor’’ sorusunu sormak bile istemem.
Ancak DİE, bu işin nasıl, neye göre ve hangi ağırlıktaki rakam ve oranlarla hesaplandığını kamuoyuna en basit bir biçimde açıklamalıdır.
Vatandaşı ilgilendiren, özellikle mutfağına ve günlük yaşamına ilişkin fiyat artışlarıdır.
DİE'nin yerinde olsam, her ay bir de ‘‘mutfak enflasyonu’’ rakamı açıklarım. Ak koyun kara koyun o zaman belli olur.
Size yukarıda özetle verdiğim tablo, vatandaşın günlük yaşamındaki enflasyonda düşme falan olmadığını gösteriyor. Eğer açıklanan düşüşü iklim ve mevsim gereği meyve-sebze fiyatları (!) belirliyorsa, o halde yaz sonunda yaşayacağımız büyük yükseliş sonrasında hep birlikte oturup ağlamamız gerekecek.
Lütfen ciddi olalım, toplumu böyle esrarengiz, günlük yaşamdan kopuk rakamlarla avutmaya çalışmayalım.