Devletin okulu Fethullah dershanesine

İlçede okullar ve derslikler yetmiyor. Binayı Sarıkaya Lisesi istiyor, verilmiyor. Yurt yapılması isteniyor, kabul görmüyor. Buna karşın devletin okul binası, dershane olsun diye özel bir şirkete veriliyor. Hazırlanan protokolü ilin valisi dahil üst düzey yöneticileri imzalıyor, Milli Eğitim Bakanlığı onaylıyor.

İşin içinde Fethullah Gülen cemaati olunca işlemler jet gibi bitiriliyor.

Üstelik dershaneden para da istenmiyor. Yapacağı tek şey, okul binasını dershaneye çevirmek olacak.

Bu işin ardında bir AKP Yozgat milletvekilinin olduğu iddia ediliyor.

Sarıkaya İlçesi’nde devletin okulları ve derslikleri yetmediği için ikili öğretim yapılıyor. Buna karşın üç katlı ve 10 derslikli bina, Fethullah Gülen cemaati tarafından açılacak dershaneye, özel bir şirkete devrediliyor.

Bina şu anda özel şirketin kullanımında. Varılan anlaşma uyarınca bu dershanede açılacak kurslara her yıl 10 imam hatip öğrencisi ücret vermeden katılacak. Ayrıca kurslara katılacak imam hatip öğrencilerine yüzde 50 indirim yapılacak.

Bu nasıl ‘Milli’ Eğitim Bakanlığı? Bu nasıl iş? Devletin eğitim kurumlarını da Fethullah ekibine mi hediye etmeye başladılar?

Fethullah Bey yaşamını ABD’de sürdürüyor. Her nedense (!) Türkiye’ye gelemiyor.

Denizde kum, bu cemaatte para! Türkiye’nin her yerinde okullar, dershaneler ve ücretsiz nur evleri açıp gençlerimizi kendilerine bu yolla çekiyorlar. Üstelik gazeteleri ve televizyon kanalları var. Zaman Gazetesi, Samanyolu TV bunların. Hem de o kadar paraları var ki, her gün yüz binlerce adet Zaman Gazetesi’ni bütün Türkiye’de ücretsiz dağıtıyorlar.

En büyük destekçileri ise devletimiz!

UNIVERSITY OF GOD

Yani ‘Allah’ın Üniversitesi’. Adam bu isimle üniversite (!) kurmuş, 100 dolara öğrenci kaydediyor. Üstelik lisesi de var! İnternet sitesinden bilgi alıyoruz: Rektörü İskender Ali Mihr. Bu isim bana yabancı gelmiyor. Hemen anımsıyorum. Bu herif Turgut Özal başbakan iken Devlet Planlama Teşkilatı’nda çalışırdı. Odasında ve çeşitli yerlerde ayinler düzenler, özellikle kız çocuklarını çağırırdı.

Ben Hürriyet’te kendisine suçüstü yapıp ipliğini pazara çıkarmıştım. Gerçek adı başka. İskender Ali Mihr düzmece ismi.

Bu kepazeliğe Turgut Özal bile dayanamamış ve hiç değilse kendisini kurtarmak için ‘o adam kafadan kontak’ demek zorunda kalmıştı.

Öğrenci başına 100 dolar tırtıklıyor, İngilizce ve Türkçe şeriat derslerini izleyip sınavı kazananlara ‘üniversite diploması’ veriyor. Tipik bir din bezirgánı.

Ne yazık ki ülkemizde bir sürü saf vatandaş bunların tuzağına düşüyor.

University of God! Allah’ın Üniversitesi!

Herifçioğlu hiç utanmadan dolar karşılığı Müslümanlık ticareti yapıyor, devlet bu adamı seyretmekle yetiniyor.

BAŞBAKANLIK MESCİDİ

1960’lı yılların sonlarında Turgut Özal DPT Müsteşarı olmuştu. Beraberinde seçmece bir ekip getirdi. Bunların ilk işi, o güne kadar çağdaşlığın ve uygarlığın okulu olan Planlama’da alaturka tuvaletler yaptırmak ve takunya kullanmaktı! Özellikle cuma günleri koridora tahta takunyalarla çıkıp takur tukur yürüyerek tuvaletlere aptes almaya giderlerdi. Biz de bunlara gülerdik! (Sonuçta ben DPT’den kovuldum!)

Türkiye’de ‘dinci’ ekibin ele geçirdiği ilk devlet kalesi, 1960’lı yıllarda Devlet Planlama Teşkilatı olmuştu. ‘Takunyalılar’ sözcüğü oradan kaldı. Sonra plastik tokyolar ve terlikler çıktı ve tahta takunyaların pabucu dama atılınca bu deyim de unutuldu. Dün Ali Ekber Ertürk’ün fotoğraflı haberi vardı:

Ankara’daki Başbakanlık binasında kadınlar mescidi açılmış! Kapısında ‘erkekler giremez’ yazıyor.

Vay canına! Başbakanlık binasında erkek mescidi yetmemiş, bir de kadınlar için açmışlar. Allah kabul etsin!

Nereden nereye geldik!