Çakmur soruyor

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Eski milletvekili, bakan ve İzmir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur'dan aldığım mektubu hiçbir yorum yapmadan, sadece biraz kısaltarak size sunuyorum:

‘‘Size bir belediye başkanının nasıl kişisel kazanç sağladığını, bunu nasıl yaptığını, ölçüyü nasıl kaçırdığını, ‘Ne yapıyorsun, bu kadar da olmaz' diyenlere nasıl kafa tuttuğunu belgeleri ile anlatmaya çalışacağım.

1994 yılında işbaşına gelen bugünkü başkan Özfatura, kurgusu çok önceden yapılmış bir planı adım adım uygulamaya başladı. Önce, eline hangi medyayı geçirdiyse (gazete, televizyon, bilboard) amansızca bizim dönemimize saldırdı. Yalan yanlış bilgilerle, kendisine borç içinde bir belediye bıraktığımızı kamuoyuna anlatmaya çalıştı. Hatta bu işi o kadar ileriye götürdü ki, 1984-1989 (1.Özfatura dönemi) yıllarında alınmış ve zamanımızda ödenmiş tüm dış kaynaklı kredileri bile borç olarak gösterdi. Amaç belli. Ne kadar borç içinde bir belediye devraldığına halkı inandırmak! Bunun sonucu olarak da İzmir'in öz değerlerini satarken, kamuoyu baskısından kurtulmak! Doğru söylemek gerekirse bunda da başarılı oldu. O sattı, medya sustu. O sattı, kamuoyu baktı.

Önce Tansaş'ın B grubu hisselerini halka arz adı altında, 1996 yılında yurt içinde ve yurt dışında blok olarak sattı. Kime satış yapıldı sorusuna şu ana kadar cevap veremedi. Zaten bu soruyu bizden başka da kimse sormadı. Bu satış Özfatura'yı daha da cesaretlendirdi Bu kez Tansaş'ın B grubu hisselerinin geriye kalan yüzde 22'lik bölümünü, FİBA-Güçbirliği Holding'e blok olarak sattı. Bu satışta akıl almaz hatalar yaptı. 12 milyon hisse satması gerekirken, kendisini Türkiye'nin en iyi hesap adamı ve mali müşaviri olarak tanıtan Özfatura, aynı fiyata 55 milyon Tansaş hissesini satıverdi. Konuyu mahkemeye taşıdık. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. Dava sürüyor. Hisse satışında yapılan bu maddi hatayı düzeltmek için tekrar Belediye Meclisi'ne gidildi. Bu maddi hataya Meclis üyeleri de dahil edildi.

Tansaş'ın B grubunu eline geçiren alıcılar, bu kez A grubu hisselerine talip oldular. Belediye Başkanı ve Güçbirliği Holdingciler bu satışı da gerçekleştirdiler.

Tansaş'ı bu grup sermayeye altın tepsi içinde sunan Özfatura, hızını bu kadarla almayıp, İzmir'in en değerli mülklerini, kumarhaneciler başta olmak üzere, adına Güçbirliği Holding denilen İzmir'in üç-beş işadamına sattı. Kent içindeki denize sıfır 14 dönümlük eski mezbaha alanı 90 milyar liraya, yani İzmir kordonundaki bir daire fiyatına (Kumarhane işletmecisi Sudi Özkan'a) satıldı.

Yine İzmir'in merkezindeki 33 dönümlük eski garaj arsası, fuar alanına dahil edilmesine ve bu konuda Meclis kararı ve projeleri olmasına rağmen Güçbirliği Holding'in de içinde bulunduğu konsorsiyuma satıldı.

Yine bu hesap-kitap adamı Çiğli'de 830 dönümlük araziyi, bizim zamanımızda Belediye Meclisi'nin ağaçlandırma sahası kapsamına alınmasına ilişkin kararına rağmen, bu karar gizlenerek, içinde milletvekillerinin de bulunduğu ve daha sonra yarısı kumarhanecilere devredilen araziyi imara açmakta çekinmedi. Bin bir güçlükle kurduğumuz benzin istasyonlarını, sudan ucuza elden çıkardı. İzmir'in çok az kalmış tarihi değerlerinden biri olan ŞATO'yu, meyhane olarak Güçbirliği Holding'e devretti.

Göreve geldiğinde ‘Borç içinde yüzüyoruz. Gerekirse belediye binasını da satarım' şeklinde açıklamalarda bulunan bu zat, gerçekten belediyenin kıymetli mülklerini peş peşe sattı. Bu satışları yaparken Allah adına, hak adına yaptığını da söylemekten geri durmadı.

Konuyu biraz uzun tuttum. Ancak bu zihniyeti anlatmak pek öyle bir iki paragrafa sığmıyor.

Şimdi size bir belediye başkanının, kişisel servetini nasıl artırdığının öyküsünü anlatmaya çalışacağım.

Daha önce sözünü ettiğim ve İzmir'in değerlerinin satışında hep ismini gördüğümüz Güçbirliği Holding'e dikkatinizi çekmek istiyorum.

Yıl 1995. Hükümetin elektrik dağıtımlarının özelleştirileceğini açıklamasından sonra İzmir ve Manisa elektrik dağıtımına talip olmak üzere İZMAŞ adı altında bir şirket kuruldu. Şirket kağıt üzerinde. Yani ahım-şahım bir sermayesi, gayrimenkulü yok. Ama bu şirketin Burhan Özfatura gibi bir ortağı var. Güçbirliği Holding sahibi Kemal Zorlu, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş da ortaklar arasında.

(Yer darlığı nedeniyle, tüm ortakları burada yazamıyorum. EÇ).

Şirket ortakları çok ilginç! Bir tarafta İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 3 şirketi, öbür tarafta İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin sattığı tüm varlıklara alıcı olan bir grup işadamı ve bir Belediye Başkanı!

Şirket ana sözleşmesine göz attığınızda, başta Özfatura olmak üzere 5 özel kişinin kendilerine nasıl imtiyazlar tanıdıklarını hayretle göreceksiniz. Şirket hemen toplanıp görev bölümü yapıyor ve başkanlığa 3 yıl için Burhan Özfatura seçiliyor. Kağıt üzerinde kurulan İZMAŞ, Özfatura'nın akıl almaz girişimleri sonucu katrilyonlarla ifade edilebilecek İzmir-Manisa elektrik dağıtımını alıyor...Ve bir anda, sözde küçük bir hissesi olan Özfatura şirketin bu işi alması ile çok büyük bir kazanç sağlıyor. Tabii işi alırken başta İzmir ve Manisa Milletvekilleri olmak üzere Başbakan Mesut Yılmaz'ı, ‘Elektrik işini İZMAŞ'a vermezseniz sizi İzmir'e sokmam' diyebilecek kadar, siyasi tehditlerini ileriye götürüyor. Bu tehditlerini gazetelere haber olarak taşıyor.

Son olarak bu şirketin İzmir ve Manisa elektrik dağıtımını almasından sonra, şimdi bir Amerikan şirketi 400 milyon dolar, yaklaşık 108 trilyon lira ile bu şirkete ortak olmak için görüşmektedir. Merak ediyorum ve soruyorum: Özfatura'nın hissesi acaba, şirkete bu 108 trilyonun girmesi ile kaç liraya yükselmiştir? Bu artışta hangi alın teri, hangi sermaye, hangi hak vardır? Bu büyük servet artışı ‘Ben hesap kitap adamıyım' demekle açıklanabilir mi? Açıklanırsa bu nasıl hesap kitaptır?

Önce İzmir Belediyesi'nin en değerli arazilerinden binalarına varıncaya kadar tüm varlıklarını, İzmir'in çok değerli işadamlarına sat, sonra bu işadamları ile otur, kendine de pay alarak bir şirket kur! Sonra bu şirkete İzmir ve Manisa'nın elektrik dağıtımını al! Bu nasıl ticaret, bu nasıl siyaset, bu nasıl belediye başkanlığı, bu nasıl hak ve adalet?

Değerli Emin Çölaşan dostum, içim yanıyor, ıstırab çekiyorum’’.













Yazarın Tüm Yazıları